CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, AKP'li Ahmet Hamdi Çamlı'nın zamların sebebinin CHP olduğunu söylemesine tepki gösterdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu grup toplantısında elektrik zamları, ekonomik kriz ve kendisine yönelik eleştiriler hakkında konuştu.
Kılıçdaroğlu, kamuoyunda Yeliz olarak bilinen AKP'li Ahmet Hamdi Çamlı'nın zamların sorumlusunun CHP olduğunu söylediğini hatırlatarak , "Günlerce bir kente elektrik verilmiyorsa bunun bir sorumlusu olması lazım. Yeliz denen arkadaş 'Bunun sorumlusu CHP'dir' dedi. Gerçekten akıllarını oynatmışlar. CHP'yi kötüleyince siyaset yaptığını zannediyor. Bu AK Parti adına da bir ayıptır. O kadar akıldan yoksun insanlar parlamentodaysa bu parlamentonun itibarı tartışılır." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
MEHMET HABERAL'A ÖDÜL
CHP kararlı ve istikrarlı adımalrla düzenli büyüyerek topluma umut olmaya devam ediyor. Güzel ülkemize umut olacağız. Belediye başkanlarımızın bulunduğu yerlerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek bu sözü milletimize verdik.
Dünya Sağlık Örgütü İhsan Doğramacı Aile Sağlığı Vakfı ödülünü Mehmet Haberal'a verdi. Olağanüstü güzel bir olay. Mehmet Haberal organ nakli konusunda bütün dünyada çok önemli bir isim, bir marka aslında. Böyle bir markanın CHP'de milletvekilliği yapması ayrıca bizim için onur ve gurur. 27 Mayıs'ta Cenevre'de DSÖ Genel Kurulu'nda bu ödül verilecek. Hocamızı yürekten kutluyoruz.
GAZETECİLERİN SORUNLARI
Türkiye dert küpüne dönmüş durumda. Herkesin derdi var. Herkes şu veya bu şekilde Türkiye'nin dertlerini konuşuyor. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türkiye'nin sorunlarının çözümünde marka olan CHP'dir.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu geldi, bizim sesimizi geniş kesimlere ulaştıran medyadır. Bizde maalesef medya sesini çıkarmasın ama iktidarı savunuyorsa her türlü imkanın sağlandığı bir duruma dönüştürülmüştür.
Bize bir rapor sundular o rapordan bazı bölümleri size aktarmak isterim; enflasyon yükseldi kağıttan tutun mürekkebe kadar kullandığımız tüm aygıtlara zam geldi.
Kağıt gibi maliyet gelirlerinde yüzde 400 zam gerçekleştir deniyor. Gerçekten insafsız bir olay. 2021'de 54 gazete kapandı. Son 3 yılda kapanan gazete ise 119. 119 gazetede çalışan gazetecilerin işlerini kaybetmesi demektir. Halkı aydınlatmak için yola çıkanlar en büyük sorunu yaşar hale geldiler.
Bizde maalesef medya iktidarı savunuyorsa her türlü imkanın sağlandığı bir organa dönmüş durumda. Gazeteci gazeteciliğin hakkını vermek zorundadır. Halkı aydınlatmak için yola çıkanlar en büyük sorunu yaşar hale getirdiler.
Gazeteler devlet desteği talep ediyor. Basın İlan Kurumu bir yıldır toplanmıyor. 2018'den beri atanması gereken 12 üye atanmadığı için Genel Kurul toplanamıyor. Bir anlamda Basın İlan Kurumu medya üzerinde baskı kuruyor. Gazeteler üzerinde baskı kuruyor. Onurlu gazetecilere her zaman yürekten alkışlıyorum onlara bizim minnet borcumuz vardır.
Evrensel gazetesi 2019'dan bu yana BİK'ten ilan almıyor. Gazetecilerin de bir meslek yasası olması gerektiğini söylüyorlar. Mafyaya bulaşanlar da kendilerini gazeteci olarak satıyorlar. Devletten kaynak alıp, kaynaktan beslenenler maalesef kendilerini gazeteci olarak tanımlıyorlar. Havuz medyasını bilirsiniz. İktidarı ne kadar alkışlarsanız cebiniz o kadar dolar. Onlar da kendilerini gazeteci olarak satıyorlar, hiçbirisi gazeteci değil. Gazeteci kalemini satmayan kişidir.
