İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına, "Nevruz'un, zor zamanlardan geçen, türlü sıkıntılarla uğraşan aziz milletimize, mutluluk, huzur ve refah getirmesini diliyorum. Bu günler elbette geçecek ve aynı büyük kararlılıkla, o güneşli baharları hep birlikte mutlaka göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." ifadeleriyle başladı.
Türkiye'nin bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğunu ileri süren Akşener, "Türkiye, hukuksuzlukla, adaletsizlikle karşı karşıya. Türkiye, milli iradeye yapılan saygısızlıklarla karşı karşıya. Cumartesi sabahı itibariyle yaşananlar, beş bin yıllık devlet geleneğimizin, başımıza bela edilen bu ucube sistemde, ne büyük bir tehdit altında olduğunun göstergesidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Anayasada, kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz." hükmünün bulunduğunu belirten Akşener, şöyle devam etti:
"Oysa bir bakıyoruz, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, kendisine ek yetkiler verilmiş, sayın Erdoğan, millet iradesini hiçe sayan o kanunsuz yetkiyle, gece yarısı aklına esmiş, ve İstanbul Sözleşmesi'ni feshetmiş. Bu yetki aşımı, milletimiz için hak gaspıdır. Mesela, mülkiyet hakkı da, aynı yöntemle gasbedilebilir. Mesela, memuriyetten doğan tüm haklar da, aynı yöntemle gasbedilebilir. Mesela, çalışanlarımızın tüm yasal hak ve güvenceleri de aynı yöntemle gasbedilebilir. Bu gaspın bir kez önü açıldı mı, nerede duracağını kestirmek zordur."
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesinden ayrılması
Akşener, Türkiye'nin, İstanbul Sözleşmesinden ayrılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İstanbul Sözleşmesinin, 2011'de tüm partilerin onayı, milli bir uzlaşıyla Meclis'te kabul edildiğini anımsatan Akşener, sözleşmenin AK Parti'nin iktidarları döneminde yaptığı en ender iyi işlerden biri olduğunu savundu.
"Bunca yıldır, bu sözleşmeyi iç siyasete malzeme yapıp kadınlardan, çocuklarımızdan, aile yapımızdan dem vurup siyasi rant kovalayan Sayın Erdoğan'ın, bugün çıkıp aynı sözleşmeyi feshetmeye kalkması sizce de garip değil mi?" diye soran Akşener, bunun garip ancak şaşırtıcı olmadığını söyledi.
"Türkiye'de son bir yılda 304 kadın öldürüldü"
Akşener, Türkiye'de son bir yılda 304 kadının öldürüldüğünü, her gün ülkenin dört bir yanından kadına yönelik şiddet görüntülerinin geldiğini, çocukların bile şiddetin, tacizin, tecavüzün mağduru olduğunu, boşanmaların çığ gibi arttığını ve aile yapısının sarsıldığını dile getirdi.
Devletin, kadınları, çocukları, aileyi koruması gerektiğini, İstanbul Sözleşmesi'nin de tam da bunun için var olduğuna inandıklarını anlatan Akşener, iktidarın ne kadınları ne çocukları ne de aile yapısını korumak gibi bir derdi bulunduğunu iddia etti.
Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması
Türkiye'yi yönetenlerin, ne içeride ne de dışarıda yatırımcıya güven vermediğini ileri süren Akşener, milletin işiyle, aşıyla, hakkıyla ilgilenmeyen bu iktidarın artık ömrünü tamamladığını, akıldan ve sağduyudan uzaklaşarak şirazelerinden tamamen çıktığını iddia etti.
Naci Ağbal'ın Merkez Bankası Başkanlığından alınmasına değinen Akşener, "Piyasalar için istikrar ve güvenin adresi olması gereken Merkez Bankasını, yapboz tahtasına çevirmeleri de işte bundandır." dedi.
Akşener, Türkiye'nin Erdoğan'ın, "düşünmeden aldığı şuursuz kararlar" sonucunda hem yüksek faizin acı reçetesini ödediğini hem de yükselen kur ve artan enflasyonla boğulmaya mahkum olduğunu savundu.
"Kendimizden sandıklarımızın bizi ayırmasından sıkılmadık mı?"
Akşener, ülkede çok ciddi tasarruf açığı olduğunu, sınırlı tasarrufların da doğru yerlerde kullanılması ve bu yüzden Kanal İstanbul gibi projelerle ülkenin tasarruflarının heba edilmemesi gerektiğini savundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, "Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının bizleri bölmesinden artık bıkmadık mı? Önümüze ardımıza bir sıfat koyup, bunu zorla kabul ettirmeye çalışmalarından usanmadık mı? Eloğlunun değil, kendimizden sandıklarımızın bizi ayırmasından sıkılmadık mı? Biz sıkıldık. Ocu, bucu, şucu diye tasnif edilmekten, sonra da adına siyaset diyerek üzerimize hesap kitap yapılmasından artık sıkıldık. Ayrıştırılmaktan, kutuplaştırılmaktan, birbirimize yabancılaştırılmaktan artık sıkıldık. AK Parti'ye oy verenin makbul, vermeyenin terörist ilan edilmesinden artık sıkıldık." diyerek, sözlerini tamamladı.