ANKARA (AA) - Uzun zamandır silahlı çatışmalar ve bölgesel çekişmeyle öne çıkan Libya'da, bir süredir ihlallere rağmen korunan kırılgan ateşkesin ardından Libyalı aktörler yeni bir siyasi uzlaşının sinyallerini veriyor.
Silahlı çatışma kaynaklı bölünmüşlüğü sona erdirmek ve ülkeyi yeniden diyalog rayına sokmak için bölge başkentlerinde karşıt tarafların masaya oturduğu askeri, siyasi ve ekonomik müzakereler hız kazandı.
Bugüne kadar ülkedeki pozisyonunu güç yoluyla elde eden gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in, milisleriyle kurduğu iktidarını zayıflatacak müzakerelere karşı nasıl bir tutum sergileyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Bununla birlikte, Hafter'in milislerinin cephe hattındaki hareketliliği, diyalog ortamının yine silahla bozulacağı endişelerini artırıyor.
Libya için bölge başkentlerinde gerçekleşen bir görüşme de pazartesi günü Berlin'de tamamlandı. Uluslarası toplum ve 16 ülkenin temsilcileri sanal ortamda video konferans aracılığıyla bir araya geldi.
Uluslararası toplum Libya'daki krize çözüm için toplandığı ocak ayında gerçekleşen Berlin Konferansı toplantısında, Halife Hafter'e bağlı milislerin başkentin güneyindeki mahallelere dayandığı bir durum vardı. Dolayısıyla toplantı beklentilerin altında kalmış ve çatışmaları sonlandırmada başarısız olmuştu.
Ancak, Halife Hafter'in 2020'nin ilk yarısında sahadaki kayıplarıyla oluşan güç dengesi ve Libya konusunda siyasi çözüm konusundaki üst üste görüşmelerle yakalanan ivme sayesinde 2. Berlin Konferansı'ndan "temkinli iyimserlik" mesajı çıktı.
Çatışmasızlık, ortak ateşkes çağrısı diyalog kapısını açtı
Afrika'nın en büyük petrol rezervine sahip ülkesi Libya, Halife Hafter'in başkenti ve ülkeyi ele geçirmek için Nisan 2019'da kalkıştığı silahlı maceranın ardından şiddet sarmalına sürüklendi.
Libya hükümeti, aradan geçen bir yılın ardından Hafter'in başkente yönelik saldırısını bu yılın nisan-mayıs ve haziran ayları boyunca püskürterek, Hafter ve milislerini başkentin kapılarından uzaklaştırdı.
Rusya ve BAE'nin yoğun biçimde desteğini artırdığı Hafter milislerinin elinde tuttuğu ve yığınak yaptığı Sirte eksenine ilerlemesi halinde büyük kayıplar vereceğini anlayan Libya hükümeti, yeni bir şiddet dalgası başlayacağını kavradı. Taraflar arasında Sirte'de kilitlenen düğüm, bir güç dengesi doğurdu.
Uluslararası toplumun da baskıları sonucu Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ve Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, uzun süredir fiili olarak devam eden çatışmasızlığın üzerine 21 Ağustos'ta karşılıklı ateşkes ilan ettiklerini duyurdu. Söz konusu adım, Libya'da uzun süreden sonra iki tarafın da bağlı kalacağını duyurduğu bir ateşkes olması nedeniyle olumlu bir beklenti ortamı oluşturdu.
Taraflar arasındaki buz ilk defa Fas'ta kırıldı
Fas'ın Buznika kentinde Libya hükümetine bağlı Libya Devlet Yüksek Konseyi ile Halife Hafter'in siyasi müttefiki Tobruk'taki Temsilciler Meclisi heyetleri arasında 6-10 Eylül'de "Libya Diyalog Toplantıları" başlıklı görüşmeler yapıldı.
