Eski bankacı Kerim Rota, kamu-özel işbirliği projeleri konusunda uzman akademisyen Prof. Dr. Uğur Emek’in paylaştığı verilerden yola çıkarak, devletin toplam döviz yükümlülüğünün, resmi açıklama olan 88 milyar doların çok daha üzerinde, 190 milyar seviyesinde olduğunu yazdı.
Paraanaliz için bir yazı kaleme alan Kerim Rota, 88 milyar dolar olarak açıklanan “merkezi yönetim net dış borç yükümlülüğü”nün üzerine Hazine’nin iç piyasadan borçlandığı yabancı para ve altın yükümlülükleri, Merkez Bankası’nın Swap yükümlülükleri ve kamu-özel işbirliği projelerinde üstlenilen döviz yükümlülüklerinin de eklenmesi gerektiğini belirtti.
Rota, Hazine’nin iç piyasada altın cinsi borçlanmasında son yıllarda patlama yaşandığını belirterek, şu anda iç piyasaya olan toplam döviz ve altın cinsi borcunun 20 milyar dolara yaklaştığına dikkat çekti.
Rota’nın dikkat çektiği bir başka döviz açık pozisyonu Merkez Bankası’nın sırtında: Nisan sonu itibarıyla Merkez Bankası’nın Swap (Para takası) ile aldığı, kendisine ait olmayan pozisyonun 5 milyar dolara ulaşmış durumda.
Kamu-özel işbirliği projelerinin yükü
Kerim Rota, şehir hastaneleri, köprüler gibi kamu-özel işbirliği projeleri kapsamında devletin verdiği araç, hasta sayısı yükümlülüklerinin de 142 milyar dolarlık bir açık pozisyona karşılık geldiğini belirtti.
Rota, bunun için konunun uzmanı Prof. Dr. Uğur Emek’in hesaplamasını referans gösterdi.
Rota, köprüler ve yollara taahhüt edilen sayıda araç geçeceği varsayımı altında hiç ödeme yapılmasa bile devletin sırtında zamana yayılmış olarak 77 milyar dolara yakın kamu-özel işbirliği projesi taahhüdü yükü bulunduğunu vurguladı.
Resmi verilerde gözükmeyen tüm bu yükümlülükler eklendiğinde devletin döviz pozisyon açığının 190 milyar dolara ulaştığını belirten Rota, bu durumun nelere yol açacağını şöyle anlattı:
1) TL değer kaybedince, iç dış döviz borcumuzun miktarı yükseliyor. Bu da vergilerimizle bizlerin daha çok anapara ve faiz ödemesi yapmamıza neden oluyor.
2) TL değer kaybedince, bütçeden yani bizlerin cebinden KOİ projelerine daha çok kira, hizmet bedeli ve alım garantisi ödeniyor.
3) TL artık değer kaybedince, daha önce değerleme hesabı kar eden ve bu karı realize edip Hazineye kar aktaran TCMB’nin artık değerleme hesabında artış olmayacak. Bu da Hazinenin bizlerden daha çok vergi toplama ihtiyacını ortaya çıkaracak.