Kerime Yıldız Yazdı: NARDUGAN: HEM TÂRİHÎ HEM COGRÂFÎ BİR YALAN

Ngazete yazarı Kerime Yıldız'ın yeni yazısı...

Yılbaşına karşı olan İslâmcılar, “Mekke’nin Fethi kutlaması” diye bir saçmalık çıkardılar. Millet, yılbaşı gecesi dinden çıkmasın diye her 31 Aralık’ta kutluyorlar. Karşıysan yat uyu kardeşim! “İllâ gel, Taksim’de zıpla!” diyen mi var? Taksim’de zıplayan, zâten sana gelmediğine göre, Mekke’nin Fethi gibi kutsal bir hâdiseyi, niye alternatif yılbaşı malzemesi yapıyorsun?

Onlar böyle yapadursun, kültür değişmesinin bir ürünü olan yılbaşı kutlamasını meşrûlaştırmak isteyen bir kısım Türkçüler, Noel’i Türkleştirme derdine düştüler. Eskiden beri yılbaşı kutlamaları vardı. Fakat bunun Türk kültürüne âit olduğu iddiâsını hatırlamıyorum. Ziyâ Paşa’nın dediği gibi,

“Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı”

Evet, Orta Asya’dan Balkanlara kadar Türklerin kutladığı bir yılbaşı var. Adı, 21 Mart (Mart dokuzu) Yenigün bayramı. Diğer adıyla Nevruz bayramı.

Fitne üstüne fitne! Birinci fitnenin adı, dinlerarası diyalogdu. “Peygamber ayrımı yapmayalım. Hz. İbrâhim’de buluşalım.” deniyordu. Koca koca ilâhiyatçılar, “Niye Hz. İbrâhim’de buluşuyorum? Son peygamber, Hz. Muhammed (S.A.V) değil mi?” demediler. Diyânet de uyudu. Farkedenler, korkudan sustular. Güç, diyalogcuların elindeydi. “Kelime-i şehâdetin ikinci kısmı lâzım değil”e susanlar, kelime-i şehâdet getirirken utanıyorlar mı acaba?

Geç de olsa uyandık. Şimdi de kültürlerarası diyalog fitnesi başladı. Nevruz’dan uzak dur, Nardugan’a yaklaş! Maalesef bu sefer, Türk kültürü hedefte. Yazık ki Türk milliyetçileri susuyor veya alkışlıyorlar. Milliyetçilik iddiâsındaki bir site, günlerdir Nardugan’ın Türk bayramı olduğu yalanını işliyor.

İlk önce Muazzez İlmiye Çığ, ortaya attı. Kendisi Sümerolog, Türk kültürü uzmanı değil. O kadar Orta Asya târihi okuduk, böyle bir şey duymadım.

Eski Türklerle ilgili en yetkin isimlerden Yeditepe Üniversitesi Târih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, geçen sene Nardugan hakkında twitter hesâbından bir mesaj yayınladı. Ayrıca Milliyet gazetesine de bir açıklama yaptı. Buyurun okuyun:

“Muazzez Hanım, Türklerde çam ağacının kutsal olduğunu söyleyip, bu tezi ortaya attı. Kadim Türklerde kayın ağacı kutsal kabul edilirdi. Ağaç süsleme, Friglerden Batı’ya geçti. Türklerin târihinde Ayaz Ata diye bir şahsiyet yok. Ülgen ise Altay Türklerinde ‘Tanrı’ olarak kabul ediliyor.

23 yıldır Çin, Moğol, Rus ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki arşivleri birinci kaynaktan inceliyorum. Nardugan veya Nardoğan diye bir kelime metinlerde geçmiyor. Moğollar şubatın 21’inde büyük beyaz bayram adını verdikleri, mevsim dönüşümünü kutluyorlar. Bu kutlamalar ise Çin’de Budist geleneği olan Guonien Bayramı’ndan alıntı. Türkler, konar göçer bir millet. Asya bozkırlarında hava eksi 30 derece. Hava kapalı, yaşam şartları ağır. En kısa gün, en uzun gece gibi bir hesaplama modelleri yok. Ortaya atılan görüşler, her şeyi Türklüğe bağlamayı mârifet sananların safsatalarından başka bir şey değil.”

Taşağıl’a bir konuda katılmıyorum. Mesele, her şeyi Türklüğe bağlamak değil; Türklüğü, bir şeylere bağlamak.

Gazeteci Celâl Pir, birkaç gün evvel şöyle bir mesaj yayınlamış.

