"İnsan topluluğu, kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir.
Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin?!
Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça, öteki kısmı göklere yükselebilsin?!"
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Türbanlı Camia, kadın'ın okuma hakkı, diploma üzerinden laik sistem'le restleşiyor.
Çalışması, medeni haklardan istifade etmesi ile ilgili değil.
Medeniyet'ten anladıkları bu.
Yani?!
Eş haklarla ilgili değiller.
Siyasal kürt sistem, PKK'lı Demirtaş üzerinden laik sistem'in kadın'larına rüzgar yapıyor.
Berdel, başlık parası, çocuk gelinler vb utanmasını bilenler için çok büyük ayıp!
Hasılı:
Alevi kadınlar, sünni yapı'dan farklı, sosyal yapının içinde, medeniyet kulvarında başları dik halde koşuyor.
Laz kadın, amazon, aldatan erkeği neresinden vuracağını bilir.
Demem o deme değil şu deme:
Başarılı evlilik olur, başarısız evlilik olur, özel hayat özeldir.
Medeni şekilde başlar, öyle ya da böyle yaşarsınız, biter yada devam eder, bu iki kişi ve aileler arasındaki hikaye.
Bunlarla ilgili değilim.
Aşk hali, madde bağımlılığı hali gibi bir hal, birinin aşkı biter diğeri bağımlılıktan kurtulamaz.
Bu da son derece insani bir şey, aynı zamanda fizyolojik, dünyanın her yanında yaşanıyor.
Kimi bu yüzden ölür, intihar eder, yataklara düşer, kimi de öldürür vb.
Aşk haline de saygılıyım.
Yani?!
Daha net anlaşılsın diye söylüyorum, her insan'ın fizyolojik ihtiyaçları ortaktır.
Tuvalet ihtiyacımız geldiğinde, "ben okumuş rahat insanım, kimseyi sallamam" deyip herkesin ortasında hacet gidermeye kalkılsa ne olur!?
Herkes ayıplar, "ayı" der.
Yani?!
Rahatlığın da bir sınırı var!
Yataktan kalktığın eşofmanla sokağa çıkmak, metroya binmek rahatlık değil, aile içi eksik eğitim.
Diploma alması için şartları oluşturan aile, eğitim'i yarım bırakmış.
Tuvalet ihtiyacımızı nasıl gideriyor isek, mahrem'iyet de böyle hassas bir şey!
Aşıkların sevgilerini ortaya koyuş şekli ile de ilgili değilim.
Sevmek dokunmaktır, el ele, göz göze.
Nüans?!
Daha önce yazdım, birçok kahve zincirinin tuvaletinde dikkatimi çeken ortak şey, okumuş, eli ayağı düzgün gençler tuvalette sifon çekmiyor?!
Erkekler tuvaleti bu, kadınlar tuvaleti daha farklı mı?!
Sebep?!
Nedir, nedendir araştırılmalı!
Büyük şirketlerde çalışan beyaz yakalı gençlerin çalıştıkları ortamı temizleyen temizlikçilere sormak lazım, ne kadar pisler ya da temizler!
Benzer şekilde ilişki yaşıyorlar, paçoz!
Hem sevdiklerini ayağa düşürüyorlar hem de kendilerini!
Hayvanlar alemi seks yapmadan üremediğine göre köpekler de seks yapıyor. Yani?!
Seks yapmak yüksek meziyet değil, medeni yaşam'ın genç yüzlerinin sokak köpeklerinden farkı olmalı!
Saygı duymak, en başta kişinin kendine saygı duyması ile başlar.
Kendisine saygısını kaybetmiş bir nesil okumuş olsa ne yazar, ülkenin hali ortada.
Atatürkçü nesil'e Atatürk gibi duruş yakışır.
Ezcümle:
Ayrılanlar, aldatanlar, ölenler vb bunlar hayatın doğal akışında var!
Marjinaller, radikaller vs.
İnsan doğası...
Dikkat çektiğim husus, rol modeller.
Atatürk Türkiyesi'nin aydınlık yüzlerine paçoz'luk yakışmıyor.
Samimiyet ile laubalilik arasındaki fark gibi fark var!
Hippi, kısa saçlı, uzun, liberal, sol, sağ fark etmez, temiz giyinmek, yıkanmış, bakımlı olmak esas.
Şehirli olmak demek, temiz, bakımlı olmak demek aynı zamanda, süslü olmak temiz olmak değil.
Laik olmak adam olmak demek ise, adam olmanın ilk şartı medeniyet çıtasını yükseltmekten geçiyor.
Medeniyet çıtasını yükseltecek olan Atatürkçü nesil!
AKP'li, Gülen'ci müteahhitlerin kadın'la sınavına gelince, onu en iyi Ruslar biliyor.
Yakası açılmadık hikayeler orada!
Türkiye'de kadın'ı eve kapatan badem bıyıkların hallerini Nataşalar'a sormak elzem.
Gülen'gillerde herkesin kasedi var diye PR yapılıyor ya, basit soru ortada: Gülen'in neden hiçbir hanım'la CD'si değil ilişki durum'unu gösteren enstantanesi yok!?
F'hızlı ve öfkeli?!
Özel hayat özeldir, herkes kendi naturasına uygun yaşar.
Aile, sosyal yapı, yetişme şartları ilişkilerdeki seviye'yi, kalite'yi de belirler.
Her şeyin başı önce saygı, sonra samimiyet, devamında şart'sız sevgi.
Okumuş, çalışan genç kadına her ne yaşıyor ise ayağa düşürmeden yaşamak yakışır.
Mücadele, medeniyet mücadelesi ise hikaye çağdaş, onurlu yaşam'ın mücadelesini veren genç kadın'ın hikayesidir.
Söylediğim budur.
Kadın'lık onuru ayağa düşmeden, yürümeye, koşmaya devam.
Kadın'ın olmadığı çalışma yaşamı, mücadele, biz'lere uygun değil.
Her daim omuz omuza...
Cüneyt Şaşmaz