Bahçeli, "3 Mayıs Milliyetçiler Günü" dolayısıyla yayımladığı mesajında, bugünün, müstesna bir uyanışın adı, muazzez bir uyanıklığın ahlakı, muhteşem bir mücadele ufkunun anısı olduğunu belirtti.
Türk ve Türkiye düşmanı akım, görüş, fikir ve yabancı ideolojilere karşı demokratik itirazlarını, meşru reflekslerini, sivil tepkilerini cesurca gösteren dönemin Türk milliyetçilerinin her türlü takdir ve övgünün üzerinde olduğunu vurgulayan Bahçeli, onların, kendilerinin heyecan ve iftihar kaynakları olduğunu kaydetti.
3 Mayıs 1944'te komünist hedeflerin, kozmopolit emellerin, baskı ve dayatmaların reddedildiğinin, masum şekilde, milli bir ruhun eşliğinde protesto edildiğinin altını çizen Bahçeli, tertemiz vicdanlı milliyetçi gençlerin haklı ve haysiyetli direnişlerinin müteakip süreçlerde işkence, zulüm, eziyet, mahrumiyet ve mahkumiyetle örselenmeye çalışıldığını anlattı.
Bahçeli, Türklük şuurunun, Türkçü duruşun, Türkiye sevdasıyla yanıp tutuşmanın faturasının ağır olduğunu, İstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesinde utanç davasına dönüştüğünü belirtti.
3 Mayıs 1944'te aslen ve esasen milli bekanın müdafaasının yapıldığını, Türk milletine mensubiyetin kuvveden fiile çıkan iradesinin yüksek bir çağrı olarak sahnelendiğini ifade eden Bahçeli, vesayete karşı çıkıldığını, Türkiye üzerinde oynanan oyunlara belki de ilk kez demokratik gösterilerle karşı durulduğunu kaydetti.
Bahçeli, 3 Mayıs'ı, "haktan, halktan ve hakikatten yana olanların inançlı duruşu" olarak niteleyerek, bu tarihi duruşun, zaman içinde dalga dalga büyüdüğünü, gittikçe alanını genişleterek, toplumsal zeminde kökleşip milliyetçi bir harekete istikamet çizdiğini vurguladı.
3 Mayıs 1944 olayları vesilesiyle tutuklanan 24 milliyetçi kahramanın sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı iftira ve isnatlara maruz kaldığına işaret eden Bahçeli, milliyetçiliğin demokrasiyle özdeşliğinin derin izlerinin, tam bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin kanıt ve kararlarının 1940'lı yılların hüzün dolu sayfalarında bulunacağını belirtti.
- "Parmak sallayanlara haddini bildirmek tarihi sorumluluğumuz"
Milliyetçiler Günü'nün, zulme, çileye, haksızlığa, iş birlikçiliğe sabır, akıl, iman ve azimle meydan okumanın ifade kudreti olduğunu vurgulayan Bahçeli, mesajında şunları kaydetti:
"Bilinmelidir ki Türk milliyetçileri her zaman ve her seviyede milli birlik ve kardeşlikten yanadır. Yanlışa 'yanlış' demek, hıyanet ve karanlığın karşısında milli ve ahlaki tavır göstermek hem vakarımızın gereği hem de üstlendiğimiz milli görevin gayesidir. Türk milletine tuzak kuranlardan hesap sormak, Türkiye'ye parmak sallayanlara haddini bildirmek tarihi bir sorumluluğumuzdur. Küresel tehditlerin, bölgesel tehlikelerin, emperyalist kuşatmaların tesirsiz hale getirilip püskürtülmesi hususunda dün olduğu gibi bugün de kararımız kesin, duruşumuz katidir. Elbette bir olacağız, sağlam birlikteliğimizle ülkemizin ve milletimizin bekasını mutlaka koruyacağız. Türkiye Cumhuriyeti kendi kaderine kendisi yön verecek, Cumhur İttifakı da istikbalin mimarı, istiklalin muhafızı olacaktır.
Türkiye'nin varoluş mücadelesinde, Türk milletinin beka ve payidarlık davasında sorumluluk alan, samimiyet gösteren, elinden gelen çabayı gösteren her insanımızı gönülden selamlıyorum. Unutulmasın ki, Türk milleti sevdasını yüreğinde taşıyan fazilet ve fedakarlık burcu evlatları sayesinde adından ilelebet söz ettirecek, anılarından ve kutlu varlığından her daim bahsettirecektir."