İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel seçimlerde aday olup olmayacağına ilişkin, "Aday olsam da olmasam da partim için çalışacağım. Adaylık konusunda kafam net değil; gidip geliyorum, bakıyorum" dedi
Gazeteci Mehlika Türkmenoğlu Gökmen’in sunduğu "Fuar Sohbetleri" programında canlı yayın konuğu olan Başkan Kocaoğlu, 87. İzmir Enternasyonal Fuarı’ndan (İEF) siyasete kadar pek çok konuda açıklamalar yaptı. Yerel seçimlerde aday olup olmayacağı sorusuna da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, "Aday olsam da olmasam da partim için çalışacağım. Adaylık konusunda kafam net değil; gidip geliyorum, bakıyorum. Çok yoğun bir program içindeyiz. Fuardan sonra ailemle görüşüp onların fikirlerini alacağım. Arkadaşlarımın görüşleri çok önemli. En önemlisi de İzmirli hemşehrilerimizin görüşleri. Zaman zaman hizmete, memnuniyete yönelik kamuoyu araştırmaları yapıyoruz. Oradan neyin ne olduğu çıkıyor. Ben hiç anket açıklamam, o zaman anketin kıymeti kalmaz" diye konuştu.
"1 EKİM'DE SADECE BASINA ÖZEL BİR AÇIKLAMA YAPACAĞIM"
Hiçbir dönem kimseye gidip de "Beni aday yapacak mısınız?" diye sormadığını belirten Kocaoğlu, şöyle devam etti:
"Sormadım, sormam da. Ben o işlere bakmam. 2009’da bakmadım; 2014’te de bakmadım. 2009’da, seçime 6 ay kala yazılı açıklama yapmak zorunda kaldım. 2014’te de Cumhurbaşkanımız, Binali Yıldırım’ın elini kaldırdıktan 15 dakika sonra gidip aday oldum. O gün öyle gerekiyordu çünkü. Yine aynı yol ve yöntemle hareket edeceğim. 1 Ekim’de sadece basına özel bir açıklama yapacağım. Kitlesel bir açıklama yapmayacağım. Öbür türlüsü şova dönüşür."
Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki değişim talebine ilişkin de konuşan Başkan Kocaoğlu, "Evet, değişim talebi var ve bunu ben açık yüreklilikle, üç cümleyle söyledim. O üç cümleyi herkes kendine göre çekince biraz daha detaylı ikinci açıklamayı yaptım. Muharrem İnce’yi desteklediğimi söyleyenler oldu. İşi kişiselleştiriyorlar. Bu işler kişiselleşmez. Değişim talebim var mı? Var. Sizin olmayabilir. Bu kesinlikle kişi ile ilgili değil. Dış politika, ekonomi ve teröre yönelik sorunlara köklü çözüm getirecek bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu Sayın Kılıçdaroğlu ile defalarca konuştum. Bu yol haritası yapılmadığı müddetçe sadece iktidar partisini eleştirerek bir yere varılamayacağını söyledim. Genel başkan yardımcıları içinde diyalog kuracağım, benim söylediğimi yanlış anlamayacak birkaç kişiyle de paylaştım bunları. 15 sene evvel İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Bir model geliştirdim. Tarım, sanayi, hizmet, turizm, liman; her şeyi var. Kenti buraya getirdim. Sürdürülebilir bir kalkınma ile vatandaşın gelir seviyesini artırmak için projeler ürettim. İstiyorum ki, bunu parti de yapsın. Burada örneği var. Gelip bakın. Biz İzmir modeli üzerine 5 ciltlik kitap hazırladık. Örneğin 400 milyon lira para harcayarak Fuar İzmir’i yaptık. Bugün 1 milyar liraya yapmak mümkün değil. Türkiye’de böyle fuar merkezi yok. Gelin bunları görün, anlayın, örgütlere anlatın. Ama maalesef. Geçmiş yıllarda 3 kitap yolladım tüm parlamenterlere bölgelerdeki stratejik kalkınma projelerine ilişkin. Partimizden tek bir geri dönüş olmadı ama Oktay Vural aramıştı örneğin. Çalışmayı incelemiş ve teşekkür etmişti" dedi.
"EGOM YOK"
Halktan birisi olduğunu, ömrünün çalışmakla geçtiğini ve hiç işten kaçmadığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, "İnsanları seviyorum. Hiçbir zaman egom olmadı. Babam da böyleydi; hep başı öne eğik yürürdü. Ona ‘dik yürü Kocaoğlu’ derlerdi. Kendisi de ‘Olgun başak eğik durur’ diye yanıt verirdi. Bana herkes ulaşabilir, her sözü söyleyebilir. Çözüm odaklı çalışmanız, ayrım yapmamanız, kimseyi dili, dini, mezhebi, siyasi partisi, bölgesi, kenti, kasabası diye ayırmamanız sizi sıradan görmelerine neden oluyor" dedi.
