Merkez Bankası'nın dün yapılan genel kurulunda bağımsız denetçi ve mali müşavir Dr. Şakir Süloğlu, bankanın kurucu hissederlarından Mehmet Rifat Vardar'ın varislerinin mümessili olarak katıldı. Süloğlu, salonda yaptığı şu konuşma ile dikkat çekti:
TCMB’ mızın Olağan Genel Kurulu’na; Bankamızın Kurucu Hissedarlarından, MEHMET RİFAT VARDAR VARİSLERİ MÜMESSİLİ DR. ŞAKİR SÜLOĞLU Bağımsız Denetçi / Mali Müşavir olarak ilk defa katılmaktayım.
Mehmet Rifat VARDAR; 1878 yılında Makedonya-Köprülü şehrinde Ayanoğlu eşrafı ailesinin mensubu olarak doğmuş, Mülkiye mezunu, Selanik Maiyet Memurluğundan sonra Kaymakamlık yaptığı yerler, Langaza, Zihne, Menlik, Avrethisar, Nevrekop, Haymana, Cide ve Karaman’dır. Giresun Mutasarrıflığı, Giresun Valiliği ve Ordu Valiliği görevlerini ifa etmiştir. Ayrıca, TBMM Zonguldak Milletvekili olarak III. (01 Kasım 1927 – 26 Mart 1931), IV. (04 Mayıs 1931 – 23 Aralık 1934), V. (01 Mart 1935 – 27 Ocak 1939), VI. (03 Nisan 1939 – 15 Ocak 1943) ve VII. ( 08 Mart 1943 – 14 Haziran 1946) dönem (19 yıl) milletvekili seçilmiştir. 3 çocuk babası ve 05 Haziran 1948 yılında vefat etmiştir.
Mehmet Rifat VARDAR Kurucu Hissedarı Varisleri olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bizi 71 yıl bulamamış, hissedar olmamıza rağmen hiçbir genel kurula davet edilmedik. Ancak biz Merkez Bankamızı bulduk, girişimlerimiz sonucunda 29 Temmuz 2020 tarihinde hisse senedlerimizi teslim alıp, Varisler olarak bankamızın pay defterine kayıt işlemimizi gerçekleştirdik.
Mehmet Rifat VARDAR; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 1930 yılında Hisse Başı 100,00 TL olan 150.000 hisseden oluşan ve toplam 15.000.000,00 TL. (OnbeşmilyonTürk Lirası) kuruluş sermayesi ile kurulan bankamızın, (D) sınıfı hissedarı olarak 1932 yılında 3 hisse satın almış ve 300,00 TL. ödeyerek bankaya ortak olmuştur.
Sayın Divan, Değerli Hissedarlar,
Bankamızın Faaliyet Raporu hakkında Yönetim Kurulu’nun dikkatini çekmek istediğim hususlara gelince;
1-Hisse senetlerimizin teslim alınması ve mümessili bulunduğum varislerimizin adlarının pay defterine kayıt edilmesi sırasında prosedürler arasında bulunan, “Hisse Senedinin Veraset ve İntikal Vergisi ile ilişiği bulunmadığına dair Vergi Dairesinden alınacak yazı” istenmiştir.
-1-
Oysa, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu, 15 Haziran 1959 tarihinde 10231 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Yani Mehmet Rifat VARDAR’ın vefat tarihi olan 05 Haziran 1948’den tam 11 yıl sonra. Yazılı uyarımıza rağmen Hukuk Servisiniz tarafından istenmekte olduğu bize bildirilmiş ve ilgili vergi dairesine gidilmiş vergi dairesi bu durumu hayretle karşılamış bunu Merkez Bankası mı istiyor diyerek gülüşmeler meydana gelmiştir. Bu konu TCMB’ mızın imajı bakımından önemli olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla 1948 yılında ölen kişinin veraset yönünden mükellef olamayacağı gibi bankanın da böyle bir yazı istemeye mecbur tutması yerinde olmamıştır.
2-“Kamu İhale Mevzuatı ile Bankanın Belirli Alımlarına İlişkin Olarak Verilen İstisnanın İstisna Kapsamında Olmayan Diğer Alımlarda da Kullanılması” bahsi bankanın şeffaf yönetimi açısından çok önemli bulmaktayız ve bu konuya Yönetim Kurulunun dikkatlerini çekmek istiyoruz. Bu konu ve aşağıdaki konular T.C. Sayıştay Başkanlığı’nın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2019 Yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda eleştiri olarak geçmektedir. 2020 faaliyet yılında bu eleştiriye muhatab işlemler gerçekleştirilmiş midir?
