Kadınlar için “Devrim” gibi bir karar alan 40 kişilik ‘dinozor’ kulübü

Doğan Satmış

Doğan SATMIŞ

Onlar sarece 40 kişi. Çoğunlukla yaşlı beyaz adamlar. Aralarında sadece 5 kadın var. Siyahi olarak da tek bir üye.
Üye oldukları heyetin adı Fransızca Akademisi. 

Fransa’da 1635 yılında kurulmuş, yani neredeyse 400 yıl önce. 

İki önemli sorumluluğu var:

Fransızca dilinin gelişimi sırasında dilin niteliklerinin gözetimini sağlamak ve dili koruyucu çalışmaları desteklemek. 

Ayrıca Fransızca Sözlüğü’nü güncellemek gibi görevleri de var.

Bu amaçlara hizmet edenleri ödüllendirmek için 60’a yakın prestijli ödül dağıtıyorlar. En başta gelen de “Frankofoni Büyük Ödülü”.

Başlıkta “Dinozor” dememin nedeni, bu 40 kişinin ortalama yaşlarının 70’in üzerinde olması. 

Şu andaki üyelerinden biri 93 yaşındaki Fransa Eski Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d’Estaing. 

Akademi’nin 40 kişilik üyeleri arasına girenlere “Ölümsüzler” deniyor.

New York Times’de çıkan yazıya göre, bu akademiye girmeyi zamanında Balzac denedi ve başarısız oldu. Emil Zola onlarca kez kapıyı çaldı ve her zaman reddedildi. Verlaine oy kullanamadı. Victor Hugo ise ancak birden fazla denemeden sonra içeri girebildi.

Akademi üyelerinden Lübnan doğumlu romancı Amin Maalouf, “Biz toplumun yansımasıyız ve bu toplum da kendisini sorgulayan bir toplum” diyor.

İşin ilginç tarafı, bu akademinin dört üyeliği 2016 yılından beri boşalmış durumda. Yapılan seçimlerde yeterli sayılar elde edilemediği için koltuklar boş duruyor. En son Ocak ayında yine oylama yapıldı ancak üç oylamada da yeni üyeleri belirlemek için yeterli sayıya ulaşan olmadı.

Bu “Dinozor” kulübüne üye olmak ayrıca çok da pahalı. Sadece giydikleri cübbenin 50 bin dolar olduğu söyleniyor. Kuşandıkları kılıç da servet. Akademi üyesi Amin Maalouf, üyeliğe giriş töreninin maliyeti için 230 bin dolar biriktirmek zorunda kalmış.

Akademi üyeleri geçen hafta profesyonel unvanların kadınlaştırılmasını onayladı. Yani artık Fransızca’da profesyonel ünvanlar kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı olacak. Türkçe’den bir benzetme yaparsak, bundan böyle Fransa’da erkeklere “Memur”, kadınlara da “Memure” denebilecek.

Fransa’da bugüne dek, önceden alınmış bir karara uyularak iş dünyasında “Dişil” ünvanları belirten meslek terimlerinin kullanılması yasaktı. Erkek egemen ifadelerin kullanımı zorunluydu. Saçma bir yasak ama durum buydu.

Son bir not: 

Fransa’nın iki yaşayan Nobel edebiyatı ödülü sahibi, Patrick Modiano ve Jean-Marie Gustave Le Clézio da Akademi’ye üye değiller.

Düşünün ki Nobel Ödülü alsanız da böyle bir kulübe üye olamıyorsunuz.

Aklıma şu geldi: 

Acaba böyle bir Akademi’yi, 1635 yılında Osmanlılar kurmuş olsa ve bugüne kadar devam etse, üyeleri kimler olurdu acaba?

Orhan Pamuk ve Aziz Sancar Nobel ödülü aldıkları için giremezlerdi herhalde. 

Şimdiki yazar çizer takımı da üye olamazdı. 

Hadi Prof. İlber Ortaylı’yı alalım. İlber Hoca kesin başkan olurdu. Önce “Cahil” sözcüğünü “Cahal bunlar” diye değiştirirdi.

Her ne kadar Fatih Altaylı’yı neredeyse öldürüyor olsa da Canan Karatay’ı da almak gerekirdi. Çünkü insanlar ölmeyi göze alarak onun diyetini uyguluyor.

Fatih Terim, futbol terimleri için banko üye...Özellikle İngilizcesiyle rakip tanımaz.

Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmaz ama Abdullah Gül rahat olabilir. 

Prof. Mehmet Öz’ü Amerika’dan yurda döndürüp üye yapabilirdik. Böylece “Tersine beyin göçü” ile “Türkiye’den beyin göçü var” diyenlere bir de ders olurdu.

İlk 5’i önerdim, gerisini de bu ilk 5 seçsin.