Tarafların, Libya'daki üst düzey devlet kurumlarına yapılacak atamalardaki kriterler üzerine prensipte anlaştığı duyuruldu. Fas'ta 2015'te imzalanan Suheyrat Anlaşması'nın 15'inci maddesine göre söz konusu üst düzey kurumlar "Libya Merkez Bankası Müdürü, Sayıştay Başkanı, İdari Kontrol Birimi Başkanı, Yolsuzlukla Mücadele Heyeti Başkanı, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Üyeleri, Yüksek Mahkeme Başkanı ve Başsavcı'dan oluşuyor.
Serrac'dan "görevi bırakmaya hazırım" açıklaması
Serrac, 17 Eylül'de kameraların karşısına geçerek, "Yürütme yetkimi en geç ekim sonunda devretmeyi samimiyetle istediğimi herkese ilan ediyorum." dedi.
Libya'nın doğrudan seçimlere gitmesinin en iyi çözüm yolu olduğuna işaret eden Serrac, ekim sonuna kadar "diyalog komitesinin faaliyetlerini tamamlamış, yeni bir Başkanlık Konseyi seçmiş ve görevi devralacak yeni başbakanı görevlendirmiş olacağını" ümit ettiğini belirtti.
Serrac'ın bu adımı, siyasi geçiş süreci ve uzlaşı adına önemli bir girişim şeklinde değerlendirildi.
Petrolün vanalarını açan Hafter'in ne kadar taviz vereceği merak konusu
Uluslararası toplumun baskısı ve Libya'daki diyalog ortamının gölgesinde Halife Hafter, 18 Eylül'de ülke genelindeki petrol kesintisinin sona erdiğini duyurdu.
Ancak, Hafter'in siyasi koz olarak uyguladığı ve bugüne kadar Libya ekonomisinde 10 milyar dolar kayba yol açan petrol kesintisini sona erdiren anlaşmaya, Libya hükümetinin sivil ve askeri bileşenlerinden itirazlar yükseldi.
Özellikle Hafter'in bu adımıyla yeniden meşru bir muhatap gibi kendini müzakere sahnesine yükseltme çabası, hükümet içinde ortak kaygı olarak öne çıktı.
Libya'da şu ana kadar 3 petrol limanından aktif biçimde petrol ihracatı başladı. Uluslararası bankalar, JP Morgan ve Goldman Sachs'ın tahminlerine göre, Libya'nın yıl sonunda günde yarım milyon varil ham petrol üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor.
Bölge başkentlerinde Libya görüşme trafiği
Eylül ayının sonu ve ekim ayının başlarında Libya'ya ilişkin bölge başkentlerinde yoğun bir görüşme trafiği başladı.
BM'nin çözüm planında kalıcı ateşkesi görüşmek üzere planlanan iki taraftan da beşer temsilcinin katılımıyla gerçekleşen 5+5 askeri heyet görüşmeleri, Mısır'ın sahil kenti Hurgada'da geçen hafta gerçekleştirildi.
Aynı şekilde, Fas'ın Buznika kentinde gerçekleşen Libya Diyalog Toplantıları'nın ikinci turu, hafta sonu başladı.
İsminin gizli kalmasını isteyen Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, görüşmelerde üst düzey devlet kurumlarından yüzde 80'i üzerinde anlaşma sağlandığı bilgisini paylaştı.
Libyalı taraflar, dün üst düzey kurumlara atama kriterlerine ilişkin anlaşma taslağını imzaladı.
Berlin Konferansı'nda Sirte konusu gündemde
Libya'da siyasi çözüm için en son yapılan uluslararası zirve niteliğindeki ocak ayındaki Berlin Konferansı, Halife Hafter ve beraberindeki milislerin başkentin kapılarına dayandığı bir dönemde gerçekleştirildi ve dolayısıyla siyasi çözüm konusunda sahada bir sonuç üretemedi.
