Sevgili okuyucularım mutlu, güzel ,bolluk ve ferahlık gelecek günlere ulaşmamız dileği ile.
Önce şunu söyleyeyim ülkemizde ASKERİ CUNTALAR,DARBELER,İHTİLLALLER dönemi bitmiştir.
15 temmuz 2016 tarihinde FETÖ terör örgütü kalkışması , MİLLETİMİZİN büyük bir mücadelesi ile sonlandırılmıştır.
Bu kalkışmanın sırları hala aydınlanmasada milletin cuntacılara ve teröristlere verdiği cevap ağır olmuş,darbeler devri kapanmıştır.
Darbelerin verdiği hasarı hala bugünlerde çekiyoruz, DEMOKRASİ TARİHİMİZ içinde.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ bizim 2200 yıllık gözbebeğimiz olan bir kurumumuzdur.
Bugünlerde emekli AMİRALLERİMİZİN basına verdiği bir metin ile ülkede yine DARBE ile ilgili konular konuşulur olmuş kamuoyu bununla meşguliyet halindedir.
Ben çok değerli deniz kuvvetlerimize farklı konulardan girerek günümüze gelmek istiyorum.
Kahraman deniz kuvvetlerimiz 1960 lı yıllarda KIBRIS adasında soydaşlarımıza jenosit uygulamak isteyen EOKA tehdiş örgütü tarafından tehdit altındayken,daha adada sadece mukavemeti organize eden TSK ve MİT kendilerine düşen görevi deniz kuvvetleri komutanlığımızında içinde bulunduğu görev gücü ile götürmekteydi.
Bu yıllarda ABD başkanı JONSON mektubu ile karşı karşıya kalan devletimiz ilk defa ABD ile gergin bir siyasetin içine girdi.
Bu dönemde sivil siyasete ve farklı sivil yapılarla sahada daha rahat çalışabilen DENİZ kuvvetlerimiz çeşitli çalışmalar yaptılar.
Genel kurmay başkanlığı İSTİHBARAT DAİRE başkanlığına getirilen merhum TÜM AMİRAL SEZAİ ORKUNT bey ABD ve ülkemiz arasındaki sıkıntılı dönem olan 1964 ve 1966 yılları arasında çok ciddi ABD niyetlerini iyi çözerek bize hasmane tutum içinde olduklarını ilk defa ciddi tespitini yaptı.
Kıbrıs davamızın son yılı olan 1973 yılında STK görevlisi bir deniz yüzbaşımız çok uzun zamandır hazırladığımız çıkartma planlarını ABD devletine kaçarak ve kaçırarak sızdırdı.
Güçlü devlet olan TÜRKİYE iki ay içinde öldürülmeyecek sözü verilerek ülkemize şahsı geriye getirdiler,sorgulandı sonra ülkeye dönmüyecek şekilde başka bir ülkeye yollandı.
Şerefli TÜRK ORDUSU ve MİT yeni bir plan hazırlayarak başarılı bir deniz aşırı müşterek görev gücü ile KIBRIS ADASINA barış getirmek için adaya mükemmel bir çıkartma yaptı.
O yıllarda yeni kurulmuş olan DENİZ KUVVETLERİ çıkartma filomuz ve AMFİBİ deniz piyade alayımız SAT (SU ALTI TARUZ) SAS (SU ALTI SAVUNMA) görev gücümüz efsaneler yaratarak ADAYA çıkışımızda DENİZ KUVVETLERİ olarak diğer kuvvetlerimiz ve mukavemet teşkilatımız ile beraber EFSANE yazmışlardır.
Tek başarısızlığımız bazı teknik yetersizliklerden dolayı KOCATEPE muhribimizi kayıp vermişizdir dost ateşi tabir ettiğimiz hadise ile.
Elli iki şehitimiz vardır gemi komutanı kurmay yarbay merhum GÜVEN ERKAYA daha sonra deniz kuvvetleri komutanımız olmuştur.
