Kaz dağlarında Kanada’lı bir şirketin yapmak istediği altın madenciliğine karşı tepkiler hızla büyüyor. 195 bin ağacın kesilmesine yol açan projeye karşı, altın madeni yakınında su ve vicdan nöbeti tutuluyor. Kaz dağları altın madeni işletmesine başlatılan eylemlerin amacı ülkenin akciğerleri olan kaz dağlarının yok olmaması. Bir çadırla başlayan nöbet alanında çadır sayısı 100’ü aşmış durumda. "Topraktan nasıl özür dileyeceğiz? Çocuklarımıza nasıl anlatacağız? İnsan insana bunu nasıl yapıyor? Birlik olmak zorundayız. Başka çaresi yok. Kaz Dağları çöl olmuş. Hâlbuki burası cennet, ana kucağı..." Bu sözler su ve vicdan nöbetine katılan dansçı Melis Tuzcuoğlu’na ait. Altın madeni işletmesinin kapısındaki güvenlik tellerinin ardına bakarken bir yandan göz yaşlarına hakim olamıyor, bir yandan da bu sözleri söylüyordu.
İlk pankartlar eylemcilerin korumaya çalıştığı ağaçlara asılmış: "Ormanlar madencilerin değil, sincaplarındır", "Her ağacı tek tek savunacağız", "Altın'cı filo, Çanakkale’yi terk et..."Açık alanın dört bir yanında çadırlar kurulu. Ortak alanda ise yemek yeme yerleri, banklar, gölgelikler var. ‘Sosyal market’te köylülerin getirdiği domates, biber ve salatalıklar ikram ediliyor. Çay kazanı her saat kaynıyor.
Maden alanını “çok geç kalmışız çok”şeklinde hayıflanarak izleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer “Bu talana sessiz kalmak istemeyen, onun için el birliğiyle meydan okuyan ve direnen büyük bir güç var. Bu güç her türlü siyasi farklılığın ötesinde. Vicdanları, insanları birleştiren bir güç... Bu direnişi yaygınlaştırmamız, büyütmemiz lazım hem de hukukî anlamda zemini güçlendirmek lazım”diyor.
Biraz Kaz Dağları’nı anlatayım size. Tanrıların kutsadığı, 850 yaşındaki anıt ağaçların, acıklı aşk hikâyelerinin, göl ve birbirinden güzel şelalelerin bulunduğu bir cennet Kaz Dağları. Hem tatlı hem tuzlu hem termal suyun olduğu bir bölge.Bir tarafta Edremit Körfezi bir tarafta da Milli Park. Milli Park, içinde pek çok endemik tür barındıran ve aynı anda birkaç iklimin görülebildiği ender yerlerden biri. Endemik tür, dünyada tek olan bitki, ağaç türlerine deniyor. Kazdağları’nda 32 endemik tür bulunuyor. Kazdağları’nda endemik türlerin her birinin mevsimi var.Sarıkız Çayı ağustosta görülebilirken Homeros’un İlyada’sında da yer alan Kazdağı Göknarı ismini bölgeden alıyor. Dağın bilinen 5 bin yıllık tarihi var ve tepedeki türbe yıllar boyunca kutsal bir alan olarak görülmüş. Zirve Parkuru’nda Midilli’den Burhaniye ve Ayvalık’ı kapsayan tüm Edremit Körfezi görülebiliyor. Ayrıca çok farklı açıdan güneşi gördüğü için özellikle fotoğraf tutkunlarının ilgisini çekecek ışık düşmeleri oluyor. Tozluçeyiz Deresi Parkuru: 14 kilometre. Endemik ormanın içinden geçiyor. Zen Bahçesi Parkuru 600 yaşında çınarların olduğu yerlerden geçiliyor. Bu parkurda taşların üzerinden sular akıyor; tıpkı zen bahçeleri gibi. Kazdağları Milli Parkı’nda gözlemlenen önemli kuş türleri arasında Anadolu Sıvacısı (Sitta Krueperi),Kaya Kartalı (Aquila Chrysaetos), Gökdoğan (Falco Peregrinus),Uzun ayaklı Yarasa (Myotis Capaccinii) ve Tahtalı Güvercini (Columba Palambus) yer alıyor.
Kaz Dağları’ndaki altın madeni işletme faaliyetlerinin durdurulması için 70 civarında dava açıldı ama davalar sonuçlanmadan altın arama çalışmaları hızla devam ediyor. Bugün Kaz Dağları'nda iki altın madeni faaliyette. Bu faaliyetteki işletmeler dışında 40'tan fazla başta altın ve gümüş olmak üzere maden projesine ruhsat verilmiş durumda..Yakın geçmişte Bergama'da, Uşak’ta, Eskişehir’de,Fatsa’da altın madenlerinin yarattığı yıkımları unutmayarak çevreye duyarlı herkese Kaz Dağları’nın selamını iletiyorum.