Kayseri Şems Mevlana Kültürünü Yaşama Sanatı Derneğince tarihi medresede 2017 yılından bu yana tasavvuf sohbetleri düzenleniyor, sema öğretiliyor.
Kadın ve erkek üyeler, Dernek Başkanı zakir Serpil Olgunbaş'ın verdiği tasavvuf sohbetlerine katılıyor.
Dernek üyeleri ayrıca Konya'ya sık sık giderek Mevlana Hazretlerinin türbesini ziyaret ediyor ve manevi kişilerin nasıl ziyaret edileceğini uygulamaları öğreniyor.
Serpil Olgunbaş, AA muhabirine, Türk ve İslam aleminin en büyük mutasavvıflarından Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin özellikle Batı dünyasında hümanist, filozof olarak bilindiğini, bir İslam alimi ve bilgini olduğunu ön plana çıkarmaya çalıştıklarını söyledi.
Manevi eğitimler alan üyelerinden 8'inin semazen olduğunu anlatan Olgunbaş, "Kardeşlerimiz semazenliği teknik olarak öğrenip yapıyorlar. Bunun manevi kısmı olmadığı zaman o hazzı alamıyorsunuz. Bu, bir gösterimden ibaret kalıyor. Tasavvufa göre sema, Allah'ı işitmenin, Allah'ın ilminde olabilmenin halini yansıtan bir durumdur." diye konuştu.
Herkesin dini yaşayışının farklı olabileceğini ifade eden Olgunbaş, özünü kaybetmemenin önemine değindi.
Rivayetlere göre Mevlana Hazretlerinin, Hunat Hatun Medresesi'ndeki odada Seyyid Burhaneddin'den 3 ya da 9 yıl batın ilimlerin başlangıç eğitimini aldığını anlatan Olgunbaş, şunları kaydetti:
"İnşallah bizler de onların yolundan, feyzinden, muhabbetinden yararlanarak gideceğiz. Öncelikle kişinin, İslam'ın emirlerine, yasaklarına uygun hareket etmesine yönelik tavsiyelerde bulunuyoruz. Üyelerimiz içinde öğrenci olanlar da çalışan kardeşlerimiz de var. Onların çalışma saatlerine uyacak şekilde eğitim veriyoruz. Bu, aslında 24 saat olan bir eğitim. Semazenlik süreci kişinin manevi durumuyla alakalı, algısıyla, alımıyla alakalı bir durum. 10 dakikada, 10 saniyede sema haline giren kardeşlerimiz var, 10 senede de."
Olgunbaş, internet üzerinden uzaktan da verilen tasavvuf eğitimine, yurt dışından da katılanların olduğunu vurguladı.
Medresedeki hücrede 6 yıldır tasavvuf dersi alan lise son sınıf öğrencisi Alper Vedat ise küçüklükten bu yana tasavvufla ilgilendiğini, ney ve bendir çalmayı öğrendiğini, semazenlik yaptığını kaydetti.