Libya'da 21 Ağustos'ta sağlanan ateşkesin ardından ve diyalog adına Libyalı tarafların attığı adımlar üzerine, Libya'daki krize çözüm için Berlin 2 konferansı pazartesi günü 16 ülkenin dışişleri bakanlarının sanal ortamda bir araya geldiği video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi.
Konferansın açılışında konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, "geçen haftalarda ve aylarda çatışmalarda bir duraklama olduğunu" söyledi.
Toplantıya ev sahipliği yapan Almanya'nın Dışişleri Bakanı Heiko Mass da toplantıdaki konuşmasında, Libya’daki ihtilafın çözümüne ilişkin askeri mantıktan siyasi mantığa doğru giden bir düşünce değişikliğinin işaretlerini gördüğünü aktararak, "Temkinli iyimserlik için sebep var. Bunu birkaç hafta önce bu şekilde söylemezdim." ifadelerini kullandı.
"Hafter'in saldırısı karşısında eylemsizliğin yanlış olduğu görüldü"
Toplantıya Türkiye adına katılan Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal, Ankara'nın Libya'daki krize Libya halkının isteklerini karşılayacak uygun bir siyasi çözüm bulmakta kararlı olduğunu belirterek, "Son on yılda yaptığımız gibi, Libya'nın önderliğindeki siyasi süreci Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
Geriye dönüp bakıldığında Hafter'in, BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) hedef alan saldırganlığı karşısında eylemsizliğin yanlış olduğunun şimdi daha iyi görülebildiğine değinen Önal, UMH'nin güçlü direnişinin, darbe girişimini ve ülkenin kaosa sürüklenmesini engellediğine ve siyasi süreç için şansı artırdığına dikkati çekti.
Sirte'nin askerden arındırılmış bölge yapılması
Libya'nın sahilinde ülkenin doğusu ve batısı arasında bir merkez nokta olarak öne çıkan başkent Trablus'un 450 kilometre doğusundaki Sirte kenti, tarafların arasında çatışmaların düğümlendiği nokta olarak dikkati çekmişti.
Taraflar arasındaki görüşmelerde, Sirte'nin askerden arındırılmış bölge haline getirilmesi üzerinde durulan bir teklif ve devlet kurumlarının da ayrıca Sirte'ye taşınması da görüşmelerde ele alınan diğer bir başlık.
Ayrıca, diyalog komitesinin Suheyrat Anlaşması'nda öngörülen Başkanlık Konseyini 8 üye yerine Libya'nın üç ana bölgesi, Batı, Doğu ve Fizan'ı temsil edecek biçimde üç üyeden oluşacak şekilde yeniden reform etmesi planlanıyor.
Planın hayata geçmesi durumunda ayrıca Başkanlık Konseyi altında hizmet verecek bir başbakan atanması öngörülüyor. Tüm bu aşamalar hayata geçerse, bu yönetimin yeni bir anayasayla ülkeyi seçime taşıması nihai hedefi teşkil ediyor.
Libya'da hükümet cephesinden itirazlar var
Halife Hafter'in siyasi müttefiki Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, müzakerelerde Libya'nın doğusu adına öne çıkan aktör oldu.
Avrupa Birliği (AB), son dönemdeki diyalog görüşmelerine katkısını gerekçe göstererek Salih hakkında uyguladığı yaptırımları kaldırma kararı aldı.
Fakat ne görüşmeler toz pembe bir tablo ortaya koyuyor ne de Libya'daki çatışmanın askeri ve siyasi tüm bileşenleri, görüşmeler ve sunduğu yol haritası konusunda aynı tutum ve görüşte.
Libya ordusuna bağlı, Sirte-Cufra Ortak Operasyon Dairesi, yayınladığı açıklamada, "Hafter'in emir eri" şeklinde tanımladığı Akile Salih'in öncülük ettiği görüşmelere karşı çıktığını duyurdu.
