Kahramanmaraş Merkezli Depremler En Çok Düz Demirli Ve Beton Kalitesi Düşük Binaları Yıktı

Bursa Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezinin koordinasyonunda afet bölgesindeki yapıları inceleyen akademisyenler, deprem teknik raporu hazırladı

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen illerde yıkılan bazı binalarda inceleme yapan Bursa Teknik Üniversitesi uzmanları hazırladıkları raporda, çöken binaların çoğunda düz inşaat demiri kullanıldığına ve beton kalitesinin düşüklüğüne dikkati çekti.

Üniversitenin Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) uzmanları, hazırladıkları "6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu"nda, elde edilen sonuçları "malzeme, detaylandırma, zemin, betonarme yapı tasarımı ve imalatı, yığma yapılar" başlıkları altında özetledi.

Özellikle 2000 yılı öncesinde yapılan binalarda beton kalitesinin düşük olduğu ve düz inşaat demiri kullanıldığı belirtilen raporda, etriyelerle ilgili sorunlara vurgu yapıldı.

Raporda, kolon, kiriş ve perde gibi taşıyıcı elemanlarda hasar önleyen enine yerleştirilen demirler olarak tanımlanan etriyelerin yetersiz miktarda kullanıldığı, ayrıca bazı binalarda "güçlü kolon-zayıf kiriş" ilkesine uyulmadığı ortaya konuldu.

"Elazığ ve Sisam Adası depremlerinde de gördüğümüz binalardaki aynı hataları gördük"

BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan, AA muhabirine, depremin ardından çalışma yapmak üzere merkez bünyesindeki öğretim görevlileri ile bölgeye intikal ettiklerini anlattı.

Hasarın büyük olduğu kentlerde incelemelerde bulunduklarını dile getiren Bayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TÜBİTAK'ın yayınladığı projeye DEPAR bünyesindeki iki hocamız başvurdu. Onların yürütücülüğünde ve Rektörümüz Prof. Dr. Naci Çağlar'ın öncülüğünde kısa süre sonra bölgeye iki heyet olarak gittik. Daha önce Elazığ, yakın zamanda İzmir'i etkileyen Samos'ta (Sisam Adası) meydana gelen depremlerde de gördüğümüz binalardaki maalesef aynı hataları gördük. Bunlardan en çok hasara sebep olanlar 2000 öncesi yapılarda gözlemlediğimiz düz donatının kullanılması, düz donatı mevcudiyeti ve beton kalitesinin düşüklüğüydü. Aynı zamanda yine etriyelerin uygun yerlerde kullanılmaması, kolon ve kiriş birleşimlerindeki donatıların eksikliği, aderans (bağ) eksikliği... Bunlar çok büyük depremlerdi. Bu hataların hiçbirini maalesef affetmedi."

Bayhan, deprem bölgesindeki incelemelerinden sonra hazırladıkları rapora, jeofizik ve fay durumuna ilişkin gözlemlerini yazdıklarını aktaran Bayhan, "Daha sonra da zeminle ilgili, sıvılaşma olan bölgeleri ve zeminle ilgili sıkıntıları belirttik. Yapı ve yapılardaki hasarla ilgili fotoğraflarımızı ve bununla ilgili yorumlarımızı bu raporda belirttik. En sonunda da sonuç ve önerimizi sunduk." dedi.

Hazır beton kullanımının zorunlu kılındığı 2004 yılından önce yapılan binalar

Prof. Dr. Beyhan Bayhan, bölgede bundan sonra atılması gereken adımlara işaret ederek, Marmara Depremi'nin etkileriyle hazırlanan yönetmeliğin yürürlüğe girdiği 2000 yılı yerine hazır beton kullanımı zorunluluğunun getirildiği 2004'ten önce yapılmış binaların ilk olarak ele alınmasını önerdi.

Bayhan, 2004'ten önce inşa edilen yapıların çok dikkatli incelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Hızlı aksiyon alınması için de belki bu yapılarda beton dayanımı 10 megapaskalın altında olan binalar ve düz donatılı, düz demirli binaların yıkılıp yeniden yapılması uygun olur. Bunun dışında yine eğer dayanımı konusunda tereddüdü olan binalar varsa bunların da yine yönetmeliklerimiz dahilinde daha detaylı incelenip yıkımına karar verilip verilmemesi veya güçlendirilmesinin gerekip gerekmediğinin kararının bir an önce verilmesi lazım ve bina kullanım sertifikasının bir an önce yine memleketimizde aktif olması lazım." diye konuştu.

Aynı gün içinde aynı bölgede büyüklüğü 7'yi aşan iki depremin meydana geldiğini hatırlatan Bayhan, "Bu depremler yapısal kusurları affetmedi. Bunun için de uygun zeminde, uygun teknikle, uygun projelerin ve uygun imalatın yapılması gerekiyor. Artık yapı denetiminin de aktif olduğu bir ülkede bence bunlara çok daha dikkat edilmesi ve sorunların şeffaf bir şekilde ortaya konulması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Bayhan, BTÜ'nün web sayfasında yayınladıkları raporu YÖK Başkanlığı ve TÜBİTAK'a da gönderdiklerini sözlerine ekledi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri