İzmir'de Sel Felaketinin Öteki Yüzü

İzmir'de 2 yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan sel felaketi, akıl almaz bir ihmali de gözler önüne serdi.

İzmir'de 2 yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan sel felaketi, akıl almaz bir ihmali de gözler önüne serdi. Menderes, Karabağlar ve Seferihisar üçgeninde, 2 yıl önce yanan 500 hektarlık orman alanında temizlik için kesilen ancak toplanmayan devasa kütük ve ağaç köklerinin sel suları ile birlikte dere yataklarını doldurduğu, taşan suların tarım arazilerine ve yerleşim yerlerine büyük zarar verdiği belirlendi. Bölgede incelemelerde bulunan Doç. Dr. Osman Sirkeci, "Yangın felaketi, bir başka felaketi tetiklemiş. Bu ağaç kökleri ve kütükleri bertaraf etmenin maliyeti 1 lira iken, şimdi milyonlarca liralık milli servet yok oldu" dedi.

İzmir kent merkezinde yüzlerce ev ve işyerini sular altında bırakan sel felaketi, kırsal alanlara da büyük zarar verdi. İki yurttaşın sel sularına kapılıp hayatını kaybettiği Menderes başta olmak üzere, komşu Karabağlar ve Seferihisar ilçelerinin köylerinde hatırı sayılır büyüklükte tarım arazisi sel sularına teslim oldu.

İzmir tarihinin en büyük orman yangınlarından birinin 18 Ağustos 2019'da yaşandığı bu üçgende, akıl almaz bir ihmal de gözler önüne serildi. 3 gün süren ve 500 hektardan fazla orman alanını kül eden yangının ardından toplanıp bertaraf edilmeyen devasa kütük, ağaç kökü ve dalların, artık önlerinde bir engel kalmadığı için dağlardan şiddetli şekilde inen sel sularıyla sürüklenip dere yataklarını doldurduğu görüldü. Kütük ve ağaç köklerinin içinde setler oluşturduğu dere yataklarının taşıp tarım arazilerini, bahçeleri ve yerleşim yerlerini sular altında bıraktığı belirlendi. Azgın sel sularının köylere giden asfalt yolları da kağıt gibi kaldırıp parçaladığı objektiflere yansıdı.

GERİYE SADECE ZEYTİNLERİMİZ KALDI

Bölgede arazisi bulunan, sokak ekonomisine yönelik araştırmaları ve çevreci kimliğiyle bilinen Doç. Dr. Osman Sirkeci, dramatik manzarayı görüntüledi. Menderes'ten Efemçukuru'na giden yol üzerindeki Çatalca Köyü'nde ve Yeniköy'de köylülerle sohbet eden Sirkeci, "Köylünün zararı büyük. Bizim de 6-7 yaşlarındaki ceviz ağaçlarımız, açtırdığımız su kuyusu, güneş enerji panellerimiz, motorumuz, pompamız yok olup gitmiş. Geriye sadece 40 ağaçlık zeytinliğimiz kalmış" dedi.

ÇOK ACI BİR MANZARA

Doç. Dr. Sirkeci, bu bölgenin 2 yıl önceki orman yangınında en büyük hasarı gördüğünü, ancak işe yarar keresteleri alındıktan sonra devasa kütük ve ağaç köklerinin oracıkta bırakıldığını anlatırken, şöyle konuştu:

"Artık o görkemli çam ormanları yok olup gittiği için sel suları dağlarda hiçbir dirençle karşılaşmadan büyük bir şiddetle aşağıya doğru akmış. Orta yerde bırakılan ağaç kütüklerini, ağaç köklerini, dallarını, çalı çırpı ve bitki örtüsünü de önüne katıp 15 km'lik Pekmezci Deresi yatağına indirmiş. En fazla 4-5 metre genişlikteki dere yatağında tüm bu ağaç kökleri, kütük, tomruk ve dallar birikince adeta bir set işlevi görmüş. Sonrasında da haliyle dere yatakları taşıp tarlaları, bahçeleri, ahırları ve yerleşim yerlerini mahvetmiş. Bazı yurttaşların hayvanları telef olmuş. Asfalt yol asma yaprağı gibi kıvrılmış. Ortada çok acı bir manzara var.”

DOĞA CEZASINI ÇOK ACI KESİYOR

Bölgedeki orman yangınının da sel felaketini tetiklediğine işaret eden Doç. Dr. Sirkeci, "Bu ağaç kökleri ve kütükleri bertaraf etmenin maliyeti 1 lira iken, şimdi milyonlarca liralık milli servet yok oldu. Can kayıplarımız da bunun cabası. Burada günlerce süren yangın var olan bir zenginliği yok etti, ama arkasından onlarca yıl sürecek başka felaketleri de bize kötü bir miras olarak bıraktı. Eğer tedbir alınmazsa, felaket felaketi misliyle tetikliyor. Doğa kendisine yapılanların cezasını çok acı kesiyor" diye konuştu.

KİMİSİNİN EVİ HARAP OLDU KİMİSİNİN BAHÇESİ...

Bölgedeki köylülerden bir kadın ise sel felaketinde tüm komşularının bahçelerinin zarar gördüğünü ve çok üzüldüklerini belirtirken, bir başka köylü ise "Orman yandı ama işe yarayacak keresteleri alıp gittiler, işlerine yaramayanları burada bıraktılar. Bu kütükler dere yataklarını tıkadı. Su dere yatağına gidemeyince ya sağa döndü ya sola. Kimisinin evi harap oldu kiminin bahçesi... Bu insanoğlunun kendi kendine verdiği bir zarar" sözleriyle sitem etti.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri