Bakan Muş, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu'nda Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ile düzenlediği basın toplantısında, kasım ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Aşılama sayesinde hafifletilen kısıtlamalarla ekonomi ve ticari faaliyetlerin canlandığını vurgulayan Muş, diğer yandan tedarik zincirindeki bozulmalar ve ham madde kıtlıklarının ticaretin önünde büyük bir engel teşkil ettiğini söyledi.
Muş, artan küresel taleple enerji ve gıda fiyatlarının tüm zamanların en yüksek düzeylerine çıktığına işaret etti.
Küresel çapta aşı eşitsizliğinin, salgını sona erdirme ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından düze çıkış bakımından dünyanın önündeki en büyük engel olduğuna dikkati çeken Muş, "Zaman, aşıları hızlı biçimde paylaşma, aşı üretiminin önündeki tüm engelleri kaldırma, aşıları adil biçimde dağıtma zamanıdır. İnşallah acil kullanım onayı için başvurusunu gerçekleştirdiğimiz yerli aşımız TURKOVAC ile bu aşı adaletsizliğiyle mücadeleye ciddi katkı vereceğiz." diye konuştu.
"İhracatta yakalanan üstün performansı sadece döviz kuruna bağlamak sığ bir yaklaşım"
Muş, ihracatçıların dünyada sınırların açılıp kapanması, talep ve fiyatlarda dalgalanmalar yaşanmasına rağmen çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"İhracatımızdaki bu başarıyı önemsiz göstermek için çaba sarf edenleri üzülerek görmekteyiz. Neredeyse ihracatın aslında ülke için faydalı olmadığını söyleyecek noktaya gelmiş durumdalar. Onlar bizi eleştirmek isterken, böylesine zorlu bir ortamda ekonomimize katkı sağlayan iş insanlarımıza büyük haksızlıklar yapılmaktadır. İhracatta kamu ve özel sektör iş birliğiyle yakalanan bu üstün performansı sadece döviz kuruna bağlamak sığ bir yaklaşımdır."
Türkiye'nin salgın sonrası süreçte tüm olumsuzluklara rağmen uluslararası rekabet gücünü artırdığını belirten Muş, verimlilik artışı, katma değerli üretim, markalaşma ve güçlenen dış talebin etkili kullanıldığını söyledi.
"2021'i büyümede çift haneli rakamlarla kapatacağız"
Muş, küresel ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen dış ticaret rakamlarının ekonominin itici gücü olmayı sürdürdüğünü ifade ederek, "İhracatta yakalanan başarının da desteğiyle 2021'in ilk çeyreğinde yüzde 7,4 büyüyen ekonomimizde ikinci çeyrekte yüzde 22, üçüncü çeyrekte ise yüzde 7,4 oranında büyüme kaydedilmiştir. 2020 yılının aynı döneminde gerçekleşen yüzde 6,3'lük büyümeyi dikkate aldığımızda, büyüme rakamımızda herhangi bir baz etkisinin olmadığı daha iyi anlaşılacaktır." dedi.
İhracatın yılın üçüncü çeyreğinde de büyümenin itici gücü olmaya devam ettiğini bildiren Muş, "Net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı 6,8 puan olarak gerçekleşmiştir. Böylelikle, üçüncü çeyrekte gerçekleşen yüksek oranlı büyümenin yüzde 92'si net mal ve hizmet ihracatından kaynaklanmıştır. Yani Türkiye, üreterek ve ürettiğini yurt dışına satarak büyümüştür. Bu bizim yıllardır ifade ettiğimiz 'Üreten Türkiye' vizyonunun önemli bir sonucudur." değerlendirmesinde bulundu.
Muş, Türkiye'nin, performansıyla, verisi açıklanan OECD ve G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci ülke olduğunu belirterek, büyümenin güçlenerek devam etmesini öngördüklerini kaydetti.
OECD'nin Türkiye'nin yıl sonu büyüme tahmini yüzde 9'a yükselttiğini anımsatan Muş, "Sağlam temeller üzerinde yükselen nitelikli büyüme trendimizi yılın son çeyreğinde de devam ettirecek ve 2021'i inşallah büyümede çift haneli rakamlarla kapatacağız." dedi.
"İhracatımızdaki artış baz etkisine bağlanamaz"
Muş, ihracatta 2021 boyunca yakalanan ivmenin kasımda da devam ettiğini vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:
"İhracatımız geçtiğimiz yılın kasım ayına göre yüzde 33,4'lük artışla 21,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş olup bu değer, bugüne kadarki en yüksek aylık ihracatımızdır. Yıllıklandırılmış bazda ihracatımız 221 milyar dolara yükselirken, ocak-kasım döneminde ise ihracatımız 203,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamla pandemi öncesi son yıl olan 2019 verilerinin çok üzerine çıkılmıştır. Yani ihracatımızdaki artış baz etkisine bağlanamaz."
