Bir konuda artık anlaşmalıyız…Halk "zavallı" Halk "kandırılmış"
Halk "kendisinden gizlenen gerçeklerle kör, sağır olmuş"
Halk “dinini bunlar yüzünden yanlış yaşamış”
Halk “iyi ahlaklı” Halk “dürüst” Halk “namuslu” Halk “haktan yana”
Bunların tümü kent efsanesi. Kendi yalanına inanma gösterileri.
Benim de ara ara yaptığım ukalalıkla onlara “halk” falan deyip hümanist düşüncelerle “ah bir görseler gerçekleri” diyoruz ya; hah işte onlar o ‘gerçekler’ denilen şeylerin sonuna kadar farkındalar.
Onlar kandırıldıkları için o partiye oy vermiyorlar, onlar kendileri gibi oldukları için o partiye oy veriyorlar. Onlar sanıldığı gibi uykuda değiller, aksine akıllı geçinenlerden on kat daha fazla uyanıklar.
O “halk” aslında kim biliyor musunuz?
O halk Atatürk Havalimanında çalışan ve turist kazıklamayı başarı sanan taksici,
O halk Cuma namazından sonra torunu yaşında kızın kıçına bakıp iç çeken tonton amca,
O halk altın günlerinde üst katında ki günahsız öğrenci kıza “eve erkek alıyor, orospular doldu apartmana” diye dedikodu yapan hacı teyze,
O halk tecavüze uğramamak için camdan atlayan kızın haberinin altına “zaten açık kapıymış, ne kaybederdi ki?” yazan türbanlı bacı,
O halk tek vuruşla ağzını dağıtmak istediğim “çaldıysa çaldı; Ecevit, Sezer çalmadı mı? Bu hiç olmazsa Müslüman, diğerleri Siyonist köpeklerdi” diyen güvenlik görevlisi,
O halk ambulansın peşine takılıp üç araç geçmeyi kazanç sayan trafikteki şoför,
O halk ağzından “cahiliye devri” düşmeyen ama “kitap okuyunca başıma ağrılar giriyor” diyen adam,
O halk “irkekler birbirini düzüyordu, Allah’ da Lut kavminin üzerine bela yolladı” diye derste anlatıp, akşam erkek öğrencilerinin üzerine çullanan dernek öğretmeni ,
O halk anaları, babaları öldüğünde üzülmeden önce “sana bir daire fazla düştü” diye saç saça, baş başa giren hatta kardeşlerini pompalı tüfekle vuranlar,
O halk lokantasında çorbayı Türk’e beş liradan turiste 20 liradan satanlar.
O halk, 250 gram ekmekten 20 gram çalmayı ticaret sananlar,
O halk, dönere patates katıp satanlar,
O halk süt tozundan yaptığı sütü taze süt diye satanlar,
O halk, aynı daireyi 10 kişiye satarak insanların hayallerini öldürenler,
O halk, vakit namazlarını yok sayıp Cuma günleri pasajları, yolları, meydanları namaz kılmak için dolduranlar,
O halk, dini varsa ahlakın gerekmediğine inananlar,
O halk, dinden çıkan öldürülmeli diyen imansızlar topluluğu,
O halk, etsiz sucuk yapıp kilosunu 15 liradan satanlar,
O halk kendi yaşam alanında insan gibi yaşamak için sosyalist partilere oy verip; senin ülkende “Müslüman caaanım” diye bir partiye oy veren , gurbetçiler,
O halk her ramazan ekranda ki sahtekar “kütük Allah diyorduuu” dediğinde ağlayanlar,
O halk ağzından “Tanrı Misafiri” düşmeyip Pippa Bacca’ ya tecavüz edip öldürenler,
O halk bir lira verip gazete almayan ama bir paket sigaraya 10 lira ödeyenler,
O halk, bedava balon almak için birbirlerini ezenler,
O halk rutin trafik çevirmesinde polise nereli olduğunu sorup en alttan, en üste otoriteye biat edip, yaltaklanmaya çalışanlar..
Halk; tek bir kitap okumayıp her konuda fikri olanlar.
Halk; kendisi gibi düşünmeyenden başkasının yaşamasını istemeyenler.
Halk; cehaletin hadsizliğinden izlediği salak saçma dizilerden veya yarışma programlarından mutlu olanlar.
ANAP iktidarı döneminde bir yazımda sormuştum.
“Hırsızlığa neden karşısınız? Payınızı alamadığınız için mi yoksa gerçekten hırsızlığa karşı olduğunuz için mi?”
Bugün aynı soruyu yineliyorum…
Artık bir yerde anlaşalım:
Halk bu saydıklarım.
Sen, ben, biz değiliz. Belki aynı parayı kazanıyor belki aynı hayat koşullarında yaşıyoruz ama halk ne kandırılmış garibanlar ne de sanıldığı kadar masumlar.
Ortada bir savaş var ve bu ideolojilerin savaşı değil!
Sadece iyilerle ve kötülerin savaşı!
İyiler bu savaşı kazanmak istiyorlarsa önce gerçeği görmeli ve savaşmayı benimsemeli.
Kimse dualardan geri dönüş beklemesin.
Gereğini yapılmadan edilen duaların tümü duvara çarpar ve asla yerine ulaşmaz.