Malatya'da, yaklaşık 700 yıl önce yapılan ve günümüze kalıntıları kalan Şahabiyye-i Kübra Medresesi'nde yürütülen kazı çalışmalarında, turkuaz renkli çini parçalarına rastlandı, medresenin avlusu gün yüzüne çıkarıldı.
Memlüklü Sultanı Melik El Eşref Şaban devrinde, 1363-1376 tarihlerinde Battalgazi ilçesinde yaptırılan Şahabiyye-i Kübra Medresesi'nin doğu kısmında, Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğünce başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor.
Malatya Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Doğan, ecdat yadigarı yapıların ayağa kaldırılmasında, ihyasında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yurt içi ve dışında gerekli hassasiyeti gösterdiğini söyledi.
Bölge Müdürlüğü olarak da Şahabiyye-i Kübra Medresesi'ni yeniden ayağa kaldırmak amacıyla 21 Temmuz'da kazı çalışmalarına başladıklarını belirten Doğan, kazı çalışmalarında medreseyle ilgili yeni verilere rastladıklarını aktardı.
Doğan, medresenin planını ortaya çıkaracak verilere rastladıklarına işaret ederek, "Şu anda kazı çalışmalarının son evresine geldik diyebiliriz. Medresenin simetrik olduğunu düşünüyorduk, o simetride hücrelere, duvar izlerine rastlandı. Şu an çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.
"AĞIRLIKLI OSMANLI VE SELÇUKLU'YA AİT SERAMİK PARÇALARINA RASTLADIK"
Çalışmalar esnasında çeşitli eserler bulunduğunu dile getiren Doğan, şöyle devam etti:
"Kazı çalışması sırasında, taşınır kültür varlığı dediğimiz eserlere rastlandı. Ağırlıklı Osmanlı ve Selçuklu dönemlerine ait seramik parçalarına rastladık. Bu seramik parçaları genelde bitkisel ve geometrik desenlerin ağırlıkta olduğu parçalar. Ünik bir örnek olarak, 3 tane birbirini takip eden balık figürlü bir tabak parçasına rastlandı. Bizim için önemli olan turkuaz renkli çinilere rastlandı, bunun yapıya ait olduğunu tahmin ediyoruz. Medresenin çinilerle süslü olduğunun bir delili olarak düşünüyoruz. Bunun dışında birçok pipo malzemesi ile Osmanlı dönemine ait pişmiş topraktan yapılmış seramiklerin fırınlamasında kullanılan, üç ayak dediğimiz çok sayıda malzeme çıktı. Üç ayak malzeme, bize burada seramik üretimi olduğunu göstermesi açısından önemli."
Doğan, medresenin bitişiğinde de farklı dönemlere ait yapıların kalıntılarına rastladıklarını kaydederek, söz konusu yapılarla ilgili Koruma Kurulu'nun vereceği kararlar doğrultusunda ileriki dönemde bir çalışmanın yapılabileceğini söyledi.
Doğan, 2006 yılında medresede yapılan kazılarda avlunun açık olduğunun tahmin edildiğini belirterek, "Şu an avlunun taş döşemelerine kadar geldik. Avlunun ortasında bir havuzun olduğu, etrafı revaklı ve üstü açık bir avlu olduğu hemen hemen kesin. Revak, havlu ve hücre kısımlarında son rötuş kazıları yapılacak. Kazı bittikten sonra yapının rölevesini alacağız, daha sonra kurula gideceğiz. Önümüzdeki yıllarda da yapıyı ayağa kaldırarak turizme kazandıracağız" ifadelerini kullandı.