Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünün çalışmalarıyla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çerçevesinde "Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri"ne dahil edilen 77 yaşındaki Üstünkaya, eserlerinde özellikle tasarımlarıyla ön plana çıkıyor.
Babasından devraldığı çini sanatını 52 yıldır sürdüren, 7 binden fazla özgün deseni bulunan Üstünkaya'nın ustalığının gelecek kuşaklara aktarılması için DPÜ yönetimi, temmuz ayında üniversite bünyesinde Hamza Üstünkaya Çini Tasarım ve Uygulama Atölyesi açtı.
Üniversite öğrencileri ile dışarıdan gelen gençlere çiniciliğin ve tasarımın püf noktalarını öğreten Hamza Üstünkaya, günde 15-20 gence eğitim veriyor.
Üstünkaya, AA muhabirine, DPÜ tarafından kendisine böyle bir imkan tanındığı için mutlu olduğunu söyledi.
Atölye ilk açıldığında merak edip gelenlerin sadece kendisini izlediğini ve çininin nasıl yapıldığını görmeye geldiğini belirten Üstünkaya, "Atölyeye gelen giden çok oldu. Çok olunca bu sefer meraklananlar oldu ve sonuç itibarıyla burada talebeler bu işe merak sardı." dedi.
Üstünkaya, öğrencilerin derslerinden artan zamanlarda atölyeye gelip çini yapımını öğrendiğini söyledi.
Atölyede her şeyin ücretsiz olduğunu anlatan Üstünkaya, "Benim tasarımcıyım, desen yapıyorum. İstiyorum ki gelen talebelerden öyle birisi çıksın. Şimdi bu öğrenciler deseni azıcık öğrendikçe, ben de onların üzerinde işleyerek geliştirdikçe bir dosya yapacağız. O desenleri de üniversiteye hediye edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Meslekte yarım asrı geride bıraktığını vurgulayan Üstünkaya, şunları kaydetti:
"Sanatçılar kolay yetişmiyor. Bir kartvizit koyuyorlar, 'sanatçıyız' diye meydana çıkıyorlar. Yanına gelen belki çok meraklı, çok istekli ama sanatçı olmayana teslim oluyor, sanatçı zannediyor. İşte benim istediğim bu yeni meraklılar, sanatçının sanatçısını bulsunlar. Sanatçı kolay kolay olmuyor. Vakte, zamana muhtaç. 77 yaşındayım, 52 senedir bu işin içindeyim halen açım. Halen daha araştırıyorum. Yeni öğrenenler evvela ustasını, mekanını bulacak, sabrını sınayacak. Evvela sabrı olacak. O sabır olmadan bir günde sanatçı olunmuyor. Devamlılığı olacak ve araştırıcı olacak."
"Çini sanatına gönül veren herkes buraya koşa koşa geliyor"
DPÜ Rektörü Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak da Kütahya denilince akla çini sanatının geldiğini hatırlattı.
Yeni çini ustalarının yetişmesi için üniversite olarak üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını bildiren Kızıltoprak, Üstünkaya'nın atölyesinin sadece öğrencilere değil herkese açık olduğunu dile getirdi.
Kızıltoprak, Üstünkaya'nın pazar hariç her gün atölyede tecrübelerini aktardığı bilgisini vererek, "Bu atölyemizi artık pazar günleri de açacağız. Çok yoğun bir talep var. Çini sanatını hakkıyla yapmak ve çini sanatında bir aşama kaydetmek isteyen, çini sanatına gönül veren herkes buraya koşa koşa geliyor." diye konuştu.
Hamza Üstünkaya'nın Kütahya çinisinin dünyaya duyurulmasında önemli rol oynadığına işaret eden Kızıltoprak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kütahya, çini sanatını, seramik sanatını merkeze alan bir şehir. Kütahya ekonomisi, Kütahya kültür ve sanat anlayışı, çini üstadımızın ve onun gibi çini sanatkarlarının sanatsal üretimlerinden her gün beslenmeye devam ediyor. Şehrimizin hem ekonomisine hem sanat anlayışına hem de Türk İslam medeniyetinin en önemli göstergelerinden biri olan çini sanatına da sahip çıkıyoruz. Burada çok sayıda öğrencimiz yetişiyor. Büyük sanatkarlar yetişiyor. Geleceğin genç çini sanatçıları yetişiyor. Aynı zamanda çini ve seramik sanayinde meslek hayatını sürdürmek isteyen yeni meslektaşlar buralardan çıkıyor. Hem sanayimizin kalifiye eleman ihtiyacına cevap vermeye hem de şehrimizin kültür sanat hayatına katkıda bulunmaya çalışıyoruz."
Üstünkaya'nın eğitim verdiği öğrencilerden Özlem Camgöz, özellikle tasarım konusunda kendisini geliştirmek istediğini belirterek, "Hamza amca gördüğüm en büyük çinici. Ondan kısa zamanda çok şey öğrendik." değerlendirmesinde bulundu.
Rabia Korkmaz ise çini alanında önemli eserler üretmeyi amaçladığını kaydederek, "Bu iş çok sabır gerektiriyor. Çok aşamalı bir iş. Emek ve süreklilik lazım. Bunları başarırsam ben de çinide iyi bir yere gelirim." dedi.