3-“Banka Personeli ve Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilerin Tedavi ve İlaç Giderlerinin Dış Kaynak Temini ile Özel Sağlık Sigortası Alınarak Bütçeden Ödenmesi” bahsinde 2013 yılından 2019 yılına kadar Sayıştay’ın ikazına rağmen SGK’ya Genel Sağlık Sigortası primi ödenmesine rağmen, TCMB personeli ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi ve ilaç giderleri için 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3 ncü maddesinin (c) bendine göre dış kaynak temini yöntemiyle özel bir sigorta şirketi ile bağıtlanan sözleşme kapsamında 2019 yılı için 38.992.248,00 TL. tutarında mevzuata aykırı ödeme gerçekleştirildiği Sayıştay Raporunda şöyle belirtilmiştir.
1211 sayılı Kanun’un 4 ncü maddesi dolayısıyla Bankanın kendisine verilen görevleri yerine getirirken bağımsız olması, 22 nci maddesi dolayısıyla mali bağımsızlığının bulunması ve bütçesini kendisinin hazırlaması, 32 ve 33 ncü maddeleri dolayısıyla personelin statüsünü ve personele ilişkin özlük hakları ile sosyal yardımlar başta olmak üzere sair bütün hususları belirleme yetkisinin Banka Meclisine ait olması hususları Banka Meclisine 1211 sayılı Kanun’un 34 ncü maddesinde yer alan personel hakkında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükmüne aykırılık teşkil edecek şekilde personelin sağlık giderlerini Banka bütçesinden karşılama yetkisini tanımamaktadır. Banka Meclisi tarafından çıkarılan sağlık harcamaları ile ilgili düzenlemeler üst norm olan Kanun maddesinde yer alan hükme aykırı olamaz. SGK tarafından yürütülmesi gereken sağlık hizmetleri için hem SGK’ya hem de özel sigorta şirketine ödeme yapılması uygulamasından vazgeçilmesi gerekmektedir.
-2-
2020 yılı için bu kalemden ödemeler yapılmış mıdır ? Eğer yapıldıysa bu miktar ne kadar dır ?
4-Bir diğer önemli olduğunu düşündüğümüz konu ise; “Banka Yönetici Kadrolarına İlgili Mevzuat ve Performans Değerlendirme Sistemi Amacı Dışında Performans Tazminatı Ödenmesi” başlığında,
Banka Meclisi; 1211 sayılı TCMB Kanunu’nun 33 ncü maddesinden yetkiyi alarak, 10.01.2019 tarih ve 10691/20290 sayılı Kararıyla TC Merkez Bankası Memurlar Yönetmeliği’nin performans değerlendirmesi ve tazminatı hakkındaki maddelerini değiştirmiş ve TÜM BANKA PERSONELİNİ kapsayan bir sistemi kabul etmiştir.
Söz konusu Yönetmelik’in 2 nci maddesi ile Yönetmelik 01.01.2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Ancak, Yönetim Komitesi aynı gün eski uygulama talimatına göre yönetici kadrolarda görev yapan 140 kişiye 2018 yılı çalışmalarının değerlendirmesine ilişkin performans tazminatı ödenmesine karar vermiştir.
Ayrıca, 06.02.2019 tarih ve 52092 sayılı Kararıyla tüm Banka personelini kapsayan Performans Yönetim Sistemi Uygulama Talimatını kabul etmiş ve yönetici kadrolara ilişkin talimatı yürürlükten kaldırmıştır.
Yapılan incelemelerde; Yönetim Komitesinin, hem Banka Meclisinin Kararına hem de kendi Kararına aykırı olarak 10.01.2019 tarih ve 52064 sayılı Kararını değiştirmediği ve Şubat 2019 ayında yönetici kadrolarda görev yapan 140 kişiye eski uygulama talimatı çerçevesinde performans tazminatı ödendiği tespit edilmiştir.
Ayrıca, ödenen performans tazminatları incelendiğinde;
Bu durum, performans değerlendirme sistemi ile Banka çalışanlarının istenilen verimlilik düzeyine ulaşması amaçlanmasına rağmen amacından çıktığını, üst düzey yöneticilere ek ikramiye ödemesi haline dönüştüğünü ortaya koymaktadır.
