İstanbul'da, Nişantaşı semtinde büyüyen ve 2 yıl önce Bilecik'e yerleşen Elif Sarıkaya, 70 keçiyle başladığı küçükbaş hayvancılıkta, sürüsündeki hayvan sayısını 225'e çıkardı.
Çocukluğu Nişantaşı'nda geçen, İtalyan Lisesinde okuyan ve gördüğü eğitim sayesinde İtalyanca ve İngilizce bilen 41 yaşındaki girişimci Sarıkaya, Galata semtinde uzun yıllar pastane işletti.
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapmak üzere 2018'de Bilecik'in Vezirhan beldesine bağlı 10 haneli Zobran köyüne taşınan Sarıkaya, muhtarlığın tahsis ettiği eski okul binasına yerleşti.
Bilecik'te 70 hayvanla başladığı işini, aradan geçen 2 yıllık süreçte büyüten, sürüsünü koyunlarla zenginleştirerek hayvan sayısını 225'e kadar çıkaran Sarıkaya, köye 1 kilometre uzaklıkta 11 dönüm alanda tesis kurarak bölgeye katma değer sağlamayı sürdürüyor.
"Nişantaşı kızı" haberinin ardından birçok kişi yardımcı oldu
AA ekibini, 2018 yılında yaptıkları haberin ardından yeniden konuk eden Elif Sarıkaya, "İki dil bilen Nişantaşı kızı köyde keçi güdüyor" haberini gören pek çok kişinin kendisini aradığını söyledi.
Mutlu bir yaşam sürdüğünü vurgulayan Sarıkaya, "Adapazarı'ndan birisi, 'Tavuk çiftliğim var, ne yapayım?' diye sordu. 'Ankara'dan geliyoruz, sizi çok merak ettik' diyenler oldu. Çok tatlı insanlardı. Bu benim sosyal sorumluluğum. Onların alacağı hayvan için hangisine daha doğruyu anlatabilirsem o kadar iyiyim." dedi.
Sarıkaya, keçi ve koyunlarıyla farklı bir sevgi içinde olduklarını dile getirdi.
"Günde 16 saat çalışıyorum"
İnsanlara faydası dokunduğu için kendini mutlu hissettiğini anlatan Sarıkaya, şöyle konuştu:
"Hayvan sayımız bir hayli arttı, şu an 225 nüfus olduk. Koyun ekledik, az miktarda peynir üretimim var. Hayvanlarımla yine aşırı samimiyim. Koyunla biraz değişik ama kuzuyu şöyle göbeğine dayıyorsun, çok güzel oluyor. Kendime ve hayvanlarıma uygun bir nokta tespit ettim. 3 sene bekledim ve köy yakınında bir yer aldım. Günde 16 saat çalışıyorum, özellikle koyunlar çok gezmek istiyor.
İnsanlara doğayı ve hayvancılığı tavsiye ediyorum ama kim olduklarına bağlı. Soranlar oluyor ama şimdi ben seni tanımıyorum. 'Yapabilir misin? Evet.' Bir çarpışma gücü lazım. Doğa ile ilgili meseleler oluyor. Ben korkmayı doğada öğrendim. 'Doğada bir yerlerde durmak istiyorum, bu süreçte de kendime yeten bir sistem kurmak istiyorum' diyorlarsa olur. Ben şehirde kalsam çok daha zengin biri olabilirdim ama burada bulunmak istiyorum."
Yetiştirdiği hayvanlara yetebilen bir noktaya gelmenin önemine işaret eden Sarıkaya, "Hayvanlarım karın altında yiyecek arasınlar istemiyorum." ifadesini kullandı.