Osmanlı döneminde koku, su ve müzik sesiyle tedavinin uygulandığı şifahaneyi barındıran Külliye'de yer alan imaret bölümünde Koku Kültürü ve Turizm Derneği Koku Akademisi öğrencileri son derslerini çeşitli müzik makamları eşliğinde yaptı.
Geleceğin koku uzmanlarına dünyanın güncel parfüm literatürü, medeniyetlerin kadim ritüelleri, koku hakkında yapılan bilimsel araştırmalar, aromaterapi, koku hakkında ulaşılan tarihi ve modern bilgilerin aktarıldığı öğrencilere dernek kurucusu ve koku uzmanı Bihter Türkan Ergül, koku ve müziği konserlerinde birleştiren Devlet Opera ve Bale Sanatçısı Serap Çiftçi, Uygulamalı Müzik Terapileri Derneği yöneticileri Prof. Dr. Levent Öztürk ve Fadıl Atik tarafından bilgi verdi.
Buhurdanlıkta yakılan tütsüler eşliğinde dumanın makamlara göre yön değiştirdiği gözlendi, katılımcılara çeşitli kokular deneyimletildi.
Eğitime akademi öğrencilerinin yanı sıra İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk ve Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Müzeler Müdürü Ruhi Pehlivancık'ta katıldı.
Eğitimler mesleki yeterlilik için
Koku uzmanı Ergül, gazetecilere yaptığı açıklamada, 36 yıldır bu işle ilgilendiğini, koku uzmanlığının meslek standardına ulaşması için çalışmalar yaptığını söyledi.
Koku Akademisi'ni kurduğunu anlatan Ergül, "Kaynak olarak kısır bir alanımız var. Bunun karşılığında burası bir koku uygarlığı. Mezopotamya, Hitit, Selçuklu, Osmanlı, Babil ve Sümerler'e baktığınız zaman büyük bir koku kültürü var. Ritüellere bakıyorsunuz şifahaneden devlet erkanına gündelik hayata kadar koku her yerde." dedi.
Kokunun tat, gastronomi, gıda ve hastalıklar alanıyla ilgili olduğunu ifade eden Ergül, şöyle konuştu:
"Mesela kulak, burun, boğaz hastalıklarında 'anozmik' denilen durum vardır, koku hastalıklarını etkiler. Koku Akademisi parfüm tasarımı, aromaterapi, ziraat, topraktan şişelenmeye kadar bütün serüveni anlatır.
Notalama, uçucu yağlarda ne neye iyi gelir, damıtma yöntemleri, sabit bazlı yağlar, uçucu bazlı yağlar. Aklınıza kokuyla ilgili gelebilecek her şey Koku Akademisi'nde eğitim olarak veriliyor. Bu eğitimi aldıktan sonra Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun açmış olduğu sınava katılan öğrenciler başarılarının ardından uluslararası yeterliliği olan bir meslek kazanıyorlar."
Osmanlı'nın insana verdiği değer şifahanelerde
Serap Çiftçi de Osmanlı döneminde hastaların müzik ve makamlarla tedavi edildiğini anımsattı.
Sultan II. Bayezid Külliyesi'nin müzikle tedavi için akustik olarak yapıldığını dile getiren Çiftçi, "Türkiye'deki tüm şifahaneler bu şekilde organize edilmiştir. Müzikle tedaviye çok önem verilmiş. Özellikle Avrupa ve Amerika'da ruh hastalıklarındaki 'deli' diye geçen insanları zincirle bağlarlarmış. Osmanlı'da ise tam aksine bebekler gibi pamuklara sarılır onları daha ince şekilde muhafaza edermişiz. Ruh hastalığı ince hastalık, hassasiyet hastalığı olarak tanınır. Onlara da müzik ve makamlarla tedavi şekilleri uygulanırmış." şeklinde konuştu.
İl Kültür Müdürü Soytürk'te geçmişin izinden etkinliklere yer veren Trakya Üniversitesini tebrik ettiğini söyledi.
Müzeler Müdürü Pehlivancık da Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu'nun müzeleri yaşayan müze olarak düşündüğünün bunun için de bu tarz etkinliklerin Külliye'de devam edeceğini bildirdi.