Bu itibarla, Banka personelinin performansını teşvik etme amacıyla yürürlüğe konulmuş olan “Performans Değerlendirme Sistemi”nin amacına ve Banka Meclisince yürürlüğe konulan mevzuata uygun şekilde uygulanması, amacı dışında yönetici kadrolara ikramiye ödemesi aracına dönüştürülmemesi gerekmektedir.
Şimdi, 2020 faaliyet yılı içerisinde; bankanın kuruluş kanununa, yönetim komitesinin ve banka meclisinin almış olduğu kararına aykırı şekilde bu kalemden yine üst düzey yöneticilere ödeme yapılmış mıdır? Yapıldıysa miktarı nedir ? Bu ödemeler kimlere yapılmıştır? Alınan kararlara göre Tüm Personele ödeme yapılmış mıdır ?
5-“Temsil ve Ağırlama Kapsamında Yapılan Harcamaların Yasal Sınırın Üzerinde Olması ve Söz Konusu Harcamalara İlişkin Yeterli Kanıtlayıcı Belge Olmaması” konusu ise;
-3-
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından temsil ve ağırlama kapsamında yapılan harcamalarda yasal sınırın aşıldığı, ayrıca harcamalara ilişkin olarak ödeme emri belgelerine söz konusu ödemenin temsil ağırlama kapsamında olduğuna ilişkin yeterli kanıtlayıcı belge eklenmediği görülmüştür. 5473 sayılı Kanun ile 631 sayılı KHK’ya eklenen 14/b bendi ile temsil ve ağırlama giderlerine sınırlama getirilmiştir.
Buna göre; özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kamu tüzelkişiliğini haiz olarak kurum, kurul, üst kurul, enstitü, teşebbüs, fon ve sair adlarla kurulmuş kamu kurum ve kuruluşlarında, kanunlarında aksine hükümler olsa dahi, yapılacak temsil ve ağırlama giderlerinin yıllık toplamı, başkan ile temsil yetkisine haiz olan personelin bir aylık ortalama net ücretinin iki katını geçemeyecektir denilmesine rağmen, TCMB’nin 2019 yılı içerisinde kurum olarak toplam 14.962.003,60 TL temsil ağırlama harcaması yaptığı, söz konusu tutarın ise yukarıda belirtilen yasal sınırın çok üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
Bununla birlikte, temsil ağırlama harcamalarında, Türk Ticaret Kanunu’na ve vergi mevzuatına uygun olarak söz konusu ödemenin bu kapsamda olduğuna dair yalnızca harcama belgesinin arkasına “temsil ödeneği kapsamındadır” kaşesinin basılıp makam sahibince imzalandığı görülmüştür. Ancak bu kaşenin varlığı, özel statülü bir kamu kurumu olan TCMB açısından harcamanın içeriğinin temsil ağırlama kapsamında olduğu yönünde yeterli olmayıp bu kaşenin yanı sıra, davetli ve misafirlerin sayısı, harcamanın neleri kapsadığı gibi bilgilerin ayrıntılı olarak yer aldığı diğer kanıtlayıcı belgelerin de eklenmesi hukuken zorunludur diye Sayıştay raporunda yer almıştır.
2020 yılında temsil ağırlama giderlerine ne kadar harcanmıştır ? Yasal sınırlar aşılmış mıdır ? Harcamaların fatura veya diğer belgeleri usulüne göre alınmış mıdır ?
6-“Taşıt Kanunu’na Göre Araç Tahsisi Mümkün Olmayan Personele Lüks Nitelikte Araç Tahsis Edilmesi” konusuna gelince;
Banka tarafından gerçekleştirilen makam aracı kiralama ihalesi kapsamında; 237 sayılı Taşıt Kanunu’na ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde yer almayan makamlar için silindir hacmi 1600 cc üzerinde ve/veya yerli muhteva oranı % 50 oranının altında kalan yabancı menşeli binek araç kiralandığı görülmüştür. 05/01/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 1’inci maddesinin (b) bendinde özel kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kurulan her çeşit bankanın kanun kapsamında olduğu belirtilmiştir. “Taşıt verilecekler” başlıklı 4 ncü maddesinde ise emirlerine ve zatlarına binek otomobili verilenlerin (1) sayılı cetvelde, makam hizmetlerine tahsis edilen taşıtların (2) sayılı cetvelde gösterildiği belirtilmiştir.
