Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tanısında kullanılan ve 1-3 saat arasında sonuç veren Polimeraz Chain Reaction ya da Polimeraz Zincirleme Tepkimesi (PCR) testinin asıl tanı testi olduğu, 10-15 dakika içinde sonuç alınabilen hızlı tanı testlerinin ise PCR kadar güvenilir olmadığı belirtildi.
Güvenilir ön tanı testlerinin yaygınlaşmasının, özellikle belirti vermeyen taşıyıcıların saptanıp, izole edilebilmesini sağlayacağı böylelikle hem virüsün yayılım hızının düşebileceği hem de asıl tanı testi PCR'ın daha verimli kullanılabileceği ifade edildi.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, AA muhabirine, Kovid-19 tanısı için kullanılan testler ve güvenilirliklerine ilişkin açıklamada bulundu.
PCR testinin hızlı tanı testlerinden daha güvenilir sonuç verdiğini vurgulayan Uzbay, "Asıl tanı testi olarak kabul edilebilir. Virüse ait olan RNA'yı gösterir, yani virüsün kimliğini kesin olarak ortaya koyar." bilgisini verdi.
Uzbay, PCR testlerinin, yapılış şeklindeki bazı farklılıklara bağlı olarak 1 saat ile 3 saat arasında sonuç verdiğini belirterek, "Teyit için minimum 3 tekrar yapmak gerekir. Bu durumda testin kesin sonucu için 1 gün beklenebilir. Testlerin sonucunun 2-4 günde verilmesinin nedeni yığılmalardır. Test yapan merkezlerin sayısı arttıkça daha hızlı sonuç almak mümkün olacaktır." dedi.
"Çok hızlı olsalar da güvenilirlikleri PCR'a göre daha düşük"
Prof. Dr. Uzbay, hızlı tanı testlerinin hastada virüse ait antijeni ya da virüse karşı gelişen antikoru tespit etmeye yaradığını söyledi.
Hızlı tanı testleriyle çok daha kısa sürede sonuç alınabildiğine işaret eden Uzbay, şu açıklamalarda bulundu:
"Bu testlerle 10-15 dakika içinde sonuç almak mümkün. Çok hızlı olsalar da güvenilirlikleri PCR'a göre daha düşüktür. Antijen testlerinin güvenilirliği antikor testlerine göre daha düşük. Hatalı pozitif veya negatif çıkma ihtimali var. Nitekim bu testlerle negatif çıkan ama hastalık belirtileri gösterenlere akciğer tomografisi yapıldığında hastalığın net olarak saptandığı vakalar var.
Antikor testleri daha güvenilir olsa da burada da virüsün kapıldığı zaman önem kazanıyor. Çünkü virüse karşı antikor gelişimi 5-6 günü bulabiliyor. Bu esnada kişi negatif olarak serbest bırakılırsa hastalığı bulaştırmaya devam eder. Koronavirüse ilk dikkati çeken ve kendisi de kaptığı koronavirüsten hayatını kaybeden Çinli Doktor Li Wenliang'ın da koronavirüs tanısı konmadan önce yaptırdığı birkaç testin sonuçları negatif çıkmıştı.
Uygulamada 5-6 kez test sonucu negatif çıkan bazı hastaların yedinci testte pozitif çıktığı da rapor edilmiştir. Hastalık belirtileri sergileyen kişilerin hızlı tanı testleri negatif çıksa da PCR ile mutlaka teyit edilmesi, duruma göre tomografi yapılması ve bu esnada da izole edilmesi gerekir. Bir kişinin hızlı tanı testinde negatif çıkması kendini güvende hissetmesi için bir neden değil. İlerleyen süreçte kendisine virüs bulaşmayacağı anlamına da gelmiyor. Dolayısı ile izolasyon ve hijyen kurallarına sürekli uymak gerekiyor."
"Türkiye'nin güvenilir hızlı tanı kiti üretebilecek altyapısı ve ekibi var"
Hızlı testlerin bir başka sorununun da hassasiyetleri olduğunu ifade eden Uzbay, kitin üretim teknolojisi, laboratuvar altyapısı ve üretim titizliğinin ön plana çıktığını söyledi.
Prof. Dr. Uzbay, "Ciddi laboratuvarların testleri ile daha iyi sonuç almak mümkün ancak bunlar daha pahalı." diye konuştu.
Miadı geçmiş ya da yetersiz teknoloji ile üretilmiş kitlerle pozitif vakaları saptama yüzdesinin oldukça düşük olduğunu belirten Uzbay, "En iyisi her ülkenin ihtiyacını saptayarak, hızla bu testleri kendisinin üretmesi. Türkiye'nin güvenilir hızlı tanı kiti üretebilecek altyapısı ve ekibi var." dedi.
Uzbay, en güvenilir hızlı tanı kitlerinin bile düşük yüzdeyle de olsa hatalı pozitif veya negatif sonuç verebildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ancak giderek daha hassas ve güvenilir testlerin de üretilmekte olduğunu biliyoruz. Güvenilir ön tanı testlerinin yaygınlaşması daha uzun süren asıl tanı testi olan PCR'ın daha verimli kullanımına yardımcı olacaktır. Öte yandan bu testler özellikle belirti vermeyen taşıyıcıların saptanarak, izole edilmesi ve böylece yayılım hızının düşürülerek salgının kontrol altına alınması için hayati bir öneme sahiptir."
Türkiye'de kullanılan tanı testleri
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada, PCR testinin üniversiteler dahil olmak üzere birçok merkezde yapılabilir hale getirildiği bilgisini vermişti.
PCR yönteminin 60-75 dakikada sonuç verdiğini ancak 2-2,5 saat ekstraksiyon denilen bir hazırlık safhası olduğunu aktaran Koca, "Bir testi 3,5-4 saatten önce sonuçlandırmanız mümkün değil. Bununla ilgili Çin'de ekstraksiyon safhasının olmadığı yeni bir kit geliştirildi. Bu kiti de Türkiye'ye getirmiş olduk." açıklamasında bulunmuştu.
Koca, ayrıca Sağlık Bakanlığı envanterinde 15 dakikalık hızlı tarama kitinin de bulunduğunu ifade ederek, bu teste ilişkin şu bilgileri vermişti:
"Antikor tespit eden bu tarama kitleri, Bilim Kurulunun belirlediği şekliyle daha çok filyasyon dediğimiz taramada kullandığımız bir test şekli. Bir de sağlık kuruluşlarında özellikle sağlık personelimizin bu tarama testiyle taramadan geçirilmesine yönelik kullanılan test. Yani hızlı tarama kitini öncelikle hastalığın tanısı için kullanmıyoruz, daha çok tarama ve sağlık kuruluşundaki personelimizin bu anlamdaki taşıyıcılığını bilmek açısından kullanıyoruz.
Ayrıca bir üçüncü kullanma alanı, hastanın tedavisini sürdürüp sürdürmeme anlamında 7 veya 14'üncü günde antikoruna bakmak gibi Bilim Kurulunda bir eğilim gelişti. Bir de o durumda kullanıyor olacağız. Yani elimizde hem PCR yöntemi hem hızlı dediğimiz real time PCR yöntemi hem de 15 dakikada antikor MBG'yi tespit eden kitimiz dahil olmak üzere yeterince var."