Ama bu kayıptan sonra eksiğimiz olan MUHAREBE,ELEKTRONİK harp sistemlerimizi MİLLİ üretmek için devletimiz ASELSANI kurmuştur.
Çocukluğumdan itibaren deniz kuvvetleri içindeki sosyal tesislerde çok bulunmuşumdur.
Babamın bir çok deniz subayı arkadaşı sayesinde.
Alt kat komşumuz merhum em.ALBAY CELAL ERGENE sayesinde askerlik konusundaki bilgim ve birikimim çok gelişmiştir.
Anlatılacak çok şey var kısa geçip sadeti anlatacağım.
2 ekim 1992 günü EGE DENİZİNDE ifa edilen bir NATO deniz tatbikatı olan DİSPLAY DETERMİNASYON 92 tatbikatında gemiler şamandıra tabir ettiğimiz vaziyette iken ABD uçak gemisinden atılan iki adet SEA SPARROW füzesi ile vurulmuş geminin köprü ve savaş harekat merkezi ağar yara almış.
Gemi komutanımız MOSKOVA’daki görevinden yeni dönen askeri deniz ateşemiz kurmay yarbay KUDRET GÜNGÖR komutanımız ile beş şehitimiz ve yirminin üstünde yaralı personelimiz olmuş,ABD bu bir kazadır diyerek konuyu kapamıştır.
1997 yılı İSTANBULDA bir yer,arkadaşım geldi ağbi denizci arkadaşlar yine bekliyor,git komutanlarını al gel dedim.
Gitmiş, görevli astsubay denizci arkadaş şüphelenmiş gelmemiş.
Ben gitmek zorunda kaldım,bir selam verdim gidelim astsubayım,araç görevlileri burda kalsın.
Bir çay söyledim,sıkıntı ne dedim içeri girip evrakları veremiyorum iki gündür bekletiyorlar.
KARADENİZE KIYISI OLAN ÜLKELERİN DENİZ GÖREV GÜCÜ (BLACK SEA FORCE) tatbikatında üç gün evvel bizim KİLDIN SINIFI gemiyi filotillayı yöneten TÜRK KOMODOR tarafından tatbikat dışı bırakmışınız.
Sebebide komodor uyardığı halde RUSYA FEDERASYONU bayrağını çekmemiş SOVYET BAYRAĞINI indirmem demiş RUS gemi komutanı:)
Astsubayım şaşkın arkadaşlara dedim hemen astsubayımın evraklarını alın içerde işlemleri yapın bana getirin.
On dakika içinde evraklar geldi,acele etme astsubayım birde yemek yiyelim gidersin,yemekte yedik gitti arkadaşımız.
Birliğe dönmüş evrakları verirken ALBAYIM demiş ben bir RUS casusu ile temas kurdum.
Nasıl demiş astsubayım,böyle böyle oldu.Evladım demiş şimdi bu RUS casusu bizim işi halletti,size çay içirdi yemek yedirdi buraya yolladı,böyle casus olurmu:)
Başlamışlar araştırmaya MİT gitmişler,bizde böyle biri yok,TEM şubeye gitmişler bizdede yok.
Kafalar iyice karışmış iş VİLAYET toplantısına yansımış,orda değerli o dönemin İstanbul başkanı kapatalım mevzuyu evlat bizim evladımız demiş.
Sonra o astsubay ile yakın dost arkadaş olduk,albayımız KARADENİZ GÖREV GÜCÜ(BLACK SEA FORCE) görev aldı.
BLACK SEA FORCE, RUSYA FEDERASYONU ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ deniz kuvvetleri tarafından büyük emek verilerek kurulmuş çok değerli bir deniz görev gücüdür.
Deniz kuvvetlerimizin çok ekmeğini yedim çok rakısını içtim sonrasında.
Dost düşman tanımak çok önemli bir konu,teknolojik silahlarımızda dahil bu konuya.
Yıllarca kardeş kardeşi vurduk bu ülkede,bu kardeş kavgasından kurtulmak lazım,bu bize bir yarar getirmez.
Kardeş kanından kar bekleyen ülkenin çökmesine yardımcı olur.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.