“Nar, güneş demek. Dugan da doğan demek. Yâni doğan güneş ve Türk inanışına göre Tengri, yâni Tanrıya, Tanrı Ülgen’e duâ ediyor eski Türkler ve Tanrı Ülgen de güneşi dünyâya geri veriyor. Güneş geri gelince kutlamalar başlıyor. Bolluk bereket ve güzellikler bizimle olsun deniyor. Nardugan kutlanıyor.”

21 Mart’ta güneşin gâlip gelmesini ve günün geceden uzun olmaya başlamasını utanmadan arlanmadan 21 Aralık’ta oluyormuş gibi anlatmak, aklımızla dalga geçmektir. Adamın canı, çam süsleyip, Noel Baba’dan hediye almak istiyor. İstiyorsan yap, Türk kültürünü niye âlet ediyorsun?

Yeniçağ gazetesi, bu mesajı kaynak gösterip 22 Aralık’ı yılbaşı ilân etti.

Kimdir bu Celâl Pir? Türk târihi uzmanı mı? Kimdir bilmem de coğrafya câhili olduğu kesin. 21 Aralık’tan sonra güneş gâlip geliyorsa niye kış geliyor? Niye erbâin soğukları başlıyor? Niye kar yağıyor?

Hem târih-coğrafya tahsil etmem hem de annemden mîras halk takvimi merakım hasebiyle bu konuda konuşabileceğimi düşünüyorum.

Evet, coğrafya bilgisi olarak “kışın gelmesi, güneş ışınlarının dünyâdan uzaklaşması” demek olan gece gündüz savaşı (veya kış-bahar çekişmesi), halkın iklim kültüründe eskiden beri var. 21 Aralık’ta bu çekişmeden gâlip çıkan kıştır. Güneş kaybeder, dünyâdan uzaklaşır. Halk, değil sevinmek, karalar bağlar. Adı üstünde, karakıştır. Zemherî soğukları gelir. Yeryüzü, buz keser.

Şitâiyyelerde, bu coğrâfî hâdise, çeşitli şekillerde anlatılır. Üsküplü İshak Çelebi, halkın güneşe hasretini, şöyle ifâde eder:

“Gündüzün halk çerâġ ile ararlar güneşi /                                                                                                    Bulmayup derd ile bir pâre od oldı her dil”

Güneş, savaşı kaybettiği için halka görünmeye yüzü kalmaz, dünyâdan uzaklaşır.

“Halka görünmege güneşün kalmadı yüzi                                                                                                             Dünyâyı eyledi gözine teng ü târ berf”

Halkın güneşe hasreti, cemreler düşüp de 21 Mart’ta güneşin gâlip gelmesi ve yeryüzünün ısınmaya başlamasıyla sona erer. İşte Türklerin yılbaşı, bu gündür. Bütün nevrûziyyelerde, halk şiirinde baharın gelmesi, güneşin savaşı kazanıp dünyâya yaklaşması, coşkuyla anlatılır. Kul Mehmet, Karacaoğlan ve daha niceleri, o güzelim bahar şiirlerini, Nardugan denilen zıkkım zamanında mı yoksa Yenigün bayramında mı söylemiş? Allah, akıl fikir versin!

Köyüm, bir Türkmen köyü. Daha bugüne kadar 22 Aralık bayramı duymadım. Ama Mart Dokuzu (21 Mart ekinoksu) yaklaşınca bir heyecan başlar ki sormayın. Çünkü o gün,

“Kadir Mevlâm kudretini bildirir                                                                                                                                       Dâim ağlar kullarını güldürür                                                                                                                                Menekşeler külâhını kaldırır                                                                                                                                      Yeşil çemenlerde yeler durmayıp” (Kul Mehmed)

Dinlerarası diyalog saçmalıklarıyla, “Canım, Hz. Îsâ’da bizim değil mi? Noel’i kutlasak ne var?” deyip Hristiyanların, Peygamber Efendimizi reddetmesini umursamayanlar, şimdi de Noel ile Nevruz’u birleştirenlerin oyununa geliyorlar. Onlar gelsinler, baharın gelişini benimle kutlasınlar! Benim onlarla zemherînin gelişini kutlamam, akıllı işi değil!

Kandırılmaya müsâit olanları uyarıyorum:

Yeni diyaloğun adı Nardugan’dır!

Bizim millî yılbaşımız, 21 Mart’tır. Yenigün’dür, bahar bayramıdır.

Türk Milleti aptal mı ki kış gelince bayram etsin?

 

 

    

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri