Karar mağdur avukatı tarafından "bilirkişinin konumu itibariyle objektif görüş sunamayacağı" iddiası ile istinafa taşındı ve “Dosyaya görüş sunan bilirkişinin Bankalararası Kart Merkezi’nin eski genel müdürü ve davalı banka da bu merkeze üye” denildi.
Hülya S. bir bankanın kredi kartını 15 yıldır kullanıyordu ancak 27 Temmuz 2018 tarihinde kendisini banka yetkilisi olarak tanıtan kişi “Yargıtay kararı çıktı. Geriye dönük kredi kartı aidatları kart hesabına aktarılacak” diyerek, şifresini istedi. Hülya B.’nin şifresini ele geçiren dolandırıcı 3 kez şifre ile 2 kez de şifresiz olarak karttan 26 bin 96 lira 25 kuruş çekti. Para çekimi Rusya üzerinden yapıldı. Hülya B. durumu fark etti ve bankaya ihbarda bulundu, işlemin iptal edilmesini istedi ancak 8 kez aramasına ve banka şubesine gitmesine rağmen işlem iptal edilmedi.
Hülya B.’nin avukatı Senem Doğanoğlu, İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nın yaptırdığı bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporda, Hülya B.’nin şifreyi üçüncü kişilere verdikten sonra sorumluluğun onda olduğunu, bankanın çevirim içi olarak gerçekleşmiş işlemi iptal etme imkanı olmadığı gibi yurt dışından çekilen paranın geri çekme imkanı da bulunmadığını ifade etti.
‘ANINDA BANKAYI BİLGİLENDİRİRSE SORUMLULUK BAŞLAYACAK’
Mahkeme davanın reddine karar verirken, Hülya B.’nin bankayı para çekildikten sonra bilgilendirdiğine dikkat çekti. Kararda kredi kartı kullanıcılarına uyarı niteliğinde bir ifade de yer aldı ve “Banka basiretli tacir gibi davranması ve güvenlik önlemlerini alması gerekse de davacı tüketicinin de şifresini üçüncü kişilerle paylaşmaması gerek. Paylaştığı takdirde vakit kaybetmeksizin bankayı bilgilendirdikten sonra bankanın sorumluluğu başlayacak” denildi.
OBJEKTİF GÖRÜŞ VEREBİLİR Mİ?
Hülya B.’nin avukatı Senem Doğanoğlu, kararı istinafa taşıdı. Doğanoğlu istinaf dilekçesinde, dava dosyasındaki hesap ekstresi, geri ödeme dilekçesi, çağrı merkezi ekran görüntülerinin incelenmeden hüküm kurulduğunu kaydederek, kendilerinin ve mahkemenin talep ettiği delillerin de banka tarafından dosyaya sunulmadığına dikkat çekti. Doğanoğlu kararı zedeleyen en önemli unsurlarından birinin de dosyaya görüş sunan bilirkişinin Bankalararası Kart Merkezi’nin eski genel müdürü olduğunu ve davalı bankanın da bu merkeze üye olmasını göstererek, bu kişinin beyanın objektif görüş beyan etmesinin mümkün olmadığına vurgu yaptı.
Doğanoğlu, bilirkişiye ilişkin şu hususlara dikkat çekti:
“Bilirkişi dava konusuna özgü olarak gerekçesiz görüş bildirmiştir: Müvekkilin banka ile derhal iletişime geçtiğine yönelik sunduğumuz ve davalı tarafça inkar edilmeyen ve aksine delil sunulmayan çağrı merkezi görüşmeleri ile yine derhal Fethiye Şubesi’ne verilmiş olan ve davalı tarafça da inkar edilmeyen ve aksine delil sunulmayan chargeback (geri çekme) talebinin değerlendirmesinde ve 3D şifre gönderilip, gönderilmediği, kaç kez istenildiği ve hangi sistem üzerinden gerçekleştirilerek şifreli ve şifresiz aktarım olduğu konularında seçilecek bilirkişinin üstleneceği görev açıktır.”
‘BANKANIN ASLİ BORCU’
Dosyaya ilişkin bir dizi delilin toplanmadığını ifade eden Doğanoğlu, yeniden yargılama talep ederek, “İnternet bankacılığı hizmeti sunan bankaların asli borcu, elektronik bankacılık işlemlerinin güvenle yapılabilmesini sağlamaktır. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadır. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar” dedi.