İthalatın, kasımda, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 26,7 artışla 26,8 milyar dolar olduğunu belirten Muş, ocak-kasım dönemi ithalatının da 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 22,9 artışla 242,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.
Muş, kasımda gerçekleşen 48,3 milyar dolar değerindeki dış ticaret hacminin en yüksek aylık dış ticaret hacmi olduğuna da işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu gelişmelerle dış ticaret açığımız ocak-kasım döneminde geçtiğimiz yıla göre yüzde 13,6 azalışla 39,2 milyar dolara gerilemiştir. Kasımda hem ithalat hem de dış ticaret açığında enerji ithalatının etkisi görülmektedir. Keza, enerji hariç bakıldığında, kasımda ithalatımız 20,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş, ülkemiz 240 milyon dolar dış ticaret fazlası vermiştir. Yine kasım ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre 4 puan artışla yüzde 80'e ulaşmış, enerji hariç bu değer yüzde 101,2 olarak kaydedilmiştir. Karşılama oranımız, ocak-kasım döneminde, geçtiğimiz yıla göre 6,8 puan artışla yüzde 83,8'e yükselmiş, enerji hariç yüzde 98,3 olmuştur."
"İhracatımızın kilogram bazında kıymet değeri yüzde 16,7 artış göstermiştir'
İhracatın alt kırılımlarına dair sonuçları paylaşan Muş, "İhracatımızın kilogram bazında kıymetinde olumlu gelişmeler gözlemliyoruz. Ocak-kasım döneminde, ihracatımızın kilogram bazında kıymet değeri yüzde 16,7 artış göstermiştir." diye konuştu.
Muş, katma değerli ürün ihraç eden bazı sektörlerdeki kıymet artışına dikkati çekerek, ocak-kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla, gemi, yat ve bazı hava taşıtlarını içeren diğer nakil vasıtalarında kilogram bazında kıymet değerinin yüzde 113,2 arttığını söyledi.
Elektronik ürünlerde yüzde 12,9, tekstilde yüzde 10,7 ve makinelerde yüzde 5,6 kıymet artışı kaydedildiğini vurgulayan Muş, şöyle devam etti:
"Sanayi üretimimizde ve ihracatımızda küresel ticaretteki trendin çok üzerinde bir performans sergilemekteyiz. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün 23 Kasım'da yayımladığı bir raporda, çeyreklik dönemler itibarıyla 2021 boyunca mal ve hizmet ihracatımızdaki artışların, G20 ve Avrupa Birliği (AB) ortalamaları başta olmak üzere, birçok ülkenin üzerinde olduğu görülmektedir. Gelişmiş ülke merkez bankaları ve uluslararası kuruluşlar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle enflasyon üzerindeki belirsizliklerin artmakta olduğunu açıklarken Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu beklentilerin gerçeğe dönüştüğünü memnuniyetle görüyoruz."
Muş, Türkiye'nin, tedarik zincirlerindeki konumunun avantajını çok iyi kullandığına dikkati çekerek, bu durumun ihracata somut olarak yansıdığını dile getirdi.
Birçok AB ülkesi ve ABD'nin, tedarik ağıyla yatırımlarını Türkiye'ye kaydırdığına işaret eden Muş, "Ocak-Temmuz 2021 dönemi itibarıyla 2019'a göre AB'nin Uzak Doğu'dan ithalatı düşen 1087 üründe Türkiye'nin AB'ye ihracatı 3,7 milyar dolar artarak 11,9 milyar dolara ulaşmıştır. Benzer şekilde, 2019 yılına göre ABD'nin Uzak Doğu'dan ithalatı düşen 1146 üründe Türkiye'nin ABD'ye ihracatı 1,5 milyar dolar artarak 3 milyar dolara yükselmiştir. Benzeri ölçümleri pek çok pazarımızda ve sektörümüzde yapıyoruz. Bu sonuçlar ülkemizin konum avantajıyla ve rekabetçiliğiyle her geçen gün daha da ön plana çıktığını göstermektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Muş, bu sonuçların Türkiye'nin ihracatındaki artışın geçici değil, kalıcı olduğunu da gösterdiğini belirterek, Türkiye'nin bu avantajıyla güçlü ve güvenilir bir tedarikçi pozisyonunda yeni yatırımlara ve iş yapma modellerine kucak açtığını anlattı.
