Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, Star gazetesindeki köşesinde “Fitneye prim vermeyelim” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Metiner yazısında, Erdoğan’a seslendi.
“İHANETİNİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ İÇİN PUSUYA YATAR”
Eski vekil Metiner şunları kaydetti:
“Adam dibine kadar fitneci. Egosu şişkin. Dava kaygısı yok. Kendisine bir makam verildiğinde herkesten çok ‘Reisçi!’
Kendinden makam alındığında Reis’in hasmı bi-amanı. Reis’i düşmanlarının ağzıyla suçlayacak kadar da müptezeller. Düşmanları Reis için ‘diktatör’ der. O da bunu aynı kapıya çıkan ‘tek adam’a dönüştürür. Partinin az biraz ayağı mı sürçtü? Bunu ‘Fabrika ayarlarından sapan’ Reis’e bağlar. Seçim vakti gelip çattığında beklediği makam verilmeyince veya elindeki makam alınınca karşı kampa geçer. ‘Ben olmazsam işte böyle olur!’ dedirtir. İhanetinin ödüllendirilmesi için pusuya yatar. Sahada ölümüne çalışan hasbileri itibarsızlaştırmaya çalışır. Onların üslubunu diline dolar. Sertliğini vs... Bekler ki teşkilatlar yeniden şekillendirildiğinde kendisini tekrar baş yapsınlar.
Fitnesini her düzeyde sürdürür. Günün birinde içimizden birilerinin çıkıp şöyle diyeceğini bilir: “Fitneye prim vermeyelim. Geçmişi bir kenara bırakalım. Haydi kucaklaşalım. Birliğimizi-beraberliğimizi bozmak isteyenlere izin vermeyelim.” İşte o günü bekler. “Fitneye prim vermeyelim!” söylemiyle ihanetinin ve fitnesinin ödüllendirileceği o günü dört gözle bekler.
Ve hiçbir şey olmamış gibi tekrar başa gelir kurulur. Hiç kimse kusura bakmasın ama ‘Fitneye prim vermeyelim!’ söylemi içimizdeki hainlerin ve fitnecilerin tekrar ödüllendirileceği bir sonuç doğuracaksa çok yazık! Hasbileri daha çok küstürecek bir süreç zevali beraberinde getirir.”
“hepsinin ortak derdi: reis’e yenilgi tattırmak”
Metiner yazısını şöyle sürdürdü:
“Adamlar fitne fücur. Hep baş olmaya meraklılar. Boy boylar. Kimisi uzun kimisi kısa. Ama hepsinin enaniyeti göğe sığmıyor. Ve hepsinin ortak derdi: Reis’e yenilgi tattırmak! Hiçbiri seferde görülmez. Sahada alın teri dökmez. Reis’in sonunu hazırlamak isteyenlerle aynı oyunun figüranı olarak dururlar. Mesela Reis’in siyasi zevalini getirmeyi amaçlayan 17/25 Aralık operasyonunun son hamlesini oluşturan Yüce Divan olayında FETÖ’cülerle aynı duyarlılığı paylaşırlar. Meclis’teki gizli oylamada FETÖ’cülerin isteği doğrultusunda ‘evet’ oyu kullanarak Reis’e meydan okurlar. Kripto dediğin zaman da sizi fitnecilikle suçlarlar... Referandumda ‘hayır!’ derler. Reis ve AK Partililer ‘evet!’ için cansiperane çalışırken onlar sahada görünmezler. El altından gizlice ‘hayır!’ için çalışırlar.”
“İHANETLERİ ZAHİR OLANLARI TEKRAR BAŞA GETİRMEK TAM DA PRİM VERMEK ANLAMINA GELİR BİLİNE”
Metiner yazısını şöyle sonlandırdı:
“Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçiminde de kendi liderlerine ve partilerine oy vermedikleri gibi alttan alta aleyhte çalışırlar. O seçimlerde kimleri sahada görmediyseniz işte onlardır bahse konu kişiler. 31 Mart seçiminde sahada olmadıkları gibi AK Parti’ye kaybettirecek telkinleriyle ve faaliyetleriyle fitne saçanlar şimdi kalkmış ‘Partimiz’ edebiyatı yaparak akıl veriyorlar.
Açık açık soruyoruz:
Siz Yüce Divan oylamasında, referandumda, Cumhurbaşkanlığı/milletvekilliği ve 31 Mart yerel seçimlerinde nasıl bir tercihte bulundunuz? İnandığınız kutsallarınız üzerine yemin ederek söyleyiniz: Siz Yüce Divan oylamasında “evet” dediniz mi demediniz mi? Siz referandumda “hayır!” dediniz mi demediniz mi? Siz Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a ve milletvekilliği seçiminde AK Parti’ye oy verdiniz mi vermediniz mi? Siz 31 Mart seçiminde hangi partiye oy verdiniz? Çevrenize hangi partiye oy verme telkininde bulundunuzReis’e ve partiye kaybettirmek için her türlü fitne fücuru yapanlar bir de utanmadan kalkıp kendilerini eleştirenleri fitnecilikle suçlamazlar mı? İşte asıl bu pişkinliğe ve yüzsüzlüğe yanarım! Bir de asıl şuna yanarım: İhanetleri ve fitneleri zahir olan insanları yeniden kucaklamayı “Fitneyi önleme” önerisiyle sunan içimizdeki safdillere! Bunlar gün gelir “FETÖ’cüleri de affederek beyaz sayfa açalım!” derlerse hiç şaşırmam.
Merhamet maraz doğurur. İçinizdeki fitne unsurlarından kurtulmadıkça ne bünyeniz sağlamlaşır ne de seferiniz zaferle taçlanır. Fitnecilikleri ve ihanetleri zahir olanları tekrar başa getirmek tam da prim vermek anlamına gelir, biline!”