Menbiç için teklif edilen ortaklık ve Akdeniz’de ısınan sular…

Nuray Başaran

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Afrika yolunda ABD’nin Menbiç’te teklif ettiği ortaklık modelini açıkladı. Erdoğan, ‘ABD’liler, Obama döneminden beri Münbiç’te kalmayacaklarını, oraya girmiş olanları çıkaracaklarını, Fırat’ın doğusuna çekeceklerini söylüyor. Hep söz vermelerine rağmen, fiiliyatta YPG’yi oradan çıkarmadılar. Trump ve ekibi de aynı şeyi söylüyor. Ama fiiliyata yansımadı. Dışişleri Bakanları Rex Tillerson, geldiğinde “Çıkaralım onları. Münbiç’in yarısında güvenlik sizde, yarısında bizde olsun” dedi. Cevaben, “Ne sizde olsun güvenlik, ne de bizde! Münbiç oranın gerçek sakinlerinin olmalı” dedim. ABD’lilerin kast ettikleri, kentin asli sakini Arapların yerlerine yerleşmelerini sağlama amacıyla, Münbiç’in güvenliğini beraber sağlamaksa bu elbette yapılabilir.’ dedi.

İlk ağızdan bu açıklamalar yapıldığına göre insan sormadan edemiyor, ‘Bu teklif için 2bin kişinin mi ölmesi gerekiyordu’ diye. Ayrıca bu ortaklık sadece Menbiç ile mi sınırlı kalacak? Ve ne kadar samimi? Ne kadarı gerçekleşebilecek zamanla anlaşılacak. Ancak görünen o ki, bölgede sorun sadece Suriye ile sınırlı değil. Yarın Lübnan, İran, Ürdün…..

Yine aynı açıklamalar içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konulan başka bir yer daha var: Kıbrıs !

Erdoğan Macron ile görüşmesinden yola çıkarak sorulan soru üzerine şöyle diyor:

‘Macron, Kıbrıs ve münhasır ekonomik bölge konusunda daha yumuşak davranmamızı istiyor. Ben de kendisine uluslararası hukuka uygun davrandığımızı anlattım. Orada bulunacak petrol ve doğalgazda, Kıbrıs’ın kuzeyinin de güneyinin de hakkı var. Anastasiadis dürüst davranmak istiyorsa yapması gereken bir şey var: Arama çalışmalarının kime nasıl yaptırılacağını Kıbrıs’ın kuzeyiyle müzakere ile belirlemek. Sondaj beraber yapılmalı, çıkacak ürün de beraberce paylaşılmalı.

O bölgede KKTC’nin ve Türkiye’nin rızası olmaksızın bir adım atılamaz. ENİ hadisesinde bu görüldü. Yarın Fransa belki Total ile yapmak isteyecek bu işi. ABD belki Exxon ile yapmak isteyecek. Ama KKTC’nin ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının çiğnenmesine fırsat vermemiz mümkün değil.’

Öte yandan bugün gelen bilgilere göre, ABD savaş gemisi Doğu Akdeniz’de. Ki geçen hafta aynı savaş gemisi İstanbul Boğazı’ndan geçerken ilginç fotoğraf paylaşmıştı.(!) Acaba bundan ne anlamamız gerekiyor? Yine ABD Ankara büyükelçiliği güvenlik gerekçesiyle büyükelçiliğinin bugün kapalı olacağını ilan etti.

Anlaşılan o ki, Doğu Akdeniz’de yakın zamanda sular daha da ısınacak. İşte bu nedenle de acilen Kıbrıs için de ‘Hatay Modeli’ devreye girmelidir. 2. Dünya Savaşı öncesinde Hatay halkının bir referandum kararı ile anavatan Türkiye’ye katılması gibi… Yeni bir Hatay Modeli ile Kıbrıs’ın anavatana katılarak 82. Vilayet olması her geçen gün olmazsa olmaz hale gelmektedir. Böylece Kıbrıs üzerinden Doğu Akdeniz’de sürdürülen hegemonya mücadelesinin sıcak bir çatışmaya dönüşmesi de önlenebilir.

Öte yandan 8 Mart’ta ABD ile görüşmeler başlayacak. Bu görüşmeler sadece Türkiye açısından önemli değil. Türkiye nezdinde bölgenin ve ulus devletlerin kaderi belli olacak. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da katılacağı görüşmelerin içinde neler olacak? Erdoğan’a bu teklifte bulunanlar, bakalım Çavuşoğlu ile ne teklifler gönderecek? Tabii burada Erdoğan’ın duruşu ne olacak? Duruşu ne olacak diyorum, çünkü Afrin’de cephede kazandıklarımız ‘masa’da kaybedilmemeli… Yazmaya ve izlemeye devam edeceğiz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.