-4-
Aynı Kanun’un 7 nci maddesi gereğince de kamuda kullanılacak araçların; lüks ve gösterişten uzak olması, memleket yollarına uygun olması, ekonomik ve ucuz olması gerekmektedir.
Bununla beraber 2014/6425 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren 237 sayılı Taşıt Kanunu Kapsamında Edinilecek Taşıtların Menşei, Silindir Hacimleri ve Diğer Niteliklerinin Belirlenmesine Dair Karar’ın “Taşıtların Nitelikleri” başlıklı 1 nci maddesinde; belirtilen istisnalar dışında hibe dâhil her ne suretle olursa olsun yabancı menşeli binek veya station-wagon cinsi taşıt edinilemeyeceği, belirtilen makam ve hizmetler hariç olmak üzere, edinilecek binek veya station-wagon cinsi taşıtların silindir hacimlerinin 1.600 cc’yi geçmeyeceği, yerli muhteva oranı % 50’nin altında kalan taşıtların yabancı menşeli sayılacağı hüküm altına alınmasına rağmen, yabancı menşeli toplam 35 adet binek aracın sürücüsüz, yakıtsız ve kilometre sınırı olmaksızın 36 ay süre ile (7 gün 24 saat kullanılmak üzere) kiralandığı tespit edilmiştir. Ayrıca kiralanan bu araçların 237 sayılı Taşıt Kanunu’nun “Taşıt verilecekler” başlıklı 4 ncü maddesine ekli (1) ve (2) sayılı cetvellerde sayılmayan makamlara tahsis edildiği de tespit edilmiştir.
Peki, 2020 yılında Taşıt Kanunu’na, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine aykırı yabancı menşeli araç kiralanmış mıdır ? Kiralandıysa kaç araca ne kadar ödenmiştir ?
7-Kamuoyunu meşgul eden 128 milyar dolar konusuna TCMB’nın makul cevap vermesi gerektiğini düşünüyoruz.
SONUÇ OLARAK ;
2020 yılı TCMB faaliyet raporunun müzakeresini yaptığımız bu genel kurulda; T.C. Sayıştay Başkanlığı’mızın da tespit ettiği aynı zamanda yasal olmayan, Vergi Mevzuatımıza aykırı, kurumu ve kamuyu zarara sokan hatta TCMB Kuruluş Kanunu’na, Yönetim Komitesinin ve Banka Meclisinin almış olduğu kararlara aykırı olduğu tespit edilen hususlarla bağlantılı yukarıdaki sorularımızın cevaplandırılmasını, eğer 2020 faaliyet yılında da bunlara benzer yasal olmayan harcamalar yapıldıysa o miktarlar TCMB Vergi Matrahından usulsüz düşülmüş olmakla beraber vergi ziyaı’na sebep olduğu ve Hazinenin zarara uğradığı söylenebilir.
Dünyanın ve Ülkemizin Covid ortamında bulunduğu şu günlerde, milletimizin ekonomik bakımdan yaşadığı şartların ağırlaştığı ve yüksek faiz - maliyet dengesinin getirdiği sorunlar, ülkemizin üretim, istikrar, istihdam, ihracat ve nihayetinde insanımızın Ekonomik Refah Seviyesinin arttırılmasına yönelik kararların başında TCMB’ımız iyi yönetilmesine, kamu kaynaklarını verimli kullanmasına, israf ve tasarrufa çok özen göstermesine, kamuoyundaki imajının daha iyi olmasına, bankanın tartışmalardan ve şaibelerden uzak, şeffaf bir şekilde yönetilmesine ve hesap verebilirlik ilkesine bağlı olmasına bağlıdır diye düşünüyoruz.
-5-
Dolayısıyla, TCMB Yönetim Kurulunu, Banka Meclisini, İç Kontrol ve Risk Yönetim Birimlerini, Bankanın Denetim Kurulunu ve Dış Denetim yapan Bağımsız Denetim Kuruluşu’nun bu konularda daha da dikkatli ve hassasiyet göstermesi vijdani ve kanuni bir zorunluluk olduğunu hatırlatmak gereğini duyuyoruz.
Ankara, 30 Mart 2021
Dr. Şakir SÜLOĞLU
Bağımsız Denetçi / Mali Müşavir
MEHMET RİFAT VARDAR VARİSLERİ MÜMESSİLİ