Sevgili okurlarım zor günlerden geçiyoruz, halk marketinde sıvı bitkisel yağın 5lt 82 lira olduğu, çay, şeker, un fiyatlarında şu ana kadar yüzde elli zamma ulaşan orta ve fakir halkın ciddi sıkıntı çektiği dövizin tavan yaptığı günlerdeyiz.
Rus bir dostum vardı fazla mütevazi olma sonra düşersin derdi, fazlada kibirli olma oda seni yanlışa götür diye şimdi ben söylüyorum.
Kibir ile mütevaziliğin bir sınırı olması gerektiğine inanan bir insanım.
Hep aklımda ve çocukken aileden bize öğretilen şu olmuştu, sen kendini başarılarınla taktir etme bırak çevren seni taktir etsin diye nasihat verirlerdi.
Uzun zamandır kendilerini çok iyi tanıdığım ve bildiğim için bu tip toplumun önünde devamlı kendini medya ve sosyal medya ile övdüren başkalarını bir şekilde kıvama getirerek onlarında bu övgülerine kendini mazhar eden mesleklerinde duayen diye tanımlanan kişilikler var.
Bu kişiler öyle anlatıyorlar, geçmişten bugüne gelen aile şecerelerini ,bu tip şeceresi olan insanlar hiç suç işlemez, hiç kabahati ayıbı olmaz sütten çıkmış ak kaşıklardır.
Aslında öyle değil....
Ülkemizde yakın zamana yayılmış öyle kişiler ve bunların etrafında insan toplulukları var ki.
Çok önemli kurumlar içinden çıkarak veya oraları kullanarak, bazı ailelerin çöktükleri emtialarının onlardan geriye kimse kalmasın delil diye aileleri katletmeyi düşünen kişilikler ve guruplar var. Bazı korkularından şimdiye kadar yapamadılar o korkuları olmasa çoluk çocuk hemen lig maçı seyretmeye koşar gibi giderler.
Bakalım bu savaşı iyiler mi kazanacak kanlı katil olan kötüler mi…
Bu bahsettiğim kibir yumağı kendini beğenmiş ama iç yapısı kötülük dolu kişilerinde yakından tanıdığı, yakın bildikleri kişiler ile ilgili anılarımı anlatayım LORDLAR,BARONLARDA temiz görünümleri altında suç işleyebiliyorlarmış...
Yıl 1987 bizim kulübün sabah oyun salonunda oturuyorum, çayımı yavaş yavaş içiyorum hava soğuk.
Elimde HÜRRİYET gazetesi ilgimi çeken bir yazı, ülkemizin ilk kadın dedektiflerinde biri anılarını anlatıyor.
Bir anısında İstanbul sosyetesine dadanmış lüks partiler yapılan evlerde ev sahiplerinin pırlanta ve elmaslarını çalan azılı bir hırsızın varlığı 1950 li yıllarda konu oluyor herkes bunu konuşuyormuş.
Kadın dedektife İstanbul emniyetince bu görev tevdi ediliyor, bayan dedektifimiz şık giyinerek bu partilere katılıyor.
En sonunda bir partide bir yakışıklı sarışın çok uzun boylu çok iyi giyinen filinta gibi bir genç beyden şüpheleniyor ve takibe alıyor.
Tam üst katta ev sahibinin odasında hırsızlık yapan kişiyi suç üstü yapınca hırsız evin ikinci katında atlayıp kaçıyor.
Bayan dedektifimizde aynı şekilde atlayıp hırsızı sokakta kovalamaya başlıyor yakınına geldiğinde çantasından silahını çıkartıp havaya ateş edip hırsız zanlısını enterne ediyor.
Karakolun yardıma gelmesi ile hırsız derdest edilip İstanbul emniyetine götürülüyor.
Yapılan sorguda iyi bir ailenin mensubu olan ismi B.K olduğu meydana çıkıyor.
Ben bunu okuyunca ismi görünce şok oldum. LORD B.K.
YOYO(Y.D) aklıma geldi eskiden oda İstanbul sosyetesinin en hızlı isimlerinden hep LORD ile küstü sorduğumda bırak şu sabıkalıyı derdi.
Sorardım ne sabıkası var diye boş ver o konu kapanmıştır aramızda yıllar evvel söz verdim derdi.
Usul usul çayımı tazeleyerek YOYOYU beklemeye başladım.
O arada kulübün müzmin oyuncuları yavaş yavaş salona geliyorlar, salon kalabalıklaşmaya başladı.
En sonunda YOYO kapıdan içeri girdi bir göz attım, yanıma geldi beni çok severdi bende onu.
YOYO bir göz at dedim, bir baktı okudu hafif bir gülümseme, demek buraya kadarmış dedi.
Salonda birkaç masa doluşup ortak tanıdıklarımıza gösterdi, artık salon uğulduyor.
En sonunda ASSOLİST LORD geldi yine başındaki İskoçya kasketini, atkısını ve paltosunu astı, ellerini ovuşturuyor ısıtmak için.
Birisi LORD B. sende gençliğinde hızlı delikanlı adammışın dedi.
LORD yazıyı okuyunca bir kızılca kıyamet, isim benzerliği tekzip ettireceğim, etmezlerse mahkemeye gideceğim dedi ama LORD büyüğümüz ayağını kulüpten o günden sonra kesti.
Onun için bir TÜRK ATASÖZÜ var böbürlenme padişahım senden büyük ALLAH var..
LORDLUK,BARONLUK boş işler bu dünyaya kimler geldi, kimler göçtü gitti son durağa giderken sizleri LORDLAR taşımayacak FORD araçlarla intikal olacak gideceğiniz ahiret yolculuğuna.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.