Güldürü sanatının Türkiye'deki en önemli isimlerinden olan oyuncu Metin Akpınar, Kafa TV'nin YouTube kanalında yayınlanan Uzun Lafın Kısası programında Candaş Tolga Işık’ın sorularını yanıtladı.
Kızılay'ın AHBAP'a çadır satması konusunda 'etik'ten bahseden Akpınar "Ahlak biraz rahmanidir, dine bağlıdır. Etik, dinden ve sermayeden etkilenmeyen ahlaktır" dedi. Türkiye'de 'istifa' kurumunun olmadığını dile getiren Akpınar, AKUT'u ve isim vermeden kurucusu Nasuh Mahruki'yi övdü.
Metin Akpınar, şunları söyledi:
"Türkiye'de istifa kurumu yoktur. 'Ben yanlış yaptım, istifa' diye bir kurum bizde yok. İstifa müessesi aslında bir kaçış değildir, efendiliktir. İstifa bizde toplumun uyguladığı alışılmış bir davranış biçimi değil. Ama Yunanistan nereden baksan, İyonya'dan başlamasına rağmen medeniyet, onlar Batı'lı olduğu için biraz daha farklıdır, bizde malesef öyle değildir.
Kızılay'a gelince, Kızılay'ın sarı madenden yapılan kumbarası ve üzerinde 'Kızılay' olan şeyiyle ben Kızılay'a çok para topladım, Kızılay'a emek vermiş birisiyim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ekonomime göre Kızılay'a yardım da eden bir adamım.
Ama burada 'etik' meselesi var. 'Ahlak' biraz rahmanidir, dine bağlıdır. Etik, dinden ve sermayeden etkilenmeyen ahlaktır. Etik olursa insanda, o aahlak, benim için en geçerli ahlaktır. Onun olması, şirketlerin ona göre işletilmesi lazımdı. Kızılay'ın yardımlarını o bağlamda üretmesi lazımdı.
AFAD'ın Kızılay'a yaptırdığı ve deprem bölgesine koyduğu çadırlarda, insan yazın bile ölür. İncecik naylon bir kumaş. Bizde canlı kurtarma meselesi yanlış anlaşılır. Ceset çıkarmayı da kurtarma diyor bizimkiler. Halbuki kurtarma canlı kurtarmadır.
AKUT diye mükemmel bir kurumumuz vardı bizim, gönüllülerden oluşan. Everest'in fatihi çocuğun da çiçekler gibi idare ettiği, yönettiği... Onu yediler önce, onu düşürdüler, sonra Kızılay'ı AFAD'ı yaptılar.
AFAD çalışıyor mu, çalışıyor. Ama AFAD politik bir kurum. Onun için gereği kadar gelişemedi. 11 ilde deprem olucna AFAD'ın kurtarma ekibi 7 bin kişi."