"KİMSENİN KUYRUĞUNA TAKILIP GİTMEM"
Hiç kimsenin adamı olmadığını, adamcı siyaset yapmadığını, ülkenin genel durumu ve barışı tesis etmenin önemi ile her fırsatta bildiklerini, düşündüklerini vatandaşlarla paylaştığını dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu şunları kaydetti:
"Doğru bildiğimi yaparım. Ama yanlış olduğunu anlarsam dönerim. Ayrım yapmam. Onun bunun, kimsenin kuyruğuna takılıp gitmem. Gitmedim de bugüne kadar. Ekibim filan da yoktur. Doğru yapıyorsam beni destekleyin. Yanlış yapıyorsam desteklemeyin. Her insan kıymetlidir, özeldir. ‘Belediye başkanlığını benden başkası yapamaz’ demek egodur, özgüven patlamasıdır. Ben kararımı henüz vermedim. Kimse babasının evinde belediye başkanlığını öğrenmez. Bunu belirli bir deneyimi olan, çalışmayı göze alan ve hayalperest olmayan insanlar yapar. Ayrıca belirli kişilik özelliklerinin de olması gerekir. Aday olsam da, atansam da, atanmasam da, ön seçim olsa da olmasa da partime çalışacağım."
"İZMİR CHP'NİN KALESİ DEĞİL"
İzmir’in CHP’nin kalesi olmadığını, yerel seçimlerde belediye başkanı adayının büyük önem taşıdığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, CHP’lilerin 24 Haziran seçimlerinden sonra yaşadıkları kırgınlık nedeniyle sandığa gitmeyeceği iddialarına ilişkin olarak da, "Parti üyesi CHP’li eleştirir, acımasız da davranır ama sabah kalkar oyunu verir. Parti terbiyesi bunu gerektirir. Belediye başkanı adayları belirlerken belirli kriterlere dikkat edilmesi gerekir. Hiçbir yer kimsenin arka bahçesi değildir. İzmir CHP’nin kalesi hiç değildir. Evet, CHP İzmir’de güçlü. Herkes aday olmak hak ve özgürlüğüne sahiptir. İster üye olsun, ister delege olsun, ister genel merkez olsun; seçecek olanların titiz davranmasında fayda var. Kaybedilmeyebilir ama zayıflarsın. Önemli olan başarılı bir şekilde kazanmaktır. Adayların hepsine hayırlı olsun; hepsine de başarılar diliyorum. Her şey gönüllerince olsun" açıklamasını yaptı.
"ŞERBETLİYİM, ZOR İŞİ SEVİYORUM"
Türkiye nüfusuna göre açık ara en fazla vergiyi ödeyen il olduklarını ancak merkezi hükümetten yeteri kadar pay alamadıklarını savunan Başkan Kocaoğlu, Karantina ve Mavişehir iskeleleri için bir türlü izin alamadıklarını, yeni vapurlar almalarına rağmen Körfez’den yeteri kadar yararlanamadıklarını söyledi.
Kentin kongre turizmiyle büyümesini sağlamak için kaynak ayırdıklarını hatırlatan Kocaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"İyi niyetli olduğundan en ufak bir şüphem olmayan Kültür ve Turizm Bakanımız geldi oturduk. Ticaret Odası’nda bir toplantı yaptık. Kongre merkezi ihtiyacımızı belirttik. Daha sonra ‘İzmir’e kongre merkezi gerekmez. İstanbul’da kongre turizmini artıracağız’ diye açıklama yaptı. Oysa benim projem hazır ama yer konusunda bir engel söz konusu. O engelin aşılmasını talep ediyorum; para talep etmiyorum. İstanbul’a kongre merkezi yapar, isterse 10 tane yapar. Ben de belediyenin gücü ile tıpkı Fuar İzmir’i yaptığım gibi kongre merkezi yapıp kongre turizmiyle kenti büyütmek istiyorum. Benim en doğal hakkım. Para istemiyorum, pul istemiyorum. Kaynağımı kendim yaratıyorum. İzninin çıkması için çırpınıyorum ancak olmuyor. Yine de bunlar benim iş yapma arzumuzu engellemiyor. Çünkü hiç kolay işim olmadı. Şerbetliyim. Zor işi seviyorum; moralimi bozmuyorum."
