Patlama bölgesine yaklaşık bir kilometre mesafedeki Cımmeyze Mahallesi, başkent Beyrut'un restoranlar, kafeler, eğlence merkezleri ve tarihi kiliselerin yer aldığı en işlek noktalarından biri olarak tanınıyordu.
Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta 2 bin 750 ton amonyum nitratın patlamasıyla ortaya çıkan korkunç felaket bu mahallenin eski ihtişamını da elinden aldı. Cımmeyze'deki evlerin neredeyse tamamının camları ve çerçeveleri kırılmış durumda. Bazı binaların ön cepheleri çökmüş ve molozlar sokağa taşıyor.
1900'lerde inşa edilmiş tarihi binaların süslediği caddede patlamada yaralanan kolları sargılı Beyrutlular eski hayatlarına devam etmek için çalışıyor. Çevrede temizlik ve molozların kaldırılması çabaları sürüyor.
"Çok korkunç anlardı anlatabilmem mümkün değil"
Mahalledeki küçük dükkanında elbiseleri tamir ederek geçimini sağlayan terzi Claudette Mecid Muhanne (60), AA muhabirine patlama sırasında yaşadığı şoku anlattı.
Muhanne, olay yaşandığı sırada dükkanında çalıştığını ve limanda çıkan yangının yol açtığı öncü patlamaların sesini duyduğunu, dükkanındaki bazı camların kırıldığını ve çalışırken kullandığı gözlüğüne isabet ettiğini belirtti.
Kısa bir süre sonra yerde sarsıntı olduğunu ve deprem olduğunu düşündüğünü anlatan Muhanne, "Patlama oldu ve şok dalgası ayaklarımı yerden kesti, havaya fırladım. Başımı tepemde asılı lambaya çarptım. Yere düştükten sonra tabanda neredeyse bir karış kalınlığında kırık camlar vardı." dedi.
Muhanne, dükkanından kanlar içinde dışarı çıktığını, cam kırıkları, moloz, evlerden saçılan ahşap parçalarının her tarafa dağıldığını, kanlar içinde insanların bağırarak koştuğunu ve kendisinin de çığlıklar attığını söyleyerek, "Çok korkunç anlardı anlatabilmem mümkün değil. Bizler çok savaşlar gördük ancak böyle bir durum yaşamadık. Bu doğal değil." ifadelerini kullandı.
Otelde çalışan ve salgın sonrası işini kaybeden hukuk fakültesi mezunu, iki çocuk babası genç oğluna destek olmak için 10 saatten fazla emekleriyle kurduğu dükkanında çalışmaya devam ettiğini aktaran Muhanne, patlama sonucu dükkanında klimanın bozulduğunu, evinden vantilatör getirdiğini, kırılan televizyonun yerine televizyonunu buraya taşıdığını belirtti.
Terzi Muhanne, Lübnanlılar için hayatın giderek daha da zorlaştığını ancak çabalamaya devam edeceğini dile getirdi.
Aradan geçen on güne rağmen patlamanın izleri her yerde
Cımmeyze ve Mar Mihayel mahalleleri, patlamanın merkezine yakın konumlarıyla olayın izlerini kısa bir sürede silebileceğe benzemiyor. Yıkılan tarihi evlerden sokakta park edilmiş araçların üzerine düşen dev enkaz parçaları, otomobilleri hurda haline getirmiş.
Çevredeki yıkılmış evlere bakan bir genç, "Hiçbir kelime yaşadığımız bu durumu anlatacak güçte değil. Gerçekten büyük bir felaket. Bizim için dua edin. Şanslıyım ki patlama olduğunda evdeydim ve ailemden kimse de yaralanmadı." ifadelerini kullandı.
Yer altı otoparkına hala ulaşılamadı
Limanın hemen karşısında yer alan Mar Mihayel Mahallesi'ndeki yüksek iş kulelerinin cephesindeki tüm cam ve çerçeveler kırık.
Bu iş kulelerinde çalışan güvenlik görevlilerinden biri binanın altında 4 kat boyunca uzanan otoparkın binadan dökülen enkazın altına gömüldüğünü ve otoparka hala ulaşılamadığını anlattı.
Limanın karşısındaki bir binanın dördüncü katında taşımacılık şirketi ofisi bulunan Alfred Huri de "patlamayı kesinlikle normal bulmadığını" vurgulayarak, "Patlama nedeniyle ofisimiz yerle bir oldu diyebiliriz. Patlamanın olduğu gün iki çalışan ofisteydi. İkisi de yaralandı. Şu an tedavilerine hastanede devam ediyorlar." dedi.
Taşımacılık şirketini dört yıl önce açtıklarını ve şimdi her şeye yeniden başlamak zorunda kaldıklarını paylaşan Huri, şunları söyledi:
"Sanırım bu Lübnan'ın kara talihi.. Artık o kadar çok alıştık ki böyle felaketlere... Şimdi sokaklara bakınca Lübnanlıların dayanışma ruhunu görüyorsunuz. Patlamanın ardından 10 gün geçti ve hala insanlar birbirlerine her konuda yardım ediyor. Bu patlamanın artık Lübnan için bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum. Gelecekten umutluyum. Bu patlamaya bir şans diyemiyorum, artık değişim zorunluluk haline geldi."
Huri, yeniden inşa sürecinde uluslararası toplumun Lübnan için büyük bir rolle devreye girmesi halinde limanı bir ayda yeniden inşa edebileceklerini söyledi.
Sigorta şirketleri yanıt vermiyor
Mar Mihayel bölgesindeki bir binanın sahibi Annie Cabru, büyükbabasının 1930'larda inşa ettiği binanın tarihi bir değeri olduğunu paylaşarak binanın ayakta kalması için 2012 yılında yeniden güçlendirildiğini aktardı.
Binaya yaptığı tüm yatırımın zarar gördüğünü anlatan Cabru, şu ana kadar iletişime geçtiği sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kurumlardan yanıt alamadığını belirtti.
Cabru, binanın sigortalı olduğunu ancak sigorta şirketinin bile herhangi bir uzman göndermediğini ifade ederek, "Henüz patlamanın nedeni belli olmadan bir ödeme yapmayacaklarını söylediler. Sigorta şirketleri bize kendi ofislerinin de yıkıldığı yanıtını verdi." diye konuştu.
Beyrut Limanı'ndaki patlama
Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki limanda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı'ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesinin yol açtığını söylemişti.
Patlama sonucu 171 kişinin hayatını kaybettiği, 30-40 kişinin de kaybolduğu açıklanmıştı. Lübnanlı yetkililer, yaklaşık 6 bin yaralıdan 120'sinin yoğun bakımdaki tedavilerinin sürdüğünü duyurmuştu.