Bu yeni buz türü yalnızca yüksek basınç altında ve düşük sıcaklıklarda oluşabiliyor ancak düşük basınçta sabit kalabiliyor. Bu yeni maddeler, Europa ve Ganymede gibi uyduların buzlu kabuklarında bir bileşen olabilir ve yabancı okyanusların dibinde bulunuyor olabilir. Donmuş tuzlu sudan oluşabilen standart kristalin basit bir yapısı var: Sodyum klorür başına iki su molekülü – standart mutfak tuzunun kimyasal adı. Ancak iki yeni hidrat - bu maddelerin teknik adı - tuzdan çok daha fazla suya sahiptir. Birinde sodyum klorür başına 13 molekül su bulunurken, diğerinde ise bu sayı 17'dir.
Washington Üniversitesi'nden başyazar Baptiste Journaux yaptığı açıklamada, "Bugünlerde bilimde temel keşifler yapmak sık rastlanan bir şey değil" diyor.
Sözlerine, 'Tuz ve su, Dünya koşullarında çok iyi bilinir. Ancak bunun ötesinde, neredeyse hiçbir kesin bilgiye sahip değiliz. Ve henüz şimdi, muhtemelen bize çok tanıdık gelen ama çok egzotik koşullarda bulunan bileşiklere sahip bu gezegensel nesneler hakkında bazı şeyleri öğrenmeye başlıyoruz. İnsanların 1800'lerde yüksek basınç ve düşük sıcaklıkta yaptığı tüm temel mineraloji bilimini yeniden yapmamız gerekecek. Gerçekten bilim adına heyacan verici zamanlar' şeklinde devam ediyor. Europa'nın yüzeyindeki kırmızı çizgilerin tuhaf bir tuz olduğu düşünülüyor ancak kimyasal imzaları bilim insanlarının aşina olduğu bir şey değil. Bu yeni buzlar, öneriye uyan madde olabilir.
Journaux, "Gezegen bilimcilerinin beklediği keşif bu olabilir" şeklinde ekliyor.
Ekip bu buzlar hakkında yeni şeyler öğrenmek amacıyla yola çıkmamıştı. Sudaki tuzun nasıl antifriz gibi davrandığını inceliyor ve basıncın bunun üzerindeki etkisini araştırıyorlardı. Araştırmalar sonucunda basınç altında yeni katı hidratların oluştuğu ve ikisinden birinin (17 su moleküllü olan) basınç oda standardına getirildikten sonra bile katı kaldığı ortaya çıktı. Journaux, 'Tuz bir antifriz görevi gördüğünden, tuz eklemenin alabileceğimiz buz miktarını nasıl değiştireceğini ölçmeye çalışıyorduk. Şaşırtıcı bir şekilde, üzerine baskı uyguladığımızda, bu kristaller beklemediğimiz şekilde büyümeye başladı. Bu çok şans eseri bir keşifti' diyor.
Journaux, "Basınç sadece molekülleri birbirine yaklaştırır, böylece etkileşimleri değişir. Bu, bulduğumuz kristal yapılarda çeşitliliğin ana motorudur" şeklinde devam ediyor.
Journaux, 'Yaklaşık eksi 50°C'ye kadar standart basınçta sabit kaldığını belirledik. Bu nedenle, örneğin Antarktika'da bu sıcaklıklara maruz kalabilecek çok tuzlu bir gölünüz varsa, bu yeni keşfedilen hidrat orada bulunabilir' şeklinde sözlerini bitiriyor. Ekip, daha fazla tuzlu buz oluşturmayı ve bu örnekleri daha ayrıntılı şekilde incelemeyi planlıyor. Amaç ise kimyasal imzalar elde etmek ve bunları Güneş sistemindeki uzak donmuş uydularda uzay araçlarının ölçtüğü şeylerle karşılaştırmak.