"KOLAY BİR İŞ DEĞİL"
Kocaoğlu, bu yıl 87.’si düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’nın özünü kaybetmeden değişime ayak uydurduğunu, her geçen sene daha da büyüyerek yoluna devam ettiğini söyledi. Başkan Kocaoğlu, "İEF’yi dönüştürmek ve yeniden cazibe merkezi getirmek kolay bir iş değil. Yoğurdu üfleyerek yedik. Hata yapmayalım diye belirlediğimiz yol haritası üzerinde ilerledik. Uluslararası fuar ortaya koymak kadar onu geliştirmek ve sürdürmek de oldukça zor. Bu başarıda İzmir Büyükşehir Belediyesi kadar İzmir halkının da çok büyük katkısı var" dedi.
"3 dönem belediye başkanlığı yapıyorsunuz. Uzun bir hizmet dönemi. Sizin de çıraklık, kalfalık, ustalık dönemleriniz var mı?" sorusuna ise Kocaoğlu, "Öyle bir şey yok. Her gün yeni bir şey öğreniyoruz; her gün çırağız" yanıtını verdi.
"İZBAN’DA DERDİMİZİ ANLATAMIYORUZ"
Başkanlığı döneminde verilmeyen izinler nedeniyle bazı projeleri hayata geçiremediklerini söyleyen Aziz Kocaoğlu, ekonomik olarak İzmir Büyükşehir Belediyesinin gücünün yettiği tüm işleri yaptıklarını, seçim arefelerinde ise çeşitli konulardaki projeleri hayata geçirmekte sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi.
Özellikle 10 yıl önce hizmet vermeye başlayan İZBAN’da yolcu sayısını istenildiği kadar artıramadıklarına dikkat çeken Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi:
"Birlikte yaptığımız projelerde de belirli problemler var. Örneğin yıllardır İZBAN’da derdimizi anlatamıyoruz bir türlü. İZBAN’ın potansiyeli günlük 700 bin kişi ama biz günde 300-350 bin kişi taşıyoruz. Çünkü sinyalizasyon ilkel. Bunu yapmak da TCDD’nin görevi. Hattan banliyö trenleri çekilecek, yük trenleri geceye alınacak. Hem biz hem TCDD bu proje için dünyanın parasını harcadık. Eğer 700 bin yolcu taşıyabilirsek İzmir ulaşımı rahatlayacak, biz de çeker borçlarını ödeyebileceğiz. Borçlar bitince sürekli yeni yatırımları finanse edeceğiz. Böyle bir projede her şey yapılmış ama bir sinyalizasyon için 10 sene beklenir mi? Bizim metromuz şu anda 21 kilometre, orada biz günde 375 bin kişi taşıyoruz. Ama 136 kilometrelik İZBAN’da metro kadar yolcu taşıyamıyoruz. Sinyalizasyon değişirse daha fazla treni devreye alacağız ve bu rakam 450-500 bine doğru yürüyecek."
Programın sonunda "İmzamı attım dediğiniz en önemli işiniz hangisi?" şeklindeki soruya da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, "Benim için yaptığım işlerin hepsi kıymetli. Çevre yatırımları, raylı sistem yatırımları, yeni gemiler, arıtma, yol, kanal, su. Kadifekale’de 4 bin evin kamulaştırılması, İnciraltı Kent Ormanı, Doğal Yaşam Parkı. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi. Abla-Ağabey-Kardeş Projesi, Süt Kuzusu, tarıma destek. Ve elbette Körfez. Bugün her ne kadar kokuyor diye üstüne geliyorlarsa da olay 2008’deki arsenik gibi. Körfez’in göreve başladığım zamanki rengi ile bugünkü durumu laboratuvar sonuçlarıyla ortada. Çok büyük yatırımlar yaptık Körfezimizi korumak için. Yapmaya da devam ediyoruz. Üçkuyular’daki sorunu da aşıyoruz. Projesini tamamladık, şimdi yapım ihalesine çıkıyoruz. Seçim arifelerinde böyle şeyler başlar. Yarın başka şeyler çıkarabilirler. Ama biz samimiyetle, iyi niyetle, her türlü sorunun üstesinden gelmek için yoğun çaba harcıyoruz ve üstesinden geliyoruz. 15 yıldır kimseye yalan söylemedik. Ülkemi, kentimi, insanımı seviyorum. Yararlı olabildiysem ne mutlu bana. Noktalarsam 6 ay, noktalamazsam ve hemşehrilerim de yetkiyi verirse, 5 sene daha çalışacağım. İzmirli hemşehrilerimin algı yönetimine, manipülasyonlara katılmayıp dik durmalarını ve en az benim kadar mücadele etmelerini diliyorum" dedi.