MYK’ye bilgi veren hukukçu kurmaylar da toplantıda, yayımlanan kararın “Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir” ifadesinin yer aldığı anayasanın 90/5. maddesine aykırı olduğunu anlattı. İdari hukuktaki “usulde paralellik” ilkesine göre, “yasalar Cumhurbaşkanlığı kararı ile değiştirilemiyor.”
CHP’nin hukukçu MYK üyeleri de Erdoğan’ın kararında sözleşmeyle ilgili aldığı kararı dayandırdığı, 9 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin üçüncü maddesinde yer alan ifadenin de anayasaya aykırı olduğu yönünde görüş bildirdi.
Buna göre, MYK’de, “Cumhurbaşkanı’nın bir kararnameye dayanarak uluslararası bir sözleşmeyi feshetmesi, yasal ve hukuki olmayan bir süreci başlatmıştır” görüşünde birleşildi.
Erken seçim isteği
Cumhuriyet'ten Erdem Sevgi'nin haberine göre, Kılıçdaroğlu’nun şu yorumlarda bulunduğu öğrenildi: “Bundan sonra Türkiye’de şiddete maruz kalan, istismara uğrayan ve öldürülen tüm kadın ve çocukların birinci derecede sorumlusu Erdoğan’dır. Millet iradesini yok saymıştır, anayasa ve kanunlara aykırı davranmıştır. Bu kararı yok hükmündedir. Cumhurbaşkanlığı bu yetkide ısrar ederse, örneğin Lozan Antlaşması’nı da iptal edebilir. Ülke olarak tek kişiye neyin teslim edildiğini konuşuyor olmalıyız. Cumhurbaşkanı’nın bakanlarıyla birlikte ülkeyi yönetemediği çok aşikâr. Türkiye’yi bir an önce erken seçime götürmesi gerekiyor.”