Medya özgürlüğünde büyük sınırlamalar var. Doğru haberlere erişim engeli geliyor. Basın kartı alamıyoruz diyorlar. Gerçek gazeteciler basın kartı almakta zorlanıyorlar. Gerçek gazetecilere basın kartı verilmiyor diyorlar.
Basın kartı verilmezse gazeteciler yıpranma hakkından yararlanamıyorlar. Erken emekli olma hakları var, yararlanamıyorlar. Birçok organizasyona akredite olamıyorlar, güvenlik güçlerine basın kartı sunamıyorlar. Yurt dışına çıkışta gri pasaport alamıyorlar.
Bütün gazeteci arkadaşlarıma şunu söyleyeyim: Özgürce yazmak istiyorsanız Millet İttifakı'nı yakından izleyeceksiniz. Destekleyeceksiniz demiyorum. İzleyeceksiniz diyorum.
ISPARTA'DA ELEKTRİK KESİNTİSİ
Günlerce elektrik verilmedi, insanlar soğukta perişan oldu. 2 Genel Başkan Yardımcımız Isparta'daydı, milletvekillerimiz Isparta'daydı. 4 gün sonra bakan oraya gitti. Niye gitti, helalleşmek için gitti. Senin görevin ne arkadaş?
Günlerce bir kente elektrik verilmiyorsa bunun bir sorumlusu olması lazım. Yeliz denen arkadaş 'Bunun sorumlusu CHP'dir' dedi. Gerçekten akıllarını oynatmışlar. CHP'yi kötüleyince siyaset yaptığını zannediyor. Bu AK Parti adına da bir ayıptır. O kadar akıldan yoksun insanlar parlamentodaysa bu parlamentonun itibarı tartışılır.
Bir yönetmelik var. Konutlarda 48 saatten fazla, insanların yoğun olduğu bölgelerde 24 saatten fazla elektrik kesintisi olursa tazminat ödenmesi gerekiyor. Bütün vatandaşların tazminat alma hakkı var. Baroya müracaat etsin. Avukat tutamayanların ücretini biz ödeyeceğiz. Kimse mücbir sebebin arkasına saklanmasın.
Ramazan Nazlı adlı vatandaşımız donarak öldü. Acılı aile kaymakamlığa götürülüyor. Açıklama yaptırılıyor. Adli Tıp raporu çıktı. Donmaya bağlı kalp krizi. O kaymakama sesleniyorum: Nasıl böyle bir açıklama yaptırıyorsunuz? Herkesin hakkını ve hukukunu sonuna kadar arayacağız.
ELEKTRİK ZAMLARI
Türkiye ateş topuna dönmüş vaziyette. Yönetilemeyen bir Türkiye gerçeği var. Zamlar yağmur gibi yağıyor. İğneden ipliğe zam geliyor, her yerde zam var. Bu Türkiye'nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. Kışın ortasında elektriğe yüzde 127 zam yapar mısınız?
Bir video yayınladım, '31 Aralık'ta yapılan zamlar geri çekilene kadar hiçbir elektrik faturamı ödemeyeceğim' dedim. AK Parti'den Mahir Ünal diyor ki, 'Elektrik zamlarını devlet yapmadı' Evet doğru. Devlet yapmadı, devleti yönetenler yaptı. 5'li çeteye tek bir kelime bir etmiyor. Zamları siz yapıyorsunuz. Vatandaşı siz inletiyorsunuz. Suçlanan kim Kılıçdaroğlu.
Niye ödemeyeceğim dedim; bunun acısını geniş kitlelere duyurmam lazım. Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşın sesini çıkarabilecek bir alan bırakmadılar. Kim bunların sesi, sözcüsü olacak. Sizin feriştahınız gelse ben donmam, mücadele ederim. Elektrik faturaları konusunda hemen dağıtıcı şirketleri topladılar. Bunlar yükseltti ya, Erdoğan da indirecek bu numarayı çekiyorlar.
