Yaylalardaki kamp alanlarında çadır kuran ya da karavanıyla konaklayan ziyaretçiler, eşsiz ve el değmemiş doğanın tadını çıkarıyor.
Yemyeşil arazideki menderesleriyle de ziyaretçilerini ağırlayan yayla, yürüyüş yapma olanağıyla tatilcilerin ilgisini çekiyor.
Termal turizmiyle öne çıkan Taraklı'ya gelen yerli ve yabancı turistlerin gezi rotasında, merkeze yakın olması nedeniyle yayladaki menderesler de yer alıyor.
Geniş otlakları nedeniyle, hayvancılık yapan bölge sakinleri yaz aylarını burada geçiriyor.
"Doğasının korunmuş olması çok kıymetli"
Taraklı Belediye Başkanı İbrahim Pilavcı, misafirlerin gezip gördüğünde yaylanın çok kıymetli olduğunu kendilerine ilettiğini söyledi.
Yaylanın dokunulmamış doğasının bozulmamasını istediklerini belirten Pilavcı, "Karagöl'ü diğer yaylalardan ayıran özellik, düz yani ova alanının çok geniş, uçsuz bucaksız olması. Aynı zamanda doğasının korunmuş olması çok kıymetli." dedi.
Ülkedeki bazı yaylaların, gözü tırmalayan binaların yapılması, yerleşim alanlarının açılması ve ticarethanelerin oluşturulması nedeniyle doğal güzelliklerinin kaybolmaya başladığına dikkati çeken Pilavcı, binlerce yıldır süren geleneklerini ve doğayı bozmadan yaylacılığa devam edeceklerini aktardı.
Geniş ovada doğal yollarla oluşan mendereslerin yaylaya eşsiz güzellik kattığını anlatan Pilavcı, "Kar suyu tepelerden bu düzlüğe ulaşıyor ve burada yavaş akan küçük küçük dereler oluşuyor. Yüksekten bakıldığında da böyle kıvrım kıvrım çok keyifli bir görüntü oluşturuyor. Yani o mendereslerin zamanında gelinip görülmesi gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Pilavcı, merası olan köylülerin hayvanlarını buraya getirerek otlattığını, eylül sonuna kadar Karagöl'de kaldıklarını ifade etti.
Köylülerin yaylada hayvanlarını besleyebildiğini dile getiren Pilavcı, "Yaylada hayvanların gezerek otlaması nedeniyle etleri de kaliteli oluyor. Hayvan sabah kendiliğinden ağılından çıkıyor, akşam dönüyor. Aynı zamanda insanlar da tatilini yapmış, dinlenmiş oluyor. Yani burada iş gücü de azalmış oluyor." diye konuştu.