Kadın liderlerin yönettiği ülkelerde Kovid-19 rakamları daha kontrol edillebilir seviyelerde kalırken, iş dünyasında da veriler kadınların pandemic sürecini daha yönettiğini işaret ediyor.
HFR verilerine göre kadınların yönettiği hedge fonlar Kovid-19 döneminde %3,5 civarında kayıp kaydederken bu rakam erkeklerin liderliğindeki heghe fonlarda %5,5 olarak gerçekleşti. Goldman Sachs tarafından yürütülen bir araştırmada kadınlar tarafından yönetilen portföylerin %43’ü hedef gelirlerini aşmışken, erkeklerde bu rakam %41.
Kadın liderler tarafından yönetilen Almanya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin kriz sürecinde daha hızlı önlem aldığı görülürken, bu ülkelerde ölüm sayıları da daha düşük kalıyor. Tsai Ing-wen tarafından yönetilen Tayvan’da ölüm sayısı 7, Jacinda Arden liderliğindeki Yeni Zelanda’da ölüm sayısı 7 Eylül itibariyle 24 ölüm sayısı kaydediliyor. Pandeminin sert etkilediği Avrupa bölgesinde Angela Merkel’in Almanya’sında ölü sayısı 9 bin 400 civarında. Bu sayı İngiltere’de 40 bin üzerinde iken, İtalya, İspanya ve Fransa’da 30 bin civarı ve üstünde.
Peki kadınlar neden kriz anlarını daha iyi yönetiyor? İş dünyasında cinsiyet eşitliği ve kadın olmak deneyimi üzerine uzmanlaşan akademisyen yazar Sally Hegelson’a göre rakamlar tesadüf değil: “Erkeklerin kriz anlarında daha iyi performans gösterdiğine dair kemikleşmiş bir inanç var. Bu Kovid-19 ile yok edildi.”
Zorlu süreç kadınları daha nitelikli kılıyot
Hegelson kadın liderlerin mevki basamaklarını çıkarken erkeklere göre daha çok zorlukla karşılaştıklarının altını çiziyor: “Yani lider pozisyonuna gelmiş kadınların olağanüstü seviyelerde dayanıklılık göstermeli şaşırtıcı değil. Dayanıklılık kriz anında anahtar kelimelerden biri.” Kadınların iş dünyasında var olan ve çoğulukla kadınları içermeyen “ideal resim” olgusundan daha hızlı kopabildiğini söyleyen Hegelson bunun kadın liderlerin ani değişikliklere uyum sağlayabilmelerini sağladığını belirtiyor.
Özel sektörün önemli şirketlerine danışmanlık sağlayan ve iş dünyasında “cinsiyet dengesini” sağlamak için çalışmalar yürüten 20-First kuruluşu CEO’su Avivah Wittenberg-Cox, kadın liderlerin pandemi döneminde daha iyi performans göstermesinde bu ülkelerin gelişmiş ülkeler bloğundan olmalarının da katkı sağladığını ifade ediyor. Bu ülkelerde politik ve hizmet sistemlerinin daha iyi çalıştığını belirten Wittenberg-Cox, pandemi etkilerinin bu şekilde en aza indirgenebildiğini söylüyor.
Witternerg-Cox’un da vurguladığı noktalardan biri kadınların basamakları daha zor çıkabilmeleri: “Kadınların oldukları pozisyona yükselmeleri o kadar zor oluyor ki oraya geldiklerinde erkek mevkidaşlarından daha nitekilki oluyorlar.” Pandemi sonucunda verilerin kadın liderlerden yana olduğunu ifade eden Wittenberg-Cox, verilerde ortaya çıkan bir diğer olgunun da kimlerin daha kötü performans gösterdiği ile ilgili olduğunun altınızı çiziyor: bu ülkeler sadece erkek liderler tarafından değil, politik imajlarının büyük bir ksımının “toksik maskülen” algı üzerine kurulu erkek liderler tarafından yönetiliyor.
Peki özel sektör? “Şirketlerin bir çoğu alt pozisyonlarda cinsiyet dengesi sağlamış durumda, ama çevre hala buna uyum sağlamış değil. Bazı şirketler kadın sayısını artırmak üzerine o kadar odaklanıyor ki bu sayı yeni işe alımlarda %70’lere kadar çıkıyor. Ancak üst pozisyonlara bakıldığında kadınların oranı %30-40’ta kalmaya devam ediyor.”
“21. yüzyıl kadınların yükselişine uyum sağlama çağı olacak”
İş dünyasında cinsiyet dengesine yanlış bakıldığını ifade eden Wittenberg-Cox, yıllarca kadınlara yönelik gerçekletirilen seminerler, koçluklar ve eğitim programlarının sürece yardımcı olmadığını savunuyor: “Yıllarca kadınları düzeltmeye çalıştılar, ancak kadınlarda bir sorun yok. Kadınların içerisinde bulundukları çevre onların yeteneklerini tanımıyor, onlara uyum sağlamaıyor ve yeteneklerinin gelişmesine izin vermiyor.”
Wittenberg-Cox çözümde üç kilit alanı ülkeler, kültürler ve sistemler olarak tanımlarken özellikle Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde son dönemde gelen ve aynı görevdeki kadın çalışanlara erkeklerden az ödeme yapılmasını engelleyen kuvvetli regülasyonların da süreç için önemli olduğunun altını çiziyor.
Peki kadın liderlerin fırsata çevirdiği bu kriz dönemi iş dünyasında cinsiyet dengesini tehlikeye sokar mı? Wittenberg-Cox içinde olduğumuz küresel krizin iki sonucu olabileceği görüşünde: “Bazı şirketler hayatta kalamayacak, bazıları da hızlı çözümlere başvurmak zorunda kalacaklar. En son işe alınan yeni yetenekler işten çıkarılacak ve bu kadınları olumsuz etkileyecek. Ancak küçük sayıda da olsa bazı şirketler cinsiyet dengesinin rakamları kuvvetlendirdiğini görüp bu süreci fırsata çevirecekler.”
Hegelson’da bundan sonraki dönemde değişimin gerçekleşeceği görüşünde: “Küresel ekonomi ışık hızıyla değişiyor. Şirketlerin şunu fark etmesi önemli; onları buraya getirenler, istediklere yere götüremeyecekler.”
Witternberg-Cox’a göre yine de süreçte geldiğimiz yer azımsanacak bir nokta değil: “20. yüzyıl kadının yükseldiği yüzyıldı—21. Yüzyıl ise ülkelerin, şirketlerin ve çiftlerin buna uyum sağladığı çağ olacak.”