KOMEDİ & DRAM & UKRAYNA…

Can Pulak

Liderlik tüm dünyada büyük erozyona uğradı.

Geçmişin iyi-kötü büyük ve ünlü liderlerinden sonra, günümüzde çok ucuzladı bu sıfat.

Sıradan insanlar oturmaya başladılar artık o koltuklara.

Baksanıza şu Ukrayna’ya.

Hayatını komedyenlikle kazanan biri, ülkesinin siyaset sahnesinde büyük bir drama, faciaya imza attı.

Güç gösterisi yapan iki devin, kabadayılık rüzgarlarının etkisinde kalarak düzenini de, insanlarını da perişan etti.

Amerika’nın kışkırtmalarına niye alet oluyorsun?Sovyetlerden kurtulup hürriyetine kavuşmanın tadını çıkaracağına, Rusya’ya niye kafa tutuyorsun?

Putin Amerika’nın Nato elbisesiyle burnunun dibine gelmesini istemiyor.

Senin ve Gürcistan’ın Nato’ya giriş arzunuza ötedenberi karşı çıkıyor, bunu kırmızı çizgisi olarak ilan ediyor.

İşin şakaya gelir tarafı yok ki..

Senin Nato aşkın sonunda Putin’i çıldırttı ve ABD tehditlerinin altında kalmamak için silaha sarıldı.

Kabak senin başına patlamakla kalsa iyi, sorun dünyanın başına bela olmaya başladı.

Amerika’nın “benden büyük yok” hastalığını dünya biliyor.

Elinden gelse tüm coğrafyaya yayılacak.

Son yıllarda Çin’in ataklarıyla ABD’nin büyüklüğü iyice hırpalandı.

Şimdi geriye düştü ya, yayılma politikasına tekrar hız kazandırması lazım.

Yıllardır askeri otoparkta işsiz güçsüz parketmiş bekleyen NATO’nun sırtına binerek, Rusya’nın korkulu rüyalarını arttırıyor.

Polonya, Romanya, Bulgaristan da NATO üyesi olunca, Estonya-Letonya-Litvanya-Slovakya-Slovenya-Arnavutluk-Hırvatistan-Karadağ hatta kuzey Makedonya dahi NATO’ya katılınca, Putin’in uykuları iyice kaçmaya, asabı iyice bozulmaya başladı.

Yakınına kadar gelen tüm füzeler Rusya’ya çevrili bekliyor artık.

Putin yıllardır ikaz etti, diplomatik yollarla bu tehlikeli yayılmayı engellemeye çalıştı ama, Ukrayna ileri karakol haline getirilmek istenince, sonuçta sabrı taştı ve resti de, silahı da çekti işte.

Amerika’nın tüm gücüyle arkasında duracağını sanan Ukrayna, tecrübesizliğin de verdiği cesaretle kurbanlık koyun gibi, Rus ateşinin altında mücadele etmeye çalışıyor.

Hani tam desteğini göstereceğini söyleyen Avrupa Birliği, hani Nato, nerelerde bunlar?

Dolduruşa gelen garibim Ukrayna, feci kaderiyle baş başa boğuşuyor şimdi.

Hindistan dikkatle izliyor gelişmeleri, Çin ise keyifle ellerini oğuşturuyor, Tayvan’ı işgal vizesi almışçasına gülüp duruyor olanlara.

Amerika yaptırımlarını devreye sokacakmış, Avrupa Birliği Rusya’yı zorda bırakacak planlar üzerinde çalışıyormuş, Nato mevcut durumu masaya yatırmış, ne yapacağını düşünüp duruyormuş.

Yahu atı alan Üsküdar’ı geçti, farkında değil sanki karşısındakiler.

Adamın milyarlarca doları var, altını var, petrolü var, doğalgazı var.

Ne yaparsanız yapın, beş yıl rahatça dayanırım diyor.

Anlayacağınız sallamıyor yani sizleri.

Üstelik nükleer gücünü de devreye sokacak emirleri verdi bile.

Kim ne derse desin, Amerika golü yedi.

Rusya’nın çektiği resti de görmeyerek, cek-cak’la vakit doldurmaya, uğradığı şoku atlatmaya çalışıyor.

Komedyenin yönetimindeki Ukrayna, hala komik işlerle uğraşıyor.

