Milyonlarca gencin iş veya eğitim umuduyla ter döktüğü KPSS, YKS, ALES, YDS gibi sınavlardaki ücret artışına dikkat çeken Genç Memur-Sen Genel Başkanı Mustafa Başkara, "Sınav başvuru ücretlerinin, tutarsız ve öngörülemez artışlar ile daha büyük bir sorun haline gelmeye devam ettiğini" söyleyerek "sınavlara ilk girişte 20 TL’yi aşmayacak sembolik bir başvuru ücreti alınmalıdır" diyor.
Genç Memur-Sen ÖSYM sınavlarındaki giriş ücretlerinde yaşanan artışa yayımladığı raporla dikkat çekti. ÖSYM ve TÜİK verilerine dayanarak hazırlanan rapora göre, her yıl 8 ila 14 milyon gencin katıldığı sınavların ücretleri, son on yılda enflasyondan daha hızlı yükseldi. 2006 yılı baz alındığında, TÜFE oranında yıllık artış olsaydı, 195 lira olması gereken KPSS ücreti için adaylar bu sene 275 lira ödeyecek. Genç Memur-Sen Genel Başkanı Başkara, aradaki 80 liralık farkın rasyonel olmadığını savundu.
“SINAV GENÇLİĞİ YENİ BİR SOSYAL TABAKA”
Raporu tanıtan Başkara, ÖSYM sınav ücretleri ile ilgili şu değerlendirmeleri paylaştı:
“KPSS, YKS, ALES, YDS, DGS, TUS gibi kısa adlarıyla bilinen bu sınavlara, lisans ve lisansüstü eğitim öğrencileri ile mezun/işsiz durumdaki bireylerden her yıl ortalama 8 ila 14 milyon aday katılıyor.
Kamuda memur olmak, akademik kariyer yapmak, üniversiteyi kazanmak, tıpta uzman olmak, yabancı dil bilgisini tescillemek gibi hayallerle defalarca girilen bu sınavlar, adeta ülkenin genç kesimi için ortak bir payda haline gelmiş, “sınav gençliği” denebilecek yeni bir sosyal tabaka ortaya çıkarmıştır.
“SINAV ÜCRETLERİ ‘YÜKSEK ENGELLER’ HALİNE GELDİ”
Arttırılan sınav başvuru ücretlerinin, anayasal güvence altındaki eğitim ve öğrenim hakkına ulaşmayı güçleştiren, eğitimde fırsat eşitliğini zedeleyen “yüksek engeller” haline geldiği de ortadadır.
KPSS, YKS, ALES, YDS gibi sınavların başvuru ücretlerinin 2006’dan bu yana gerçekleşen yıllık artışları incelendiğinde, bazı yıllar ücretlerde artış olmadığı görülürken, örneğin KPSS başvuru ücretlerinde 2006’da yüzde 22.2, 2010’da yüzde 36.4, 2013’te yüzde 60, 2015 ve 2019’da yüzde 25 gibi çok yüksek ve tutarsız artışların gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Bu yüksek artışların aslında herhangi bir şekilde yıllık Yİ-ÜFE, TÜFE, YDO (Yeniden Değerleme Oranı) gibi piyasa koşullarını yansıtan yıllık ekonomik veriler ile bağlantılı gerçekleşmemiştir.
“ÖSYM TÜM GELİRİNİ SINAVLARDAN KARŞILIYOR”
ÖSYM’nin bütün giderlerini sınavlara başvuran adaylardan karşılamasının, anayasada güvence altına alınan eğitim-öğrenim hakkı ve sosyal devlet anlayışına da uygun olmadığı açıktır.
KPSS başvuru ücretinin, bir üniversite öğrencisinin bir aylık KYK bursu içindeki oranı olarak kabul edilmiştir. 2012’de yüzde 30’un altında olan bu payın, 2021 yılına gelindiğinde yüzde 42,3 seviyesine çıktığı görülmüştür.”
“TÜM SINAV ÜCRETLERİ İLK GİRİŞTE 20 TL'Yİ AŞMAMALI”
Başkara, Genç Memur Sen olarak çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:
- Anayasal güvence altına alınan ve vatandaşlık hakkı olan “eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” bağlamında istisnasız herkesten üniversiteye geçiş sınavı (YKS), KPSS, ALES, YDS, TUS vb. sınavlara ilk girişte 20 TL’yi aşmayacak sembolik bir başvuru ücreti alınmalıdır.
- Sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak işsiz adayların ikinci kez girecekleri YKS, KPSS, YDS, ALES, TUS vb. sınavlara başvurularından yine 20 TL’yi aşamayacak sembolik bir ücret alınmalıdır.
- Birinci ve ikinci önerideki ölçütler dışında kalan adaylar için sınav başvuru ücretleri, piyasa şartlarının bile üzerinde olan mevcut ücretlere göre raporda iki varsayımı birleştirdiğimizde ortaya çıkan oran olan en az yüzde 42,5 daha indirimli uygulanmalıdır.
- e-YDS gibi elektronik sınavlar yaygınlaştırılmalı ve başvuru ücretleri makul seviyelere düşürülmelidir.