Kraliçe 2. Elizabeth’in bilinmeyen yaşamı

Kraliçe 2. Elizabeth tüm dünyanın konuştuğu tek konu olmaya devam ediyor. Peki bir sarayın içine doğmuş ve hayatı saltanatla geçmiş kraliçenin hiç bilinmeyen biraz ‘tuhaf’ alışkanlıklarını duymuş muydunuz?

Elizabeth hayatını kaybettiği andan beri tüm dünya onun hakkında konuşmaya devam ediyor. Özel yaşamı, nasıl bir hükümdar olduğu, eşi, çocukları ve torunlarıyla ilişkisi bir bir ortaya dökülüyor.

Peki kraliçenin pek de kimsenin bilmediği gündelik yaşamı? Gelin birkaç ilginç detayı birlikte öğrenelim…

EN SEVDİĞİ YERDE ÖLDÜ

İskoçya’daki Balmoral Şatosu… Kraliçenin hayatını kaybettiği yer olarak zihnimize kazınmış olsa da bu şato İngilizlerin gözbebeği ‘Lilibet’ lakaplı hükümdarlarının en sevdiği evlerinden ve her tatilinde, canı sıkkın olduğunda ya da neşeli hissettiğinde gittiği yer.

Bu yüzden de kraliçenin en şahsi izlerini taşıyan ikametgahlarından biri.

Çok farklı, zenginlikler ve şaşaayla dolu bir hayat yaşamasına rağmen, kraliçe, birçok İngiliz’e kendisini sevdiren onlarla ortak birkaç alışkanlığa sahipti.

Kraliçe sabah kahvaltılarında yediği meşhur mısır gevreklerini saklama kaplarında saklardı. Buckingham Sarayı'ndaki yaldız ve gümüş eşyalar arasındaki bu görüntüyü gözünüzün önüne getirince durumun tuhaflığını anlayacaksınız.

SAKLAMA KABI KRALİÇESİ!

'Saklama Kabı Kraliçemiz' Saray personeline hükümdarın kahvaltı masasının ayrıntılı bir planının verdirir ve her kap, çeşni ve mısır gevreğinin tam konumlarını görmek istermiş.

Elizabeth’in kahvaltı masasının altına sokulmuş meşhur Corgi köpekleri onu sabırla beklermiş. Çünkü kraliçenin en büyük keyiflerinden biri üzerine marmelat sürülmüş kızarmış ekmekleri kimseye çaktırmadan masanın altında sevgili köpeklerine yedirmekmiş.

Yapılan hesaplara göre, ona bir fincan çay getirmek için birkaç personel gerekirmiş:

ÇAY MERASİMİ...

Bir hizmetçi, bir ocaktan çay demliğini alıp gümüş bir sürahiye dökermiş; tepsiyi odaya kadar 20 metre götürecek bir uşak ve onu Yemek odasında Kraliçe'ye bir sekiz metre daha taşıyacak bir başka hizmetli.

Bunları nereden mi biliyoruz? Kılık değiştirerek sarayda birkaç ay hizmetli olarak çalışan bir gazetecinin anlattıklarından…

İşte her istediği şey için emrinde uşakları olan kraliçenin en büyük eğlencelerinden biri ise eşi Prens Philip’in Balmoralde verdiği meşhur mangal partilerinden sonra masayı toplayıp bulaşıkları yıkamak!

BAŞBAKANDAN KRALİÇEYE HEDİYE: BULAŞIK ELDİVENİ

Evet yanlış duymadınız. Eski başbakan Tony Blair’in eşi Cherie Blair’in anlattığına göre herkesten önce sofradan kalkan kraliçe sırayla herkese “Yemeğin bitti mi?” diye sorar ve bir sürü tabağı üst üste koyarak gidip keyifle bulaşık yıkarmış.

Bir başka eski başbakan Margaret Thatcher da, ulusunun hükümdarının çıplak elleriyle bulaşık yıkadığını gördüğünde ona bir çift bulaşık eldiveni hediye etmiş.

Orijinal sanat şaheserleriyle dolu şato odalarında yaşayan kraliçeye ‘cimri’ denmesine neden olan bir alışkanlığı daha var. O da birçok fotoğrafta yerini almış bir Elektrikli Soba!

EN SEVDİĞİ EŞYASI: ELEKTRİK SOBASI

David Cameron'un Balmoral tatili gibi durumlarda resmi fotoğraflarda görülen bu sobanın 30 sterlin değerinde olduğu ve cimri kraliçenin yanan şöminelerden hariç, üşüyünce bu sobaları yaktırdığı kulaktan kulağa fısıldanırmış.

ITV’nin meşhur kraliçe belgeselinin yapımcısı Michael Waldman da bu meşhur sobaları birçok kez kayıt altına almayı başaran isimlerden biri.

Kraliçe 2. Elizabeth’in sahip olduğu ve genellikle gözünün önünde tutmayı sevdiği özel eşyaları arasında şarkı söyleyen pilli bir Balık var.

Balmoral'daki rahat koltuklardan birinde duran 'Kraliçe olmak güzel' yazılı bir yastık ve yüzüyle süslenmiş bir çift terlik gibi hediyeler de muhtemelen muzip erkek torunları William ve Harry’den hediye…

TUTUMLU MU CİMRİ Mİ?

Saray yardımcıları, yaşadığı savaş yıllarının mirası olan tutumlu dokunuşlarından bazılarını vurgulamaktan hoşlanırdı. Kraliçenin kıyafetlerini geri dönüştürdüğü, evlerinde dolaşıp ışıkları söndürdüğü ve Noel ambalaj kağıtlarını düzeltip bir dahaki yıl yeniden kullanmak üzere sakladığına dair raporları gösterip durulardı.

Kraliçe hiç okula gitmedi ve sarayda eğitim gördü. Çok iyi araba sürerdi ama hiç ehliyeti olmadı.

Dünyada en çok yurt dışı ziyareti yapan devlet insanıydı. Ama bir kere bile pasaportu olmadı.

Son olarak Kraliçe'nin özel banyosunda tamirat yapmak için saraya çağırılan bir tesisatçı daha sonra orada gördüğü bir şeyi dünyayla paylaşacaktı: Baş kısmında şişirilebilir bir taç olan bir sarı plastik banyo ördeği…

Dünya Haberleri