İstanbul'da 5 yıl görev yaptıktan sonra eşi ve kızıyla 6 yıl önce, doğduğu yer olan Dağköy'e yerleşen 36 yaşındaki Akyazı, geçen sene ailesinden kalan 30 dönüm atıl arazinin bir kısmında tarım yapmaya başladı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin yönlendirmesiyle kurulan Dağköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin başkanlığını da üstlenen Akyazı ile kooperatif üyeleri, bu yıl Belediyenin tohum ve toprak desteğiyle 100 bin sebze fidesi yetiştirdi.
Dilovası Devlet Hastanesinde mesleğini sürdüren Akyazı, AA muhabirine, 11 yıllık hemşire olduğunu, mesleğini çok sevdiğini söyledi.
Akyazı, bir dönem Tuzla'da hemşirelik yaptığını ve her gün Dağköy'deki çiftlikten Tuzla'ya gidip geldiğini belirterek 4 saatinin yolda geçtiğini, buna rağmen köyden ayrılmadığını, daha sonra tayinin Kocaeli'nin Dilovası ilçesine çıktığını anlattı.
Çocukluk döneminin bahçede ve hayvanlarla geçtiğini aktaran Akyazı, "Koyunların içine doğan biriyim. Mayamızda var bu. Okuldu, memuriyetti biraz uzaklaştık ama içimizde olduğu için İstanbul'da 5 yıl çalıştıktan sonra köyüme geri döndüm. Burada organik tarıma başladım, çocukluğumdaki hayalimi gerçekleştirmiş oldum." dedi.
Akyazı, hemşirelik ve çiftçiliği bir arada yürütmekte zaman zaman zorlandığını dile getirerek, "Gece kalkıp çalıştığım çok oluyor kafa lambasıyla. 24 saat nöbet tutuyoruz. Ertesi gün gelip çiftlikte işlerime devam ettiğim çok oluyor ancak her şey gerçekten sevmekle başlıyor." diye konuştu.
"Toprak bütün negatif enerjinizi alıyor"
Köyde yaşadıkları için salgının etkilerini çok fazla hissetmediklerini belirten Akyazı şöyle devam etti:
"Hastane çok yoğundu, çok sıkıntılıydı ama çiftlikteyken hiç sıkıntısını yaşamadık. Bizim için çok iyi oldu. Daha fazla çalıştık çünkü daha fazla çalışmamız gerekiyordu pandemi döneminde. Bahçemize daha çok emek verdik. Arkadaşlarımdan 'Nasıl yetişiyorsun? Biz olsak yapamayız.' diyenler çok oluyor. Özenen, imrenenler de oluyor. Toprak, bütün negatif enerjinizi alıyor. Toprak gerçekten büyük bir enerji. Mesela direncim çok daha sağlam oluyor toprakla uğraşırken. Biz burada hiç kimyasal kullanmadığımız için sebzelerimiz insana şifa veriyor. Onu sevgiyle büyütüyorsun. Her gün onun büyümesini gözlüyorsun. Yani bir kuzunun büyümesi gibi, bir çocuğun büyümesi gibi bütün aşamalarını görüyorsun ve ondan enerjini, gıdanı alıyorsun. Dolayısıyla pandemi süreci bizim için rahat geçti."
Akyazı, 2016'da köyüne döndüğünde, toprağın çok kötü olduğunu, bu nedenle toprağın kalitesi ve veriminin artması için çok emek verdiklerini vurgulayarak sertifika almalarının ardından organik tarıma başladıklarını, hiçbir alanda kimyasal kullanmadıklarını anlattı.
"Kooperatif sayesinde köydeki dayanışma ruhunu canlandırdık"
Üretim sayesinde bir kazanç oluşmaya başladığını, bu üretimi bütün köye yaymaya karar verdiklerini aktaran Akyazı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık'ın yönlendirmesiyle kadın ağırlıklı bir kooperatif kurduklarını söyledi.
Akyazı, kooperatif sayesinde köydeki dayanışma ruhunu canlandırdıklarına, kadınların verdiği emeği ön plana çıkardıklarına işaret ederek ailesine ait 30 dönüm arazinin 5 dönümünde tarım yaptıklarını, 25 dönümü ise hayvanlar için mera olarak değerlendirdiklerini kaydetti.
Yeni bir kooperatif olduklarını ama hayallerinin büyük olduğunu dile getiren Akyazı, "Girdilerin yükselmesiyle insanlar tarımı bırakmaya, kente yerleşmeye, topraklarını satmaya başladı. Hedefimiz kırsala geri dönüşü tekrar başlatmak. Çocuğum köy okuluna gidiyor ama sosyal alandan da geri kalmıyor. Baleye, at biniciliği kursuna gidiyor. Amacımız köylerde bu motivasyonu tekrar yakalamak, tekrar geri göçü sağlamak, toprak satışlarının önüne geçmek ve üretimi artırmak." diye konuştu.
Akyazı, belediyenin tohum, torf (toprak türü) ve viyol (tohum konulan özel kap) desteği verdiğine değinerek "Şu anda 2 dönümlük seramız kuruluyor. Bunlar yüzde 75'lik hibeyle, biz daha sonra yüzde 25'ini geri ödeyeceğiz. Yerel tohumlarımızı ektik. Bu çok önemli. Tohumdan kendi fidemizi kendimiz üretmek istedik. Şu anda 100 bin fidemiz var. Hem bunu belediyeye geri vereceğiz hem de biz kendi seramızda kendi fidelerimizi kullanmış olacağız. Kendi tohumumuz alıp sürdürülebilir bir tarım yapmış olacağız." ifadesini kullandı.