Moskova'da Bosna Hersek Dışişleri Bakanı İgor Crnadak ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, "Rus ve Türk askeri yetkililer, önceki gün İdlib'deki silahsızlandırılmış bölgenin kesin sınırı üzerinde mutabakat sağladı. Dolayısıyla, Soçi'de varılan anlaşmaları ifa süreci, son derece aktif şekilde ilerliyor" dedi.
'BÖLGE, SURİYE ORDUSUNA VE HMEYMİM ÜSSÜNE SALDIRILARI ENGELLEYECEK'
Rusya ve Türkiye'nin İdlib kararını 'ara adım' olarak nitelendiren Lavrov, silahsızlandırılmış bölgenin Suriye ordusuna ve Hmeymim üssüne saldırıları engelleyeceğini kaydetti.
Lavrov, "Bu elbette ara adım, zira sadece bir silahsızlandırılmış bölge kuruluyor. Ancak bu aynı zamanda gerekli bir adım, zira bu bölgenin kurulması, İdlib gerilimi azaltma bölgesinden Suriye ordusu mevzilerine ve Hmeymim'deki Rus üssüne saldırıları önleme imkanı sunacak. İdlib anlaşması, her şeyden önce terör tehdidinin ortadan kaldırılmasını amaçlıyor" ifadelerini kullandı.
'EL NUSRA, EKİM ORTASINA DOĞRU SİLAHSIZLANDIRILMIŞ BÖLGEDEN ÇIKMALI'
Lavrov, El Nusra Cephesi (yeni adıyla Fetih el Şam) militanlarının ve tüm ağır silahların ekim ayı ortasına doğru silahsızlandırılmış bölgeden çıkması gerektiğini de söyledi.
'ANA TEHDİT ABD KONTROLÜNDEKİ FIRAT'IN DOĞUSUNDAN YÜKSELİYOR'
Diğer taraftan Lavrov, Suriye'nin bütünlüğüne yönelik ana tehdidin ABD'nin kontrolündeki Fırat Nehri'nin doğu kıyısından yükseldiğini belirtti.
Suriye muhalefetinin İdlib anlaşmasının ülkenin bütünlüğünü bozacağı yönündeki değerlendirmelerine değinen Rusya Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu değerlendirmelerin BM Güvenlik Konseyi kararında altı çizilen Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme amacına hizmet ettiğini söyleyemeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik ana tehdit, ABD'nin doğrudan kontrol ettiği ve fiiliyatta bağımsız özerk yapıların kurulduğu Fırat'ın doğusundan yükseliyor."