Marmara Depremi'nin "Batık Şehri"nden Canlı Yayın Yapıldı

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde su altında kalan "batık şehir"den canlı yayın yapıldı

Marmara Depremi'nin ardından fay hattının Değirmendere Mahallesi Çınarlık Meydanı'nda yer alan otel, vapur iskelesi, çay bahçesi, ev gibi yapıları denize çekmesiyle oluşan "su altı şehri"ne, su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan'ın da yer aldığı 9 kişilik ekip dalış yaptı.

Anadolu Ajansı (AA) ekibinin de destek verdiği dalışta Ceylan, 27 dakika süren canlı yayında "su altı şehri"nde gördüklerini anlattı.

Ceylan, AA muhabirine, bundan 24 yıl önce bugün ve bu saatlerde, yine suyun altında olduğunu belirterek, depremde Ankara'da bulunduğunu, yaşanan acıya kayıtsız kalamadığını ve bölgeye yardım için geldiğini anlattı.

Başında bulunduğu bir arama kurtarma ekibiyle Gölcük'e geldiğini, o dönem ekipman olarak iyi bir durumda olduklarını aktaran Ceylan, "Depremin özellikle Halıdere'de, Ulaşlı'da su altında kalmış hem insanları hem yardıma ihtiyaç duyulan alanlarda çalışmıştık. O görüntüleri pek servis etmiyoruz. Biliyorsunuz, o saatte insanlar çay bahçesinde oturuyorlardı. Vefat edenleri çıkarmak da bize düştü. Tabii ekibimizde bir genel cerrah vardı, çok sayıda yaralıya yardım etti." ifadelerini kullandı.

Ceylan, aradan geçen 24 yılın ardından 17 Ağustos'u depremin su altındaki izleriyle andıklarına işaret ederek, "Tabii bu zor bir olay. Türkiye'de ilk defa su altından canlı yayın, bir de konuşma sistemi ekledik. Suyun altında gördüklerimi su altında anlattım ve kayıt oluşturuldu." dedi.

"Suyun altındaki izler duruyor"

Ceylan, dalış ekibine Sahil Güvenlik Komutanlığı Dalış, Emniyet, Güvenlik, Arama ve Kurtarma Timi (DEGAK) İstanbul Birimi ve Değirmendere Sualtı Topluluğunun da katıldığını belirterek, toplam 9 kişilik bir ekiple güzel bir çalışma gerçekleştirdiklerini anlattı.

Ceylan, şunları söyledi:

"Anadolu Ajansının canlı yayın ekibi bizimleydi. Zor bir uğraşı tamamladık. Suyun altında 27 dakika hem görüntülerle beraber hem de konuşarak o gördüklerinizi anlatmak gerçekten zor bir olaydı. Bizim için zorluğu çok yüksekti. Biliyorsunuz karada bir bina yıkıldığında, yerine yenisi yapılıyor ve o izler gidiyor. İnsanın hafızasında o izler siliniyor ancak suyun altındaki izler duruyor ve orayı aslında anlatıyor olmamızın nedeni, deprem gerçeğini unutturmamak. Yoksa depremin izlerini sildik demekle deprem ortadan kalkmıyor. Bir daha deprem olabiliyor. Biliyorsunuz, bu bölgede özellikle deniz dolgu alanlarının hepsi suyun altında kaldı ve şu anda da kıyıdan belki 500 metre aşağıya kadar, 50 metre derinliğe kadar birçok depremin izini görebiliyoruz. Orası doğal bir resif oldu şu anda o batık şehir. Türkiye'de en fazla dalgıcın da gelip görmek istediği bir yer oldu. Bu anlamda da hizmet ediyor. O bölge birçok deniz canlısına da yuva oldu ve 17 Ağustos'u biz Anadolu Ajansının çok değerli katkılarıyla bu çalışmayı yapmış olduk, bu anma etkinliğini yapmış olduk."

Su altında yapılan canlı yayında, hem gördüklerini hem de daha önce yaşadıklarını anlattığını bildiren Ceylan, "Su altında kalan o binalar, insanların ayakkabıları önümüze çıktı. Bir sürü kişisel eşya hala suyun altında duruyor, bu kadar yıl sonra. O görüntüleri de çektik ve amacımız burada deprem gerçeğini unutturmamak. Bunun izleri silinmemiş." diye konuştu.

Bu bölgeyle ilgili kitap hazırladıklarını ve belgesel de yayınladıklarını aktaran Ceylan, bu bölgeyi "Derinlerdeki Acı" olarak nitelendirdiklerini, deprem karşısında egemen gücün olmadığını sözlerini ekledi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri