Kayseri kent merkezinin yaklaşık 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan 5 bin 300 yıllık Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde arkeolojik kazılar, devam ediyor.
2014 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne giren, Anadolu'nun ilk yazılı belgelerinin çıkarıldığı dönemin ticaret merkezi Kültepe'deki kazılara 16 yıldır Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kulakoğlu başkanlık ediyor.
Kültepe'de toprağın altındaki tarihin aydınlatılışına şahitlik eden Kulakoğlu, kazıların 12 aya çıkarılmasının ardından alanda doğayla iç içe bir yaşam sürüyor.
Yıl boyu Kayseri'de yaşamaya başlayan Kulakloğlu, AA muhabirine, kazı alanında doğal bir yaşam oluşturmanın kendiliğinden geliştiğini söyledi.
Kulakoğlu, kısa dönem kazı yaparken hayvan bakma gibi bir sorumluluğu üstlenmediklerini belirterek, "Şimdi 12 ay burada yaşıyoruz. Benimle beraber 10 kişilik çekirdek ekip var. Aynı yerde uzun süre monoton yaşam çok zor. Bizi aslında canlandıracak en iyi unsur hayvan beslemekti." dedi.
Her kazı evinde köpek ve kedi olduğunu anlatan Kulakoğlu, "Eskiden bizim köpeklerimiz serbestti, bağlamazdık, kediler gelince onları da bağlamak zorunda kaldık. Geçen yıl 8 köpeğimiz vardı, bu yıl 11 yavru köpeğimiz dünyaya geldi. Yine bir hamile köpeğimiz var, neredeyse 20-25'e yakın köpeğimiz olacak. 14 yavru kedimiz var, kedilerimiz de 25'e ulaştı. Neredeyse bir koloni kurduk." diye konuştu.
"Hiçbir yiyecek çöpe gitmiyor"
Kulakoğlu, hayvanları kısırlaştırmadıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kediler tarlaya gidip fare de avlıyorlar, biz de beslemeye çalışıyoruz. Buradaki ekip üyeleri bu işin içinde, sorumluluk sahibi. Günde iki nöbetçimiz var, genel işlerle birlikte hayvanların bakımı da var, onların sularını mamalarını veriyorlar. Hiçbir yiyecek çöpe gitmiyor, burada ambalaj atıkları dışında çöpümüz çıkmıyor. Her şey hayvanlar tarafından tüketiliyor. Hiçbir yeşilliği, yenilebilecek malzemeyi atmamaya çalışıyoruz. Tavuklarımız, kazlarımız var, onlar da bize yardımcı oluyorlar, börtü böceği temizliyorlar. Dolayısıyla bunlar bize rahatlatıcı bir atmosfer sunuyor. Kafamızı sürekli işle doldurmak ve onu taşımak zor. Buradaki hayvanlar bize dostluk yapıyor. Bazı arkadaşlarımız odalarında, bazıları sürekli mama alıp besliyor."
Bir dönem keçi ve koyun da beslediklerini ancak bakımları zor olduğu için bıraktıklarını aktaran Kulakoğlu, arkeolojik kazı çalışmalarının yorgunluğunu doğal ortamda attıklarını ifade etti.
Kulakoğlu, oluşturdukları küçük serada sebze yetiştirdiklerini, ziyaretçilerin kazı alanından keyif aldığını sözlerine ekledi.