CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki tüm büyükelçiliklere kendi dillerinde mektup göndererek, Kanal İstanbul Projesi’yle ilgili endişelerini dile getirdi. Kılıçdaroğlu mektubunda büyükelçilere, ülkelerindeki yatırımcıların bu projeyi desteklememesi çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu büyükelçilere gönderdiği mektubu, “Ülkemizdeki tüm büyükelçiliklere bugün kendi dillerinde gönderdiğim çağrı mektubudur. Suyumuz, toprağımız, doğamız bizim her şeyimizdir; yok edilmesine izin vermeyeceğim. Milletimin bilgisine sunarım” sözleriyle Twitter hesabı üzerinden paylaştı.
Mektupta Kanal İstanbul Projesi’nin iklime ve ekolojik sisteme zarar vereceği yönündeki endişesini ortaya koyan Kılıçdaroğlu, “İklim krizi tüm dünyanın ortak sorunudur. İklim krizinden geçmekte olan dünyayı ağır bir şekilde etkileyecek bir proje bugün Türkiye’nin gündeminde. ‘Kanal İstanbul Projesi’, ekolojik sistemi altüst ederek sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya zarar verecek niteliktedir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu mektubuna şöyle devam etti:
“İklim kriziyle mücadelenin ortak sürdürülmesi için Akdeniz havzasının en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul ve dünyamızın geleceği adına bu çağrının yapılması zorunlu bir hal almıştır. Bütün dünyanın iklim krizinin yıkıcı etkileriyle mücadele içinde olduğu bir süreçte, ‘Kanal İstanbul’ gibi ekosistem bütünlüğünü bozarak, doğaya geri dönüşü olmayan zararlar verecek bir projenin desteklenmesi, doğanın korunması ve iklim krizi ile mücadeleye taban tabana zıt niteliktedir.”
Büyükelçilere hitaben, “Ülkenizdeki yatırımcılar, Kanal İstanbul gibi her yönüyle dünya iklimine karşı bir hareket olan bu projeyi desteklememelidir” diyen Kılıçdaroğlu, projeye desteğin Türkiye’yle birlikte dünyanın iklimine de “dönülmez bir zarar” vereceği, “İstanbul’a ve dünyaya ihanet anlamına geleceği” uyarısında bulundu.
Kılıçdaroğlu mektubunu, “Kanal İstanbul Projesi’nin uygulanmasının önlenmesi için mücadele vermeye devam edeceğiz. Ülkemin iklimini, havasını, suyunu, toprağını korumak benim görevim. Sizlere de dünyayı korumak için çağrıda bulunuyorum” sözleriyle bitirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı çevrelerden gelen tüm eleştirilere karşın, 11 yıldır gündemde olan ve “çılgın proje” şeklinde değerlendirmeler yapılan Kanal İstanbul Projesi’ni hayata geçirmede kararlı bir duruş sergiliyor. Erdoğan geçen yaz, Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesiminin Sazlıdere Barajı üzerindeki bağlantı yolunun temel atma töreninde yaptığı açıklamada, Sazlıdere Köprüsü’nün Kanal İstanbul’un ilk ayağı olduğu mesajını vermişti.
Projeyi “İstanbul’un geleceğini kurtarma projesi” olarak niteleyen Erdoğan, Kanal İstanbul’un 15 milyar dolara mal olacağını ve 6 yılda tamamlanmasının hedeflendiğini söylemişti. Cumhurbaşkanı, kanalın uzunluğunun 45 kilometre, en dar yerinin 275 metre, derinliğinin 21 metre olduğunu belirtirken, 275 metre uzunluğundaki petrol tankerleri ile 350 metre uzunluğundaki konteyner gemilerinin geçebileceği kanaldaki trafiğin İstanbul Boğazı’na göre 13 kat daha güvenli olduğunu savunmuştu.
Kanal İstanbul’a getirilen eleştirilerden biri, kanalın etrafında yeni bir şehir yaratacak bir gayrimenkul projesi olarak tasarlandığı yönündeki iddiaydı. Erdoğan aynı törendeki konuşmasında, kanalın iki yanında 500 bin kişinin yaşayacağı çevreci bir şehir kurulacağını savunmuştu.
Projeye karşı büyük çaba sergileyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, katıldığı bir televizyon programında, Sazlıdere Köprüsü’nün Kanal İstanbul’la ilgisi olmadığını öne sürmüş ve töreni “siyasi şov” olarak nitelemişti. İmamoğlu, projenin İstanbul için “felaket” olacağı ve “Marmara Denizi’nin bitişi” anlamına geleceği uyarısını sık sık dile getiriyor.