"Yönelen yatırımlar, Türkiye'nin cazibe merkezi olduğunun göstergesi"
İçeride birilerinin siyasi saiklerle Türkiye'nin yabancı yatırımcı için güvenli bir liman olmadığını iddia ettiğini söyleyen Muş, şöyle konuştu:
"Bir yandan bunlar bu söylemi dile getirirken öte yandan birçok yabancı yatırımcı lojistikten bankacılığa, finans ve Ar-Ge'den inovasyona kadar birçok yatırımı Türkiye'ye kaydırmıştır. Türkiye'nin yabancı yatırımcı için güvenli bir liman olmadığı, Türkiye'de yatırımlar için hukuki güvencenin bulunmadığı yönündeki iddialar lafügüzaftır. Bunlar gerçeği yansıtmayan art niyetli söylemlerdir. Küresel ekonomideki işleyişin bozulduğu böyle bir dönemde ülkemize yönelen yatırımlar Türkiye'nin yatırımlar için cazibe merkezi olduğunun göstergesidir."
Muş, bakanlık olarak katma değerli ürün ihracatını yükseltmek ve ihracattaki artışı kalıcı hale getirmek için yoğun çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, bu kapsamda, ihracatçıların ihtiyaçlarına özel teknik ve finansal destek mekanizmaları kurgulamaya, ülke bazlı ticari diploması faaliyetleriyle ihracatın önündeki engelleri kaldırmaya devam ettiklerini bildirdi.
Türk nakliyecilerinin transit geçişleri bakımından Avrupa'ya ulaşımda ana güzergahı olan Macaristan'ın ardından Sırbistan ile de transit kotaları ve geçiş belgesi ücreti sorunlarını çözdüklerini anımsatan Muş, şunları söyledi:
"Bakanlık olarak ihracatçımızı çağın gerekliliklerine hazırlamak ve dahası ihracatçılarımızdan dünya markaları yaratmak için de çalışmalar yürütüyoruz. Bu çerçevede, markalaşma potansiyeli yüksek ürün gruplarına sahip firmalara yüzde 50 teşvik sağlayarak araştırma ve geliştirme faaliyetlerine kaynak oluşturduk. Ayrıca, bugüne kadar markalaşma ve katma değerli mal ihracatımızı artırmak için çok önemli bir görev üstlenen Turquality Programı'nı gözden geçirirken e-Turquality Programı ile oyun-yazılım ihracatımızı daha da artıracağız."
Katma değerli üretim ve ihracatla mal ve hizmet ticaretinde fazla veren bir ülke olma hedefine doğru emin adımlarla ilerlendiğini ifade eden Muş, amaçlarının sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ihracat iklimi oluşturmak olduğunu vurguladı.
"İş gücünün, emekçinin büyümeden daha fazla pay almasına çalışıyoruz"
Muş, temel hedeflerinin, ihracat kültürünü toplumda daha da yaygınlaştırmak ve ihracatı tabana yaymak, rekabetçi ortamda teknolojik gelişimleri ve Ar-Ge yatırımlarını artırmak, istihdam ve emek verimliliği artışları vasıtasıyla büyümeyi pozitif yönde etkilemek, ihracatçının finansmana erişimini kolaylaştırmak olduğunu anlattı.
Döviz kurlarındaki hareketliliğe değinen Muş, "Döviz kurlarında son günlerde yaşanan dalgalanmanın vatandaşlara minimum düzeyde yansıması için azami çaba sarf ediyoruz. İş gücünün, emekçinin Türkiye'nin büyümesinden daha fazla pay alması için çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırıyoruz. Buradan açıkça ifade etmek istiyorum ki çalışanlarımızı asla ve asla enflasyona ezdirmeyeceğiz. Asgari ücretlilere yönelik iyileştirmeyi ivedi olarak gerçekleştireceğiz." dedi.
Muş, Türkiye'nin üretim gücünü artıracaklarını ve yatırım ortamını güçlendireceklerini belirterek, ihracattaki yükselişin ülkenin tamamına katkı sağlayacağını bildirdi.
Sanayide hızlı dönen çarkların istihdamı artıracağına dikkati çeken Muş, şunları kaydetti:
"Üretimin, yatırımın, istihdamın artışıyla aziz milletimiz geleceğine daha güvenle bakacaktır. Birileri her gün ayrı bir felaket senaryosu yazarak piyasalara ve halkımıza güvensizlik pompalamaya çalışmaktadır. Çizilen bu karanlık resmi maksatlı görüyoruz. Felaket tellallarına itibar etmiyoruz. Türkiye'nin potansiyeline güveniyoruz. Türkiye, 84 milyonluk güçlü nüfusuyla, nitelikli iş gücüyle, sanayi altyapısıyla, girişimci özel sektörüyle, stratejik konumuyla güçlü şekilde yoluna devam etmektedir. Türkiye dünya ticaretinde güçlü bir tedarikçi, güvenli bir limandır. Bugüne kadar büyük kalkınma hamleleri gerçekleştiren Türkiye'nin önü aydınlıktır. Göreceksiniz piyasalarda meydana gelen bu geçici dalgalanmaları da bertaraf edeceğiz. Güven ve istikrar içinde yarınlara emin adımlarla yürüyeceğiz."