KASIMDA AŞK BAŞKADIR

Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

“Yine aylardan kasım
Sanki sende kaldı bir yarım
Her nefesim her anım
Sanadır canım”

Sevdiğim şarkı sözlerinden.. Bir de film var,kasımda aşkı anlatan. Filmin ana karakteri Nelson Moss, tüm hayatı işi olan, işkolik bir adam. Bir gün ehliyet almak üzere girdiği bir sınavda Sara isimli deli dolu bir kızla tanışır. Sara, Nelson'dan en azından bir ay boyunca onunla yaşamasını ister. Nelson, teklifi kabul eder. Kısa sürede aynı eve taşınan iki insan, yine kısa sürede birbirlerine aşık olurlar. Sara, hayatında ilk kez birisine aşık olmaktadır. Nelson'ın bilmediği ise aşık olduğu Sara'nın kanser olduğudur. İki insan, ölümle hayat arasında gidip gelirler.

Her ay belki önemli ama Kasım hepsinin önünde. Şiirlere,şarkılara,filmlere konu olmuş kasım ayında Türkiye Cumhuriyeti’nin öyküsünde de unutulmaz günler var. Misal 1 Kasım .. Saltanat özlemcilerinin her 1 Kasım’da hatırlamaları gereken gün. 1 Kasım 1922 tarihinde TBMM iki fırkalı bir kanunla saltanat ve hilafeti birbirinden ayırarak saltanatı kaldırıyor. Sultan Vahdeddin bu olaydan sonra dahi cuma selamlığına hem halife hem de padişah olarak çıkıyor. Bu olay üzerine 16 Kasım’da İhanet-i Vataniye ile TBMM tarafından suçlandırılıyor ve bu nedenle de 17 Kasım’da Malaya Zırhlısıyla Türkiye’yi terk ediyor. 

Yine 1 Kasım.. 'Harf Devrimi' 1 Kasım 1928 tarihinde gerçekleşti. Harf Devrimini başlatan yasanın kabulü ile Osmanlı Alfabesi adı verilen ve Arap harfleri kullanılarak oluşturulan alfabenin kullanımı sona erdi ve yerine Latin Alfabesi temel alınan Türk Alfabesi kullanılmaya başlandı.

1850'li yıllardan sonra hemen hemen bütün Türk aydınları Fransızca diline hakimdi ve aralarındaki yazışmaları dahi Fransızca olarak yürütüyordu. Yaygınlaşan telgraf sistemi ile beraber Latin Alfabesi ve Fransız yazı sistemi harflerini kullananların sayısı gün geçtikçe artış gösteriyordu. Bazı kent ve semtlerdeki dükkanlar artık Osmanlıca harfler yerine Latin harfleri kullanmaya başlamıştı.İkinci Meşrutiyet Dönemi ile birlikte İttihat ve Terakki Cemiyeti aydınları Türk kimliğini İslamiyet'ten ayırmaya çalışıyordu. Buna göre Arap Alfabesi, İslam kültürü ile özdeşmiş bir yazın sistemiydi ve Türk kimliğinin ortaya çıkması ve laik temel kazanması için Türkçe'nin bu alfabe ile kullanılmaması gerekiyordu.

Sovyetler Birliği'ne üye olan Türk devletleri bile latin harflerini kullanıyordu. Türkiye Cumhuriyeti de bunun üzerine ortak bir alfabeyi kullanarak Türk devletleri ile olan iletişimi artırma adına Latin Alfabesi'ne geçme kararı aldı.

1923 yılında İzmir İktisat Kongresi'nde latin harflerine geçme teklifi gündeme getirildi fakat kongre başkanı Kazım Karabekir böyle bir değişikliğin İslamiyet'in bütünlüğüne zarar vereceğini gerekçe göstererek bu öneriyi işleme koymadı.

28 Mayıs 1928 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi resmi daire ve kuruluşlarda uluslararası rakamların (1,2,3 gibi) kullanılmasını belirten bir yasayı yürürlüğe soktu. Bu yasa ile beraber Harf Devrimi için de bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. Bu komisyon böylesine ciddi bir değişimin 5 ila 15 yıllık bir süreçte hayata geçebileceği ihtimali üzerinde durunca Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Bu ya üç ayda olur ya da hiç olmaz'' dediği söylenir.

Ve işte o eşsiz önder Mustafa Kemal Atatürk.. Kasım aşkımız.. Bir 10 Kasım günü yitirdik. Üzerinden yıllar geçse de ona olan aşkımız ,ona olan sevgimiz bitmiyor. En son Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yurdun her yanında ona özlemimizi yeniden dillendirdik.

Türkiye Cumhuriyetinin 3. Cumhurbaşkanı Merhum Celal Bayar “Atatürk’ü sevmek, milli bir ibadettir “demiş. Bu ifadeyi abartılı bulanlar, hatta şirk olduğunu savunanlar olabilir. Ancak, gerçek anlamda düşünüldüğünde Atatürk’ü sevmenin, ilke ve devrimlerine sahip çıkmanın ne kadar gerekli olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

Çünkü;

*Atatürk’ü sevmek demek, Türkiye Cumhuriyeti’ni sevmek demektir.

*Atatürk’ü sevmek demek, Ne mutlu Türküm diyene diyebilmektir!

*Atatürk’ü sevmek demek, Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğine sahip çıkmaktır.

*Atatürk’ü sevmek demek, emperyalizme karşı durmaktır.

*Atatürk’ü sevmek demek, içimizdeki düşmanlara karşı da vatanı savunmaktır.

*Atatürk’ü sevmek demek, muasır medeniyete ulaşmak  hatta onu aşmaktır.

*Atatürk’ü sevmek demek, Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek bilincine sahip olmak demektir

Tutkulu sevgilerin, ölümsüz aşkların ayı Kasım..

Merhaba..

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.