Bahçeli de bugün konuşmuş. Demişler ki Kılıçdaroğlu'na kandil gönderin. Göndermişler de çok güzel. Elektrik zamlarını savunan Bahçeli'nin gönderdiği kandiller' diye sergileyeceğim onları. Şahsıma seslenmek isterim 1100 odalı sarayda Bahçeli'ye bir yer ver, orada otursun.
FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİ KARARI
Ekonomi faizini düşürünce diğer faizlerin de düşeceğini sandılar, denediler düşmedi. Politika faizi düştü, diğer hiçbir faiz düşmedi. Baktılar bu da tutmuyor, o zaman dillerini değiştirdiler. Bu sefer 'Biz bunu bilinçli yapıyoruz. İhracat patlayacak, üretim artacak, cari açık azalacak' dediler. Bir baktılar o da tutmadı.
Türkiye ucuza satıp pahalı almaya başladılar. Dövizin yüksek olması beklentileri karşılamadı, fatura garibana çıktı. Bu da olmadı bu sefer, doları sabit tutmamız lazım dediler. Kur korumalı mevduat hesabı açtılar. Benzinin, motorinin fiyatı hiç düşmedi. Bankada yüksek dövizi olanlara devlet ayrıca bir vergi muafiyeti, yüksek faiz önerdi.
KDV'NİN DÜŞÜRÜLMESİ
Zamlar var yağmur gibi. Ateş pahası, mutfaklar yanıyor. Onun üzerine dediler ki KDV'yi yüzde 8'den yüzde 1'e indiriyoruz dediler. E esnaf yüzde 8'den ödedi. Esnafın sırtından vergi indirimi yapıyorlar. Esnafa bir enflasyonla mücadele timi gönderiyorlar. Cezalar üst üste geliyor. Erdoğan'ın hadi ekonomiyi bilmez ama ticareti bileceğini düşünürdüm. Vallahi ticareti de bilmiyor. Yüzde 8'den almış yüzde 1'den satacaksın diyor. Fiyat istikrarından sorumlu olan kurum TCMB. Bu yetki alındı Merkez Bankası'ndan onun için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Fiyat istikrarı sağlanmadı, enflasyon düşmedi, cari açık düşmedi.
Devlet zırvalıklarla, saçmalıklarla yönetilemez. Akılla, bilgiyle, birikimle yöneteceksin.
6 parti genel başkanı olarak buluştuk. 'Bunlar asla yan yana gelmez' diyorlardı. Yan yana geldik. Biz ayrı partileriz, programlarımız da ayrı. Neden bir araya geldik? Çünkü Türkiye'nin bir felakete sürüklendiğini 6 partinin genel başkanı da biliyor. Yaşanamaz bir Türkiye'nin ortaya çıktığını 6 partinin genel başkanı da görüyor. Gençlerin umutlarını yurtdışında aramak gibi bir tabloya sürüklendiğini 6 partinin genel başkanı da görüyor.
MUHALEFET PARTİLERİNİN TARİHİ ZİRVESİ
6 partinin genel başkanı Türk siyaset tarihinde önemli bir başarıya imza attı ve bir araya geldi. 'Sorunları çözmemiz lazım' dediler. Çözemiyorlar, batırıyorlar. Türkiye'yi dilenci konumuna getirdiler. Türkiye'nin onurunu zedelediler. Düne kadar 'şerefsiz' dedikleri kişilere gidiyorlar el, ayak öpüyorlar. 6 partinin genel başkanı bu tabloyu düzeltmekte kararlı. Bu kararlılıkla bir araya geldik.
Bir araya geldik ve konuştuk. Bir bildirimiz oldu. Sırayla imzalarımızı attık ve kamuoyu ile paylaştık. Bütün vatandaşlarıma söylemek isterim. Asla umutsuzluğa kapılmayın. İyi ki bu ülkede muhalefet var deyin. İyi ki bu ülkede sağlıklı, tutarlı, ülkenin geleceğini düşünen muhalefet var deyin.
Bizler bütün baskılara, olumsuz koşullara, iftiralara, hakaretlere rağmen bir araya geldik. Bizi bir araya getiren vatan sevgisi. Ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz.