Bu topraklar 2 bin yıldır canlarını feda edenler sayesinde vatandır.
Her evde yaşlı, genç, kadın, erkek bir şehit, bir gazi ve bir kahraman vardır.
Devlet olmanın bedelini candan, birde sevdası haktan ’dır.
Bu bedelin en yüksek mertebesi şehitlik, vatan, iman ve Bayrak’tandır.
Merhaba sevgili okurlarım;
Bugün sizlere güzel bir dörtlük ile başlamak istedim.
Başlarken de Yazıma Şöyle devam edeyim istedim
Hemen hemen hepimizin babası 1940 yılından sonrası. Bugün babalarımızın yaşından küçük yüzlerce devlet var. Dedelerimiz yaşarken dünyada sayılı imparatorluklar vardı. Daha Amerika bile devlet değildi devlet olması 1904 yılında bu statüsünü kazanmıştır.
Varlığını Osmanlı imparatorluğunun yıkılışında bulanlar oldu. Bugün İngiltere de Amerika da Avrupa da var oluşunun tek hesabının Osmanlı’yı yıkmakta bulmuştur. Türkiye var oldukça Rahat edebilecekler mi? Hayır! Asla! Durmayacaklar da.
Benim babamın yaşı yüzlerce devletten büyüktür. Sözde topraklarında Hiçbir mezarları ve mezar taşları olmayan sanatsal yapıları dahi bulunmayan ülkeler özellikle haçlı orduları bir araya gelerek, terör ve teröristlik yaparak bir geleceği yok etmek isteyen özellikle kadınları ve çocukları öldürerek varlığını sürdürmeye çalışan, tek korkusu kadınlar ve çocuklar olan bu teröristler her zaman vardır ve var olacaktır.
Yıllar önce PKK katliamlarını da gördük anne ve annesinin karnındaki çocuklara kadar öldüren yaşlı ve gençlerimizi kurşuna dizerek varlığını sürdürmek isteyen dış mihraklar tarafından her türlü lojistik desteklerle vatanımızı devletimizi milletimizi ve topraklarımızı bölmek isteyen teröristler her zaman olacaktır.
Ellerindeki bütün imkânları da kullanarak ülkemizi bölmek parçalamak ve yok etme planlarını her zaman hazırlayacaklardır. En büyük hesapları bizi birbirimize düşürerek, ayrıştırarak, maneviyatımızı yok ederek birde içimizdeki hainleri de ( bu hainlerde vatan sevdalısı bayrak aşkı ile yanan ) bu zatları satın alarak bunu yapacaklardır.
Bugün okullarımızdan mezun olan yavrularımızdan Allah sevgisi, iman, insan sevgisi alınarak tamamen başta Allah olmak üzere, yarattığı her şeye nefret eden, doyumsuz tamamen nefsini şeytan ve kötülükten, şüphe üzerinde yaşayan insanlara güvenmeyen başta annesini ve babasını sevmeyen ilk fırsatta öldüren cani bir nesil ile karşı karşıya geldik.
Dindar vatansever bir nesil yetiştirelim derken, kindar bir nesil yetiştirdik. Gençlerimizin Tek dertleri vatan ve millet olması gerekirken, üretmeden, sanata, bilime, fen ne odaklı olması gerekirken, tamamen tüketime odaklı ceplerindeki para ve kazanmadan çalışmadan para ve makam mevkii sahibi olmak.
Bugünde gördük ki makamlara hak etmeden gelenler şehit yakınlarından ve gazilerimizden öyle intikamlar alınıyor ki buna devlet büyüklerimiz dahi ses çıkartamıyor.. Neden?
İşte bu makamlara haksız ca gelen liyakat, ehliyet ve sadakat ehli olmayan, Daha dün bir gazimize kargo ile madalyasının gönderilmesi… Vücut bütünlüğünü, sağlık ve ruhsal dengesini kaybetmiş, gazilerimizin artık bu ülkede geldiği vahim bir durum. Bu bir facia dır.
Yazacak çok şey var ama şimdilik bu kadar; yazmaya devam edeceğim.
Mustafa GAZİM (Kurubacak)3713 Terörle Mücadele Sırasında 1995 yılında Kuzey Irak’ta yaralanan 1953 Bakanlar Kurulu 1053 nizamname ve T.S.K. Sağlık Yeteneği yönetmeliği mağduru