CHP liderinin Meclis’teki grup konuşmasından satır başları şöyle:
* Gara şehitlerimiz var. Uzman çavuş Hüseyin Sarı, polis memuru Sedat Yabalak, Jandarma astsubay Semih Özbek, polis memuru Vedat Kaya, Jandarma er Süleyman Sungur, uzman erbaş Mevlit Kahveci, topçu er Müslim Altıntaş, er Adil Kabaklı, Aydın Köse, sivil Muhammet Salih Karaca, sözleşmeli er Sedat Sorgun, uzman çavuş Ümit Gıcır.
‘Beş-altı yıldır ne yapıldı?’
* Gara şehitleri beş buçuk altı yıldır terör örgütünün tuttuğu erlerimiz. Beş-altı yıldır ne yapıldı? Defalarca hatırlatılmasına karşılık ne yapıldı? Ve şimdi bunların tamamı hayatını kaybetti. İçimiz yanıyor.
* Öyle bir noktaya geldik ki adeta şehitler üzerinden hesaplaşan bir Türkiye. Şu iktidarın yaptığına bakın. Şehit şehittir. Onun bizim toplumda, vicdanı olan bir toplumda ayrı bir yeri vardır. Ayrı bir kültürümüz vardır. Bir tweet üzerinden kıyameti koparttılar. Hangi ahlak, hangi erdem, hangi inanç? Emin olun anlamakta zorlanıyorum.
* Aileler defalarca geldi. Bana da geldiler. Malatya’ya gittim, orada da geldiler. Arkadaşlarımızı görevlendirdik. Basın toplantıları yaptılar. Olaya iktidarın el atması gerektiğini söyledik. Elimizden gelen her şey yapıldı. Soru önergeleri verildi. Dönemin başbakanına, bakanına, İçişleri bakanına soru önergesi verildi. Her soru önergesi olayın özüne inmeyen yanıtlar verildi. Şöyle: “Terör örgütleriyle mücadeleye yönelik keşif, gözetleme ve operasyonel faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir arz ederim.” soru önergesine verilen yanıtta bu yazıyor. Şehit olan kardeşlerimizin öldüğü haberi geldi. Önce şunu düşündüm, nerede, nasıl bu kardeşlerimiz şehit oldular? Bilgi edinmeye çalıştık. Ve bilgiler parça parça önümüze gelmeye başladı.
Valilik eleştirisi
* Açıklamayı niye Malatya Valiliği yapıyor? Benzer bir olay İdlib’de olmuştu. Orda da 33 askerimiz şehit edilmişti, açıklamayı korkudan hiç kimse yapmıyor, Hatay valisi yapıyor. Çünkü kabahatlerini ve kusurlarını biliyorlar.
Ecevit örneği
* Erdoğan “Bir müjde vereceğim” dedi. Ama bu kardeşlerimizi tamamı şehit oldu. Açıklama yapmaktan korktular. Devleti yöneten birisi, “Çarşamba günü çok önemli bir şey yapacağım” diye bir açıklama yapmaz. Operasyonlar gizli yapılır, kimseye haber verilmez. Rahmetli Ecevit, terör örgütünün başındaki kişiyi alıp getirirken bile eşine haber vermemiştir. Devlet böyle yönetilir. Bırakın devleti bunlar bir köy bile yönetemezler.
* AK Parti’ye ait troller harekete geçtiler. Kabahatlerini örtmek için. Suçlamaya, ayrıştırmaya başladılar. Oysa şehitler 83 milyonun şehidi. Ama bu ülke için hayatlarını verdiler.
‘Şehidimiz var, yaylaya kahvaltıya gidiyorsun’
* Duyduğumda önce inanamadım. Erdoğan sanki bu olaylar hiç olmamış gibi bir yaylaya kahvaltıya gidiyor. Rize ile Trabzon arasında her 15 metreye bir polis dikiyorlar. Sen kendi vatandaşına güvenmiyorsun. Şikayeti görev yapan polisler söylüyor. Böyle bir garabet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hiç yaşanmadı. 13 şehidimiz var, yaylaya kahvaltıya gidiyorsun, umurunda değil.
* Rize Kongresi’ni oturun izleyin, o gülüşmeler, kahkahalar, fıkralar… 13 kişi hayatını kaybetti ya… Hangi ahlaka göre, inanca göre bunu yapıyorsunuz? Ben böyle bir inanç bilmiyorum. 13 şehidimiz var, bari saygı duy. Sen konuşmuyorsun, bakanların konuşmuyor topu Malatya Valiliği’ne atıyorsun. Kaçacak delik arıyorlar.
* Gülüşerek kongre yapıyorlar, bir de şehit annesini bağlıyorlar. Ayrı bir dram. Erdoğan’ın keyfi yerinde, anne ağlamaklı. Ders vermeye kalkıyor, Allah bu millete sabır versin. Bir şehit annesini propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Oysa bütün Türkiye nasıl güldüğünü, eğlendiğini görüyor. Askerlerimiz, sivillerimiz, devlet görevlilerimiz hayatlarını kaybetmiş, o beyefendinin derdi başka. Bırakın anne matemini yaşasın. O annenin acısını dramını onlar biliyor mu? “Oğlunuz şehit oldu, siz bu şerefi yaşadınız” diyor. Ee o şeref en çok sana yakışıyor, göndersene çocuklarını askere. Niye bedelli askerlik yaptırdın? Hangi AK Partili milletvekilinin çocuğu bedel ödedi bu ülkede?
Beş soru
* Erdoğan’a beş soru soracağım. Bu soruların cevabını millet adına ondan bekleyeceğim.
* Soru 1: Bölücü terör örgütünün tam beş buçuk yıl elinde tuttuğu vatan evlatlarını kurtarmak için başbakan veya cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız?
* Soru 2: Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dan seçimlerde size yardımcı olması için mektup dilenirken neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz? İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi?
* Soru 3: Yıllarca “Dostum” Trump diye böbürlenip durdunuz. Neden dostluğunuzu vatan evlatlarımızı terör örgütünün elinden kurtarmak için kullanmadınız? Bölgede Amerikalılar çok güçlü, senin de en yakın dostun Trump…
* Soru 4: Daha önce benzer hadiselerde sorunun çözümünde büyük katkıları olmuş insan hakları örgütlerinden, terör örgütünün elinde tuttuğu evlatlarımıza zarar gelmemesi için en azından çağrıda bulunmak hiç aklınıza gelmedi mi? Neden 13 kişiye sahip çıkmadınız şimdiye kadar?
* Soru 5: Dün Rize’de yaptığınız açıklamalardan sınır ötesi operasyonun hedeflerinden birinin de şehit olan 13 evladımızın kurtarılması olduğunu ancak başaramadığınızı söylediniz. 13 vatandaşımızın kurtarılması amacıyla başlatılan operasyondaki başarısızlığı kim üstlenecek? Bu işin sorumlusu kim?