Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Bilali Yıldırım'ın sunduğu 'Buyurun Başlıyoruz' programında sorulara cevap verdi.
Türkiye'de ekonomi başta olmak üzere ahlâki çöküntü gibi önemli başlıkları elen alan Kurdaş, AKP iktidarının 20 yıllık süreçte büyük yıkımlara imza attığını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin yüksek enflasyon ve dar gelirliler üzerinden "Enflasyon için tedbir almak yerine büyümeyi tercih ettik" itirafını ele alan Kurdaş, "AKP'nin 20 yıllık dönemi hak, adalet ve insanca yaşam dönemi olmadı. AKP'nin 20 yıllık iktidarı, mutlu bir yakın çevre, mutlu bir azınlık oluşturma iktidarı oldu. İnsanların hakları üzerine, toplumun insanca yaşam hakkını gasp ederek elde ettikleri bir mutluluk var. Bakan Nebati de bu sözleriyle AKP iktidarının 20 yıllık özetini yapmış. Bu sözler milletin cebi paraya ve birikimine el koyma itirafıdır" dedi.
20 yıllık AKP iktidarının kötü icraatlarını eleştirmeyi sürdüren Kurdaş, şöyle devam etti:
"AKP iktidarının, dar gelirliye, ücretliye 'bu millet için bir şey yapayım' çabası hiç olmadı. Çabası olan bir hükümetler zinciri, faizi bütçede sürekli artan bir noktaya getirmez, rantiye çalışmaz ve bir avuç mutlu azınlık oluşturmazdı. Yeni bir burjuvazi oluşturmazdı. Burjuvazi ve rantiye yok oldu mu? Hayır! Faiz düzeni yok oldu mu? Hayır! Vergi zulmü yok oldu mu? Hayır! Aksine bunlar daha da güçlendi ve büyüdü. AKP iktidarının sistemi bugün diyor ki, 'Bizim dar gelirli ile işimiz yok, nasıl kapitalistçe bir yaklaşım ortaya koyarız'ın derdinde. Parası olanlar büyüyor. Sistem bu."
"SANDIK DARBE YERİ DEĞİL, TERCİH YERİDİR"
İktidarın ve iktidar medyasının muhalefete ve Millet İttifakı'na yönelik maksatlı ve yanıltıcı tavır içinde olduğunu anlatan Kurdaş, şu ifadeleri kullandı:
"Şu an Sayın Erdoğan, bakanları, AKP yöneticileri, gazeteler, televizyonları sanki Erdoğan hükümeti 'gökten zembille inmiş, mübarek, kutsal...' gibi bir algıyla işliyor. Medya da alt satırlarda şu cümlelerle işliyor 'Erdoğan'ı devirmek'. Bir hükümeti bir muhalefetin iktidardan düşürmek istemesi çok tabii bir şey. Zaten siyaset bunun için var. İktidarlar iyi yönetirlerse zaten kimse onu deviremez. Özellikle siyaset ve muhalefet deviremez. Zaten seçim niçin yapılır, 'iktidar değişsin mi değişmesin mi' diye yapılır. AKP iktidarı da sonuçta farklı bir iktidarı devirerek hükümet oldu, iktidara geldi. Peki anayasada ' Recep Tayyip Erdoğan iktidarına karşı olmak suçtur' diye bir şey yazıyor mu? Hayır..! Sonuçta muhalefet neden var? 'Ben daha iyisini yapacağım, bu iktidar yapamıyor, o gitsin ben yapacağım' diye var."
"ERDOĞAN, İKTİDARA GELMEK İÇİN ABD VE FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI"
Sözlerinin devamında AKP'nin başında olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika, Doğan Grubu ve FETÖ ile işbirliği yaparak iktidara geldiğini hatırlatan Kurdaş, ittifaklar konusuna şöyle devam etti:
"Nihayetinde 3 Kasım 2002'de süreci yönetirken, iktidara gelirken Erdoğan'ın Amerika seyahatlerini herkes biliyor. Erdoğan'ın Doğan Grubu'yla ittifakını, Amerika ile ittifakını hatta FETÖ ile ittifakını biliyor. Zaman gazetesinin güzellemelerini ben şimdi anlatmayayım. O cemaat mensuplarının 10 yıllık gönülden desteklemelerini herkes biliyor. Sonuçta sen de bir seçim kazanmak için birileriyle ittifak kurmuşsun. Doğal olarak da ittifak kanununu sen yapmışsın. Muhalefet partileri de bir araya geliyor ittifak kurmuş. Niçin? Senin gibi bir iktidardan kurtulmak için. Bu ayıp bir şey değil. Sen de ittifak kurmuşsun ki daha dün Doğu Perinçek'e neler diyordun, Bahçeli'ye neler diyordun, şimdi ise bu kişilerle bir ittifakın içindesiniz. Neden? Biz kalalım da onlar gelmesin. Bunda ne var? Bırakın bu kutuplaştırıcı dili. Seçmene güvenin. Sandık darbe yeri değildir, Sandık tercih yerdir. Bu bakımdan AKP iktidarı gökten zembille kutsal bir şey olarak gelmedi. Sonuçta bir siyasi parti, programı var, yanlışları var, doğrular var, iyileri var, kötüleri var. Ve ülkeyi 20 yıldır bu iktidar yönetiyor ve bu yönetmenin de sonuçları var. Bu kapsamda AKP iktidarının değişmesini istemek bu milletin hakkıdır."
"ÖZGÜRLÜK İNSAN İÇİN, SERBESTLİK HAYVAN İÇİN..."
Son günlerde ahlaki yozlaşmaya dair Türkiye'yi rahatsız eden olayların artması üzerinden "Bireysellik ve özgürlük ahlakı yok mu ediyor' sorusunu yanıtlayan Kurdaş, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Özgürlük insan için vardır, değerleriyle ve toplum sınırlarıyla vardır; ancak serbestlik hayvan için vardır, o dilediğini yapar. Biz insana diyoruz 'sen serbestsin'. Hayır! İNSAN ÖZGÜRDÜR, SERBEST DEĞİLDİR. Bugün özgürlük denilince ne akla geliyor, 'her istediğimi yaparım'. Hayır özgürlük bu değil. İnsan denilen şey, serbestçe hayvan gibi her istediğini yapamaz. Yaşadığı toplum vardır, yapması gereken sorumluluklar vardır, aynı zamanda bir anne olabilir, aynı zamanda bir baba olabilir, aynı zamanda bir Müslüman olabilir, aynı zamanda başka bir dinden olabilir. Yaradılış özellikleri bakımından mutlaka bir ahlakı vardır. Düşünebiliyor musunuz, bugün biz 'haya, edep' gibi değerleri bile kullanamaz hale geldik. Bunları da bazen kendi yanlışlarımız için kalkan ediyoruz."