Kadir Özübek: Dünyada Seslendirme Ve Dublajda Türkiye Bir Numara

"Ayı Yogi" ve Freddy Krueger'in sesi, dublaj ve seslendirme sanatçısı Kadir Özübek, "Dünyada seslendirme ve dublajda Türkiye bir numara ve bizi Almanya takip ediyor. Dolayısıyla bizim ülkemizde bu meslek inanılmaz derecede çok iyi yapılıyor." dedi

Sinema filmleri ve televizyon dizilerinin ardından dijital platformlar için hazırlanan yapımların da artmasıyla birlikte seslendirme ve dublaj sektöründeki büyüme de ivme kazandı.

Federal Film Akademi Kurucusu Özübek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektördeki gelişmelere ve bu alanda verilen eğitimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin ilk özel radyo programcılarından biri olarak 1992'de çalışmaya başladığını belirten Özübek, zamanla radyo yayıncılığının format yayıncılığa dönmesi nedeniyle 1996'da seslendirme ve dublaj işine girdiğini söyledi.

Kadir Özübek, kariyeri boyunca "Testere", "Freddy Krueger", "Ayı Yogi", "Kas Adam", "Buz Kralı" karakterleriyle usta oyuncular Eddie Murphy ve Danny DeVito'nun da aralarında yer aldığı yüzlerce karaktere ses verdiğini aktardı.

"Geleceğin dublaj sanatçılarını eğitiyoruz"

Dijital platform yapımlarının yanı sıra pek çok reklam filmini de seslendiren Kadir Özübek, "Dünyada seslendirme ve dublajda biliyorsunuz Türkiye bir numara ve bizi Almanya takip ediyor. Dolayısıyla bizim ülkemizde bu meslek inanılmaz derecede çok iyi yapılıyor. Yakın bir zamana kadar haftada bir dizi izliyorduk. Büyük ablalar, bir de Oya Küçümen vardı, bütün çocukları onlar konuşurdu ama artık değişti. Şimdi Netflix, Tivibu, Digiturk, D-Smart, Playstation oyunları, akıllı evler ve sesli kitaplar artık her şeyde konuşuluyor." dedi.

Özübek, Milli Eğitim Bakanlığının seslendirme ve dublaj yapmayı meslek olarak kabul ettiğini ve bir müfredatı oluşturduğunu kaydederek, "Bu doğrultuda ben de Federal Film Akademi'yi yani Türkiye'nin dublaj okulunu kurmaya karar verdim ve Türkiye'nin en iyi dublaj sanatçılarıyla 7 yıl önce bu yolculuğumuza başladık. Geleceğin dublaj sanatçılarını burada eğitiyoruz." diye konuştu.

Akademi olarak İstanbul, İzmir ve Bursa'da eğitimler verdiklerini dile getiren Özübek, şöyle devam etti:

"Burada seslendirme ve dublaja ilgisi olan arkadaşlarımız, akademilerimizi ziyarete geliyorlar. Bir kahve içimi öncelikle bu mesleğin ne olduğunu, nasıl yapıldığını, onlara aktarıyoruz. Ufak bir stüdyo çalışmasıyla onların bu işe adapte olup olamayacağını görmeye çalışıyoruz birlikte, sonra da yolculuğumuza başlıyoruz. Tabii 7 yılda yüzlerce öğrenciyi geride bıraktık. Geleceğin dublaj sanatçıları burada eğitimlerini aldılar. Bu eğitim seslendirme, diksiyon ve dublaj eğitimi. Yani öncelikle iyi bir diksiyona sahip olmak, ardından doğru ve etkili Türkçe konuşmak, ardından da tabii ki stüdyo içindeki o sihirli pratikleri öğrenebilmek. Yani usta çırak ilişkisiyle yüzlerce öğrencimizle bugünlere geldik diyebilirim."

"Türk'üz ve Türkçe konuşuyoruz diye yapılabilecek bir meslek değil"

Kadir Özübek, dublaj ve seslendirme mesleğinin, duyulan sözü anında kendi diline çevirebilmek, Türkçeleştirmek ve sözlendirmek olduğunu dile getirdi.

Mesleğe adım atmadan önce çok iyi Türkçe konuşulması gerektiğinin altını çizen Özübek, "Çok iyi bir diksiyona sahip olması, dediklerinin çok net anlaşılır olması gerekir. Dolayısıyla hani 'Türk'üz ve Türkçe konuşuyoruz' diye yapılabilecek bir meslek değil. Sıkı bir kondisyonla iyi bir diksiyon altyapısıyla bu meseleye adım atılabilir." değerlendirmesini yaptı.

"14.00'te konuştuğum bir filmi, akşam 21.00'de televizyonda izler hale geldim"

Özübek, seslendirme sektörünün Kovid-19 salgını sonrası genişlediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Çok yakın bir zamana kadar izlediğimiz filmde bir karakterin sesi değişmişse, izleyici bunu hatırlıyor, anlıyordu. 'Şu karakterin sesi değişmiş.' ya da 'Bu karakteri şu kişi konuşuyor.' diyordu. Ama artık olay inanılmaz bir fabrikasyona döndü. Açılan film platformları, var olan talep, dolayısıyla tüm köklü şirketler stüdyo sayılarını arttırdı. Pandemi öncesindeki stüdyo sayılarına bakıyoruz, şu anda iki kat daha fazla ve dolayısıyla bu değişim sektöre girmek isteyen arkadaşları da biraz daha alevlendirdi. Voice test diye de bir şey çıktı. Yani mesela mezun öğrencilerimiz artık stüdyolara gidip, bir teste girip, o rolü konuşup konuşamayacağını algılayabiliyor. Bu anlamda fabrikasyon oldu, daha çok talep oldu. Toplu kayıtlar bitti. Stüdyolar ufaldı, provalar azaldı ve hani bugün saat 14.00'te konuştuğum bir filmi, akşam 21.00'de televizyonda izler hale geldim."

Seslendirme sektörünün geleceğinin parlak olduğunu vurgulayan Özübek, "Bence şu anda sektör şekillendi, bu platformların açılmasıyla ve var olan talep doğrultusunda. Her şeyden önce Milli Eğitim Bakanlığının da bu alanı meslek olarak kabul etmesiyle mesleğimin önünü çok açık buluyorum. O yüzden de tüm yatırımlarımı ve mesaimi bu iş üstüne harcıyorum." ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri