Her yaz olduğu gibi yine yalnız ve güzel ülkemiz orman yangınları ile boğuşurken diğer tarafta ekonomik sıkıntılarda halkın belini bükmeye devam ediyorken bu işin sorumluları ilgiyi farklı yönlere çekmek için elinden geleni yapıyor. Yani sihirbazlar gibi bazı göz aldanmaları ile odağımızı dağıtmaya çalışıyorlar. Çünkü işleri bu, bürokratlar gemiyi yürütür siyasetçiler muş gibi yapar.
Geçtiğimiz günlerde mecliste bir milletvekili yani seçimde gerekli oyu aldıktan sonra kürsüye çıkıp “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.” diye yemin eden bir vekil vatanın bölünmez bütünlüğüne kürsü dokunulmazlığı adı altında laf söyleyebilme cesaretini kendinde buluyor. Şimdi olayı tane tane işleyelim; vekil yeminini tutmuyor. Yemin ahlaki, vicdani ve manevi bir değerdir. Senin ahlakın buna müsait madem birde bunun anayasal karşılığı vardır.
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na göre, milletvekillerinin görevleri sırasında ifade ettikleri görüşler, yasa teklifleri ve oyları ile ilgili olarak sorumsuzluk (mutlak dokunulmazlık) hakkı vardır. Bu durum, Anayasa'nın 83. maddesiyle düzenlenmiştir ve milletvekillerinin meclis çalışmalarındaki söz ve davranışlarından dolayı yargılanmalarını engeller.
Ancak, Anayasa'nın 14. maddesi, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması gerektiğini vurgular ve Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerin, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan faaliyetler için kullanılamayacağını belirtir. Ayrıca, Anayasa'nın 83. maddesinin 3. fıkrasında, bu dokunulmazlığın Türkiye Cumhuriyeti'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı söz ve eylemler için geçerli olmadığı ifade edilmiştir.
Bu nedenle, bir milletvekili meclis kürsüsünde vatanın bölünmez bütünlüğünü bozucu söylemlerde bulunursa, bu durum Anayasa'nın 14. maddesi ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında değerlendirilebilir ve dokunulmazlık kaldırılarak yargılama yolu açılabilir. Yani, milletvekillerinin bu tür söylemleri Anayasa'ya aykırı olduğu için dokunulmazlık kapsamında değerlendirilmeyebilir ve suç oluşturabilir.”
Bir yaptırım uygulanır mı? Bence hayır. Çünkü meclis arenası artık sadece show amaçlı toplantıların yapıldığı yerdir. Şimdi bir de karşılığında sözüm ona ders verenlere gelelim. Orası Türkiye Büyük Millet Meclisi yani milletin malı ve millet temsilcilerinin bulunduğu yer değil mi? Sen hangi hakla hangi hukukla şiddet kullanırsın orada. Biz meselelerimizi kanun yoluyla değilde kaba kuvvetle çözeceksek size orada olmanız için neden para ödüyoruz. Zaten halkta gücü yettiğince kavga ve dövüş ile ve ya zorbalıkla yapmak istediğini yapabilir. Bu kaçıncı ya? Devamlı mecliste hangi hakla ona buna yumruk sallıyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor? Bu da meclis iç tüzüğünde;
TBMM İçtüzüğü'nün ilgili maddeleri:
- Madde 160 - Disiplin Cezaları: TBMM İçtüzüğü'ne göre, Genel Kurul'da milletvekillerinin uygun olmayan davranışları disiplin cezalarını gerektirebilir. Bu cezalar, uyarı, kınama, geçici çıkarma ve meclisten çıkarma gibi çeşitli şekillerde olabilir. Milletvekillerinin birbirine karşı fiziksel şiddet uygulaması durumunda bu disiplin cezaları uygulanabilir.
- Madde 161 - Geçici çıkarma: Eğer bir milletvekili meclis düzenini bozar veya diğer milletvekillerine karşı saldırgan davranışlarda bulunursa, Meclis Başkanı tarafından geçici olarak meclis oturumundan çıkarılabilir.
Bu tür olaylar yaşandığında, TBMM'de disiplin kurallarına göre değerlendirme yapılır ve uygun görülen disiplin cezası verilir. Ancak, milletvekillerinin dokunulmazlıkları nedeniyle, meclis dışında bu tür davranışlar için adli bir süreç başlatılması genellikle mümkün değildir. Bununla birlikte, ciddi durumlarda, milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırılarak adli yargılama yolu açılabilir.
Şeklinde düzenlenmiştir. Kavga etmek yerine neden bu söylemlerin önüne geçecek önergeler vermiyorsunuz? Yıllardır meclis çoğunluğu sizde neden dokunulmazlıkları kaldırmıyorsunuz?Bu soruların sonu gelmez…
Yani bizim kanunlarımız yapan, düzenimizi kuran kişilerin mecliste kavga etmelerini, bunun sonucu olarak ta çözümsüzlüğe gitmelerini izlemek zorunda değiliz. Şimdi tartışılan konu hakkında ne yapıldı, hangi sonuçlara varıldı bilemiyoruz. Zaten biz kimiz ki koskoca vekiller bize hesap versin. Bir vekilin bir asile karşı üstten baktığı sistem olabilir mi? Hepsinde Çakarlı araçlar trafikte bizi sıkıştırıyorlar, hepsinde onlarca koruma ve danışman parasını bize ödetiyorlar, hepsinde bir cehalet cezasını vatana kesiyorlar.
Yeter, artık yeter. İş dokunulmazlıkların kaldırılmasına gelince, iş vekil maaşlarına zam yapmaya gelince oy birliği sağlayabilirken, kendinize yaramayan hiçbir konuda anlaşmak istemiyorsunuz, hep bir kayıkçı kavgası veriyorsunuz ki insanlar sizin iş yapmadığınızı anlamasın diye hengame içerisinde yaşıyorsunuz. Bu arada sizin keyfiniz yerinde, çocuklarınız en güzel okullarda ve ya ülkelerde layıkıyla yaşıyorlar.
Biliyoruz biliyoruz, siz de bildiğimizi bilin istiyoruz.
Sürçü lisan affola…
ANIL AKIN