CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Bayramı’nda TBMM’de sade bir tören yapılmasını isteyen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile liderlerin törene katılmaması çağrısında bulunan TBMM Başkanı Mustafa Şentop’u eleştirdi. Ülkelerin tarihinde 100. yılların özel günler olduğuna ve özel törenler yapıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Ben o gün Gazi Meclis’te olacağım ve diğer liderlerin de o gün Meclis’te olmaları için çağrıda bulunuyorum” dedi.
Cumhuriyet'ten Miyase İlknur'un haberine göre, 'Milli Mücadele döneminde bombalar altında dahi çalışmalarını sürdüren' ve geçen haftaya kadar da karantina döneminde bile genel kurul toplantılarını yapan Meclis’in 23 Nisan nedeniyle sınırlı ve sadece bir törenle yetinmesinin kendi tarihine de saygısızlık olduğunu dile getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, “23 Nisan töreni meclisin tarihine yakışır şekilde olmalı ve tüm liderler de o gün o çatı altında bulunmalı. Ben o gün mecliste olacağım. Diğer liderler gelmezse de kendi bilecekleri iş” şeklinde konuştu.
'Paralel devleti erbabı bilir'
CHP’li belediyelerin yardım kampanyalarının durdurulmasını, sahra hastanelerinin mühürlenmesini ve bedava ekmek dağıtımının yasaklanmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, bu kampanyaların 'paralel devlet yapılanması' olarak yorumlanmasına ise şu yorumu yaptı: “Bir zamanlar bir paralel yapı vardı. Devletin bütün kılcal damarlarına sızan ve hükümetin ne istediyse verdiği bu yapı ile halka bedava ekmek dağıtmanın, sahra hastanesi açmanın ne tür bir benzerliği var Allah aşkına. Belediyelerimiz ekmek, gıda kolisi dağıtarak ya da sahra hastanesi açarak hangi kılcal damarlara sızmış olabilirler acaba. Paralel yapıyı en iyi bilen bizzat o yapının mensupları ile onlara ne istedilerse veren AKP hükümetleridir. Biz o işin erbabı değiliz.”
'Özel bankalara siyasi görev verilemez'
Hükümet tarafından beklendiği kadar kredi vermedikleri için özel bankalara BDDK eliyle zorlanması konusunudaki sorumuza da “Özel bankalara siyasi görev verilemez” diyen Kılıçdaroğlu, zorlanması halinde bankacılık sisteminin yeniden krize gireceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bankalar güven kuruluşlarıdır ve uluslararası belirlenmiş kurallara tabidirler. Hükümet kamu bankalarına yaptığı gibi özel bankalara da siyasi görev verirse yabancı yatırımcı kuralın, hukukun, güvenin olmadığı bir ülkeye nasıl gelecek. Bankalar uluslararası sisteme entegre kurumlardır. Bu bankaların uluslararası denetim kriterleri söz konusudur ve güven esasına dayalı bir sisteme tabidirler. Böyle dayatmalarda bulunursanız bu güven ortamı ortadan kalkar. Bu durumda zaten hukukun ve kuralların günü birlik keyfi şekilde değiştiği bir ülkede bankacılık sistemindeki kurallar ile güven ortamı da ortadan kalkarsa zaten gelmekte terüddüt eden yabancı sermaye gelmeyeceği gibi var olan sermaye de kaçar.”