PKK'lı teröristlerin Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki saldırıda yaşamdan kopardığı 5 kişinin geride buruk hikayeleri kaldı.
Kulp'un Güleç Mahallesi kırsalında dün odun toplamaya giden köylülerin bulunduğu aracın geçişi sırasında terör örgütü PKK mensuplarınca el yapımı patlayıcıyla düzenlenen saldırıda şehit olan Sedat Hazar (39), Burhan Tanrıkulu (38), Ahmet Erboğa (32), Alaattin Yıldız (50) ve Hacı Akdeniz'in (50) yakınları büyük acı yaşıyor.
Geride 38 yaşındaki eşi Miyaser ile çocukları işitme engelli Talat (18), Zeynep (16) ile 12. sınıf öğrencisi Vedat (17) ve 8. sınıf öğrencisi Fırat'ı (13) bırakan Sedat Hazar, kirada oturduğu evinde aynı zamanda yaşlı annesi Cevahir (77) ile görme engelli kız kardeşi Münasip (46) Hazar'a da bakıyordu.
"Ceset parçalarını topladım, poşete koyup getirdim"
Hazar'ın amcası Şazil Hazar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeğeni Sedat'ın ailesinin geçimini temin etmek için gece gündüz çalıştığını söyledi.
Yeğeninin ailesine sadık, dürüst bir insan olduğunu dile getiren Hazar, "Ceset parçalarını topladım, poşete koyup getirdim. Allah Müslüman'ın başına getirmesin bu vahşeti. Gavur bile böyle bir şey yapmıyor. Allah'ı, Kur-an'ı kabul etmiyor. Allah bu işi yapanların başına da getirsin." dedi.
Beklentilerinin geriye kalan yetimlere devletin sahip çıkması olduğunu aktaran Hazar, "Devlet bize sahip çıkmazsa biz birbirimize bakamayız." ifadesini kullandı.
Şehit Hazar'ın eşi Miyaser ise "Maddi durumumuz yoktu. Yevmiyelik işlerde çalışıyordu. Allah hakkını bırakmasın." diye konuştu.
Oğlu Vedat ise babasının kendisini okuması için Adana'ya gönderdiğini aktararak, "Allah'ın adaletine bırakıyorum, Allaha havale ediyorum. Diğer dünyada karşılaşacağız onlarla." dedi.
4 aylık çocuğuna doyamadan hayattan koparıldı
Şehitlerden Ahmet Erboğa (32) da geride biri 4 aylık Bedirhan olmak üzere, 5 çocuğuna doyamadan yaşamdan koparıldı.
Erboğa'nın eşi Heremsi Erboğa, geçimini ormandan odun toplamakla sağladığını işaret eden Erboğa, şöyle konuştu:
"Eşim bana, çocuklarına ve komşularına karşı çok iyiydi. Bizi çok seviyordu ve bizim için çalışıyordu. Şehit olmadan önceki gece birlikte çay içtik, sohbet ettik. Ertesi gün işe erkenden gittiği için görmedim. Olayı sabah 07.00 gibi kardeşim arayınca öğrendim. Olayı gerçekleştirenler hayır görmesin. Bu belayı başımız getirdiler."
Kardeşi Hacı Erboğa ise terör örgütüne duyduğu nefreti dile getirerek şunları söyledi:
"Yapılan vahşeti asla unutmayacağız. Kardeşimin parçalarını yerde gördüğümü hiçbir zaman unutmayacağım. Bu vahşetin bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Devletimizden katillerinin bulunmasını istiyoruz. Eşi, çocukları başta olmak üzere hepimiz perişanız. Allah onların belasını versin. Acımız çok büyük, başımız sağ olsun. Sürekli sivilleri hedef alıyorlar."
"Devletimiz güçlüdür, kanları yerde kalmaz"
Alaattin Yıldız'ın (50) kardeşi Umrettin Yıldız ise ağabeyinin her sabah erkenden odun toplamaya gittiğini söyledi.
Olay nedeniyle acılarının çok büyük olduğunu kaydeden Yıdız, "5 yeğenim öksüz kaldı. Devletimiz güçlüdür, kanları yerde kalmaz. Biz devlete güveniyoruz, bunların kanını yerde bırakmaz. Böyle bir saldırı unutulmaz, elleri kolları metrelerce dağıldı. Bu hiçbir zaman unutulmaz. Allah onların cezasını verecek elbet. Bunu yapanlar zalimdir."
"Böyle vahşet olur mu?"
Hacı Akdeniz'in (50) amcaoğlu Mizbah Akdeniz, kuzeninin iki çocuğunun geride kaldığını vurgulayarak, şunları aktardı:
"Nasıl böyle katliam yapıyorlar? Asla onları affetmeyeceğim, Mecliste de olsalar bunun hesabını soracağım. Artık PKK ve HDP asla ve asla bizim yanımıza yanaşamaz. Bu acıyı asla unutmayacağım. Bunlar suçsuz, günahsızdı. Böyle vahşet olur mu? Dünyada böyle bir şey yok, artık yeter. Bundan sonra kim PKK'nın HDP'nin arkasında olursa hesabını ondan soracağım."