Millete Molotof kokteyli yapın, sokaklarda rastladığınız Rus askerlerinin üzerlerine fırlatın diyor.

Böylesi bizim Cem Yılmaz’ın bile aklına gelmezdi doğrusu.

Demek ki, onların komedyenleri daha güçlü.

Zavallı Ukrayna halkı, canını kurtarmaya çalışıyor.

Millet çoluk-çocuk yollara düşmüş, kimi komşu ülkelere kaçmaya uğraşıyor, kimi metrolara ve otoparklara sığınmış, aç ve susuz, korkulu, geceli gündüzlü günler geçiriyor.

Allah kimsenin başına vermesin, harp çok kötü birşey.

Düne kadar silahlı sınır çatışması diyorlardı gelişmelere.

Ne sınır çatışması, düpedüz harp işte.

Daha yeni kullanmaya başladılar harp lafını.

Bu işin sonu neye varır, şimdilik kestirebilmek mümkün değil.

Ateş kesilir mi, ortalık yatışır mı, bunu bilmek imkansız.

Ama harbe giren yada taraf olan herkesin mutlaka büyük zararları vardır ve bunları telafi etmek de öyle kolay bir iş değildir.

Amerika rövanşı alacak işlere girişmezse, Rusya’nın daha da ileriye gideceğine kimse ihtimal vermiyor.

Ama yine de belli olmaz, Rusya bu.

Başlamışken işi bitireyim, gözdağı vereceksem tam vereyim de diyebilir.

Öyle ya, biz Kıbrıs’ta işi tam bitirmeyince bakın ne durumlara geldik.

Bizi oradan çıkarmak için herkes elele vermiş, senaryo üstüne senaryo yazıyorlar.

Hani tek devlet tek millettik, Azerbaycan bile yanımızda değil, hala KKTC’yi tanımıyor.

Amerika’nın karizması bu Ukrayna işinde feci çizildi.

Biden ve onun dış politikası feci şekilde yara aldı.

Yaptırımlarla nereye kadar gidebilecek?

Rus ekonomisine söylediği gibi zarar verebilecek mi acaba?

Şurası bir gerçek ki, artık harbi ihtirasını dizginleyemeyen birkaç devlet başkanı hariç -ki onların da sayısı bir elin üç parmağını geçmez- kimse istemiyor.

Harp için gerekli silah ve mühimmatları, füzeleri, uçakları, güçlü donanmaları olan ülkeler bile artık caydırıcı güç olarak muhafaza ediyorlar bunları.

Dünya ekonomisi, ülkeleri, artık “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” durumuna getirmiş.

Baksanıza, Moskova’da bile harbe karşı büyük gösteriler yapılıyor.

Sadece Moskova’da değil, dünyanın her yerinde harp karşıtları ayakta.

Kimse kafasına bomba yemek istemiyor, kimse iyi-kötü yaşantısının bozulmasını istemiyor.

Maceracılar hariç elbette…

Neyse, büyük politikalar bizi aşar.

Biz gelelim kendi durumumuza..

Ortam gergin, durum kritik, bizim öyle her topa girmememiz, dikkatle ve düşünmeden laf etmememiz lazım.

Böyle durumlarda ne İsa’ya, ne Musa’ya yaranılır çünkü.

Her konuda düşünmek zorundayız ama, öyle uluorta konuşmak zorunda da değiliz.

Rusya’nın kararına ve Ukrayna’yı işgale kalkışmasına karşı olduğumuzu söylemesek ve bazı duyguları kendimize saklasak olmaz mı?

İkisiyle de ciddi menfaatlerimiz var.

Hele Rusya’yı şu sıra kızdırmaya hiç gelmez.

Doğalgaz vanasını kapadı mı, hububat yollamadı mı, Türkiye’ye turist gidişini yasakladı mı, perişan oluruz.

Bizim yapacağımız iş, bölgemizdeki tehlikeli gelişmelerde taraf olmamak, tarafların uzlaşmasını ve anlaşmasını dikkatle beklemek yada sulhe ortak katkıda bulunmaktır.

Ata’mız ne güzel söylemiş:

“Yurtta sulh, cihanda sulh”.

Biz bu çizginin üzerinde durabilmek aklını kullanmalı ve bunu dosta düşmana samimi şekilde sergilemeliyiz.

CAN PULAK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.