Lütfü Türkkan'a Onun Sözüyle Cevap Veriyorum

Levent Demir

Son zamanlarda siyasetin, hatta medyanın dili oldukça sorunlu ve tartışılır hale gelmişti. N Gazete olarak da bunu çok dile getirdik.

Tam da bu noktada Bingöl’de İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan ile şehit ağabeyi arasında dün gerçekleşen diyalog, geldiğimiz noktanın vahim ötesi olduğunu gözler önüne serdi.

Öncelikle yazımın başlığını yineleyeyim:

Lütfü Türkkan’a onun sözlerini hem iade ediyor, hem de aynı cümle ile cevap veriyorum!

Sayın Lütfü Türkkan, hem bu haltı yiyor hem de önce inkar ediyor. Bu da yetmiyor, şehit ağabeyinin iktidar partisi tarafından görevlendirilen bir provakatör olduğunu söylüyor.

Olacak şey değil!

Siyaset her değeri, diğer parti ile vurma ve öldürme yeri değil Sayın Türkkan!

Hele hele kamuoyu önünde yapmaya ve söylemeye cesaret edebildiğiniz bir eylemi yapmadım demek ne demek?

En basit deyimiyle yalan söylemek!

Siyaset yalan söyleme sanatı mı?

Adı İYİ olan Partinin traji-komik adamı!

Ne diyeyim, sözün bittiği yerdeyiz.

Allahtan kameralar kayıtta da bugün şehidimin ağabeyi ‘vatan haini (!)’ ilan edilmedi.

Gelen tepkiler üzerine de Türkkan zorla da olsa bir özür videosu paylaştı…

Bunun özrü olursa….

Merakla beklediğim bir başka konu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sessizliği!!!

Sözde Lütfü Türkkan Genel Başkanı Meral Akşener’i korumak için bu eylemi gerçekleştirdiği için Genel Başkan da umarım aynı koruma refleksini göstermez…

Aynı zamanda Şehit Aileleri ve Gaziler’in Haklarını Koruma Derneği Başkanı olmam nedeniyle de sesleniyorum Lütfü Türkkan:

Sen bu siyaseti bırak ve şehit kanlarıyla kurulan bu Cumhuriyetin temsili mekanı TBMM’ye bir daha adım atma!

Diğer siyasilere de sesleniyorum:

Türk Milletinin temsil edildiği TBMM’de Türkkan’ın vekilliğini düşürüp elinden alın!

Size sesleniyorum Sayın Meral Akşener:

Kuzuların Sessizliğinden çıkın!

Siyaseti bırakıp Türkkan için gerekeni yapın!

Zübeyde Hanım Şehit Anaları Koruma Vakfı Başkanlığı da yapmış biri olarak gereğini yapın!

Hatta yakışanı yapın!

Çünkü Şehitlerin bacılarına küfreden Lütfü’ye hangi lütufta bulunacaksın bekliyoruz. Siz bulunmazsanız bizzat ben bulunacağım. Bu benin vatan borcumdur!