Görüşmeler neticesinde, Sirte'nin askerden arındırılması ve devlet kurumlarının buraya taşınması fikrine karşı çıkılan açıklamada, "Libya'nın başkenti Trablus'tur." ifadelerine yer verildi.
Sirte-Cufra Ortak Operasyon Dairesi, "geçiş yönetimlerindense ülkede bir an önce anayasa referandumu ve ardından da seçimlerin yapılması" çağrısı yaptı.
Ülkedeki devlet kurumlarının Libya'nın doğu ve batısındaki aktörler arasında paylaştırıldığı bir yönetimdense yeni bir anayasa ve ardından seçimlerin yapılması görüşünü, Başbakan Fayiz es-Serrac, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ve Akile Salih de savunuyor.
Ayrıca, Fas, Mısır ve İsviçre'de yapılan ayrı ayrı görüşmeler de yine birbiriyle çelişme riski doğuruyor.
Çözümdeki en büyük düğüm, Hafter'in geleceği
Bugüne kadar ani çıkışları ve sürekli silahlı hamleleriyle Libya sahnesindeki yerini tahkim eden Hafter, ülkedeki yönetimi ele geçirmek için başkente yönelik saldırısında başarısız olmasıyla geri çekilmek zorunda kaldı.
Askeri kayıplarının başladığı sırada nisan ayında pozisyonunu korumak adına Akile Salih'in yükselişini durdurmaya çalışan Halife Hafter, önce taraftarlarını sokağa çağırarak ardından da bu sokağa dökülen yandaşlarını gerekçe göstererek, "halk destekli" başarısız bir darbe sahnelemeye çalışmıştı.
Bölge başkentlerindeki görüşmelerde öne çıkan Salih figürü de Hafter'in arka plana itilmesini adeta vurgular nitelikte.
Hafter halihazırda petrol kuyularının bulunduğu ülkenin doğusu ve güneyindeki çöl boyunca uzanan Fizan bölgelerinin büyük bir kısmını emrindeki milislerle askeri olarak kontrol ediyor. Hafter ve milisleri, gerek ateşkes, gerekse petrol üretiminin yeniden başlatılması konusunda, siyasi cepheden gelen emirlere rahat biçimde karşı çıkabiliyor.
Hafter'in uzlaşıda varılacak adımların kendisini kenara itmesi halinde yeniden silahlı yola başvurması ve süreci baltalaması adımlarından endişe ediliyor.
Aynı şekilde, Hafter'in ülke ekonomisinin ve gündelik hayatın temelinde yer alan petrol sektörünü, silahlarıyla esir tutması, kendisini oyun dışı bırakan bir formül karşısında ülkenin can damarına yeniden namluyu çevirmesinden kaygı duyuluyor.
Libya ordusu, Halife Hafter'e bağlı milislerin Sirte kentinde ve başkentin (400 kilometre güneyindeki) Şuveyrif bölgesinde "çok kaygı verici" manevralar yaptığını paylaştı. Son dönemde Sirte kentindeki Gırdabiye hava üssüne Rus askeri kargo uçaklarının Suriye rejimine bağlı paralı askerleri taşıdıkları yönünde bilgiler paylaşıldı.
Hafter'in, 14 Nisan 2019'da Birleşmiş Milletler öncülüğünde Libya topraklarında diyalog toplantısına hazırlanılırken ve ateşkes hali olduğu sırada, 4 Nisan 2019'da ani bir şekilde başkente saldırması bu kaygıları daha da pekiştiriyor.
Libya hükümetinin askeri, siyasi ve sivil tüm bileşenleri, Halife Hafter'in ne müzakerelerde ne de ülkenin geleceğinde yer almasını istiyor ve bunun "kırmızı çizgi" olduğunu belirtiyor. Fakat, bu talebin hayata geçirilmesi karşısında Hafter'in başvuracağı yollar, ülkedeki çatışmasızlık ve diyalog ortamına ilişkin şüpheleri artırıyor.