"İlk Millet (First Nation)" olarak bilinen yerli grubun açıklamasında, ülkenin Vancouver Adası'ndaki eski Alberni Indian Residential Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde 17 isimsiz mezar bulunduğu bildirildi.
Açıklamada, resmi kayıtlarda olmayan mezarların tespitinin radarla yapıldığını ifade edildi.
300 hektarlık alanın yalnızca yüzde 10'unun taranabildiği belirtilen açıklamada, çalışmaların devam edeceği, daha fazla mezar bulunabileceği vurgulandı.
"İlk Millet" yetkililerinden Ken Watts, yaptığı açıklamada, daha önceki çalışmalarda bu okulda en az 67 çocuğun hayatını kaybettiğinin belirlendiğini ifade etti.
Evine dönemeyen çocuk sayısının tam olarak hiçbir zaman tespit edilemeyeceğini belirten Watts, toplum olarak konuyla ilgili gerçekleri gün yüzüne çıkaracaklarının altını çizdi.
Onlarca yıllık tarihi olan bu okula kaydedilen çocuk sayısına dair veri bulunmuyor.
En son 26 Ocak'ta Kanada'nın Central British Columbia bölgesinde eski bir yatılı kilise okulunun arazisinde, mezar olduğu değerlendirilen 66 yer tespit edilmişti.
Ülkenin Ontario bölgesindeki eski yatılı kilise okulunun sahasında 18 Ocak'ta mezar olduğu değerlendirilen 171 yer tespit edilmiş, bunların okulda yatılı kalan çocuklara ait mezarlar olabileceği belirtilmişti.
İlk mezarlar 2021'de bulunmuştu
Ülke genelindeki 139 okulda başlatılan radar taramalarında, ilk kez 29 Mayıs 2021'de, British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki bir yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 çocuğa ait ceset kalıntılarının olduğu kayıt dışı mezarlar ortaya çıkarılmıştı.
Kanada'nın Sakatchewan eyaletindeki Cowessess Bölgesi First Nation Yerlileri Şefi Cadmus Delorme, 24 Haziran 2021'de, bölgede 1990'lara kadar faaliyet gösteren Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde 751 çocuğa ait kalıntıların olduğu kayıtsız mezarlar bulunduğunu açıklamıştı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, kamuoyunda büyük yankı uyandıran eski yatılı kilise okullarının bahçesinde bulunan çocuk mezarları için, "Kanada tarihinin en karanlık bölümlerinden biri" ifadesini kullanmıştı.
Kiliselerin yatılı okulları, asimile merkezi işlevi gördü
İlki 1840'ta Katolik Kilisesi tarafından Kanada hükümeti adına açılan ve sonuncusu 1997'de kapatılan yatılı kilise okulları, 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla koparılarak alıkonulduğu yerler olarak tarihe geçti.
Beyaz çoğunluğun hakim olduğu topluluklara "entegre edilmek için" zorla ailelerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılan Kızılderili çocukların büyük kısmının kötü muameleye maruz kaldığı, açlık ve soğuğun yanı sıra cinsel ve fiziksel tacize uğradığı, hatta bazı çocuklar üzerinde tıbbi deneyler yapıldığının belirlendiği öne sürüldü.
Yatılı kilise okullarında yaşanan trajedinin tüm boyutları ile ortaya çıkarılması için 2008'de Kanada'da Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu kuruldu.
Hayatta olan mağdurların 6 bininden fazlasını dinleyen Komisyon, çalışmalarını 2015'te tamamladı ve yaşananları "kültürel soykırım" olarak tanımlayarak 4 bin sayfalık rapor yayımladı.
Bazı kaynaklarda, kilise okullarında kalırken ölen çocukların sayısı 4 bin 200 olarak verilirken, Komisyon raporunda, ölümlerin kilise yönetimlerince belgelenmemesi nedeniyle bu sayının 5 bin 995 olduğu kaydedildi.